Belucistan’ın bağımsızlık ilanını duyuran Mir Yar Baloch, karar sonrası Pakistan’ın baskısının arttığını belirterek, ‘işgal’ son bulana kadar direneceklerini söyledi
Pakistan, İran ve Afganistan devletlerinin sınırları arasında üçe bölünen Belucistan’da bağımsızlık mücadelesi hiçbir zaman bitmedi. 19. yüzyıla kadar bir bütün olan Belucistan, bu yüzyılın sonunda İngiltere tarafından şimdiki Pakistan, İran ve Afganistan arasında üçe ayrıldı. 1928’de İran, Belucistan’ın batı kısmını işgal altına alırken, doğu kısmı 1947’de Pakistan devletinin kurulmasına kadar İngiliz kontrolü altında kaldı ve özerk yapılara dayanarak yönetildi. Belucların nüfus olarak en yoğun bulundukları yer ise Pakistan.
Belucistan’ın Pakistan merkezi yönetimine karşı ayaklanması 1946 yılında Kalat Prensliği’ni yöneten Mir Ahmet Yar Han’ın bağımsızlık talebiyle başladı. Mir Ahmed Yar Han, bağımsızlık davasını İngiliz Kraliyet önünde savunması için danışmanı Muhammed Ali Cinnah’ı atadı. Tarihler 4 Ağustos 1947’yi gösterdiğinde Cinnah, son Hindistan Valisi Lord Mountbatten ile Pandit Cevahirlal Nehru toplantılarıyla Kalat’ın bağımsızlığının kabul edilmesini sağladı. Toplantının ertesi günü (5 Ağustos) Kalat Prensliği’nin bağımsız olacağı konusunda anlaşma sağlandı ve Cinnah’ın girişimleriyle Kharan ile Las Bela prensliklerinin de Kalat’a bağlanak bağımsız Belucistan kurulması çalışmaları başladı. Kalat Prensliği ile Müslüman Birliği arasında 11 Ağustos 1947 tarihinde, Kalat Prensliğinin bağımsız bir devlet olarak tanınmasını ve Belucistan’ın bağımsızlığına saygı gösterileceğini öngören bir anlaşma imzalandı. 15 Ağustos’ta da Kalat Prensliği bağımsızlığını ilan etti.
İngiltere’nin tutumu
Kalat Prensliği, İngiltere ile yapılan anlaşma gereği toprakların iadesini beklerken, İngilizler 12 Eylül’de Kalat’ın bağımsız bir devletin sorumluluğunu üstlenebilecek bir konumda olmadığı belirten bir muhtıra yayımladı. Muhtırayla Hindistan ve Pakistan resmen devlet statüsüne kavuştu. Belucistan prensliklerine ise Pakistan’a bağlanmaları yönünde baskılar arttı. Kharan, Las Bela ve Makaran prenslikleri Pakistan bölgesi olmayı kabul ederken, Mir Ahmed Yar Han yönetimindeki Kalat Prensliği bağımsızlığı seçti. Diplomatik yollarla Kalat Prensliği’ni alamayan Pakistan, 26 Mart 1948’de ordusuyla bölgeyi işgal etti. Askeri olarak karşı çıkma gücü olmayan Kalat Prensliği, Pakistan bölgesi olmayı kabul etmek zorunda kaldı. Belucistan, resmen sömürge konumuna düştü. Ancak Beluclar, 1948’den bu yana sürdükleri direnişle kimlik ve varlıklarını koruma mücadelesi veriyor. En son Beluc liderlerden Mir Yar Baloch tarafından 14 Mayıs’ta Birleşmiş Milletler’e (BM), bağımsız Belucistan için başvuru yapıldı ve ülkenin bağımsızlığı ilan edildi.
Mir Yar Baloch, verilen mücadeleye dair değerlendirmelerde bulundu.
Belucistan İngiltere’nin kurbanı
Pakistan’ın kurucusu Muhammed Ali Cinnah’ın Kalat Prensliği’ni yöneten Mir Ahmet Yar Han’ın yasal danışmanı olduğunu belirten Mir Yar Baloch, ancak Cinnah’ın yönetime ihanet ettiğini söyledi. Askeri işgalden önce Belucistan halkı ve liderlerinin Pakistan devletinde birleşme önerisini oybirliğiyle reddettiğini ifade eden Mir Yar Baloch, “Belucistan, İngiliz sömürgecilerin kurbanıdır. Toprakları kasıtlı olarak farklı bölgelere bölündü. İngiliz diplomat ve devlet memuru Sir Mortimer Durand, 1893’te o zamanki Afganistan hükümdarı Emir Abdurrahman Han ile bir anlaşma imzaladı. Durand Hattı Anlaşması, Afganistan ve Belucistan halkını böldü ancak Afganistan hükümeti anlaşmayı 100 yıl sonra yenilemedi. Afganistan sınırları içinde kalan Helmand, Nimroz, Farah ve Registan’ın sınır bölgeleri Beluc nüfusunun yaşadığı tarihi Belucistan topraklarıdır” diye belirtti.
Pakistan’da baskılar arttı
Bağımsızlık ilanından sonra Pakistan’ın baskılarının giderek arttığını söyleyen Mir Yar Baloch, “Şimdi dünya devreye girmeli ve Pakistan’ı toprakları boşaltmaya zorlamalı, Belucistan’ın savunma güçlerini desteklemelidir. Çünkü Pakistan’ın vahşeti zirvededir. Daha önce kaçırılan 3 kişinin yargısız infaz edildiği ve parçalanmış cesetlerinin Rukni’nin Barkhan Bölgesi’ndeki yol kenarlarına atıldığı bilgisini aldık. Pakistan’ın savaş uçaklarının Belucistan’ın ücra bölgelerini bombaladığına dair çok sayıda rapor var. İnsanlar kaçırılıyor ve herhangi bir yasal süreç olmaksızın parmaklıklar ardına atılıyor. Durum, 1971’deki Bangladeş’ten daha kötü. Protestolar sivil halk grupları tarafından organize ediliyor ve temel amaçları Pakistan’ın vahşetini ifşa etmek” ifadelerini kullandı.
Kadınların mücadelesi sürüyor
Belucistan Özgürlük Mücadelesi’nde kadınların önemli bir rol oynadığına dikkat çeken Mir Yar Baloch, “Kadınlar tutuklanıyor ve işkence görüyor. Binlercesi tutuklandı. Buna rağmen Beluc kadınlar eylemlerin ön safında yer alıyor” dedi. Siyasi mücadelenin yanı sıra silahlı mücadelenin de devam ettiğini belirten Mir Yar Baloch, “Pakistan, Belucların sesini bastırmak için askeri güç kullanıyor. Beluci Kurtuluş Ordusu (BLA) ise bunun karşısında yer alıyor. BLA, Beluc halkın desteğini alıyor çünkü her sıradan Beluc, BLA’yı topraklarının kurtarıcısı ve koruyucusu olarak görüyor” diye belirtti.
‘Sonuna kadar direneceğiz’
Belucistan’ın tarihsel olarak Pakistan’dan daha eski olduğunun altını çizen Mir Yar Baloch, Pakistan’ın Belucistan’ı tanıması ve işgal ettiği topraklardan çekilmesi için direneceklerini vurguladı. Mir Yar Baloch, şöyle devam etti: “Pakistan, ilk günden itibaren terörizmi ve cihatçılığı dış politikanın bir aracı olarak benimsedi. İslamabad savaştan kar eden bir yer ve bölgesel çatışmalardan her zaman yararlandı. Belucistan, trilyonlarca poundluk nadir toprak minerallerine sahip, son derece önemli bir bölgedir. Bağımsız bir devlet olarak tanınmalıdır. Dünya, Belucistan halkına yardım etmelidir.”
Haber: Berivan Kutlu / MA