MLSA ve Almanya İstanbul Başkonsolosluğu’nun ‘Dijital Çağda Basın Özgürlüğü’ panelinde konuşan Nesrin Nas, ‘Özgür bir medyayı savunmak insanlık için hayatidir’ derken; Rıza Türmen, ‘Basın çalışanlarına yönelik tehdit oluşturmaya başladı’ diye belirtti
Almanya İstanbul Başkonsolosluğu ve Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA), “Dijital Çağda Basın Özgürlüğü AİHS’nin 75. Yılı ve 10. Madde’nin Rolü” başlıklı panel gerçekleştirdi. Almanya İstanbul Başkonsolosluğunda düzenlenen panelin moderatörlüğünü Almanya Başkonsolosu Dr. Regine Grienberger ve MLSA Eş Direktörü Veysel Ok yaptı. İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) eski Yargıcı Rıza Türmen ile Ekonomist Akademisyen Nesrin Nas’ın konuşmacı olarak katıldığı paneli çok sayıda gazeteci izledi.
Panelde ilk söz alan Rıza Türmen, 20. yüzyılı insanı olduğunu ve 21’nci yüzyıl teknolojisinde yaşamanın zor olduğuna belirtti. Rıza Türmen, “Teknolojinin karşısında olmamalısınız. Teknolojinin şekil verdiği bir dünyada yaşıyoruz. Değişimin nasıl geliştiğini gördüm yaşadığım. Eskiden evlere oturmalara gidilirdi. Şimdi televizyon çıktı telefon çıktı. Böyle bir değişim geçirdi. Teknolojik gelişmeler sayesinde ömrümüz uzadı. Yaşama koşullarımız, çalışma koşullarımız daha iyi oldu ama teknoloji her zaman iyi midir? Teknoloji ne iyidir ne kötüdür. Endüstrileşmenin geliştiği döneme bakılırsa tekstil gelişti ama çalışma koşulları ağırlaştı. Atom çekirdeğinin parçalanması büyük bir gelişme ama aynı zamanda atom bombası yapıldı” diye konuştu.
‘Basın çalışanlarına yönelik tehdit oluşturmaya başladı’
Dijital teknolojinin basın üzerinde önemli tepkiler doğurduğuna dikkat çeken Rıza Türmen, “Basına zaman kazandırdı, geniş kitlelere ulaşabiliyor. Basın özgürlüğü bakımından bunlar önemlidir ancak zorlu tarafları da var. Basın çalışanlarına yönelik tehdit oluşturmaya başladı. Türkiye’de 2007’de internet düzenlenmesi 5657 sayılı yasa ile başladı. Fakat Gezi olayları gösteriyor ki haber ulaşımını hükümet kontrol edemiyor bu yüzden bu yasa değişti. Mahkeme kararı olmadan erişim engeli yetkisi geldi. Bir başka örnek olarak, 2016’da darbe girişimi ile sıkıyönetim getirildi bu dönem KHK’ler ile medya üzerindeki baskı arttı, sosyal medya daha sıkı denetime alındı. Türkiye’de Wikipedia yasaklandı başka hiçbir yerde görmediğimiz bir şey bu” ifadelerini kullandı.
‘Özgür medyayı savunmak hayatidir’
“Dijital çağda basın özgürlüğü ve demokrasinin korunması” başlığı altında konuşan Nesrin Nas, “Otoriterler rejimlerde medyanın kontrolü sadece sansür amaçlı değildir ekonominin de kontrolü amaçlıdır. Medyanın yine de belli yerlerde toplanması hayati rol oynar. Bu yüzden Özgür medyanın varlığını savunmak biz insanlar için çok hayatidir. Konvansiyonel medyanın kontrol edilmesi ile süreç başladı. Gerçeğin kaybolduğu bir medya dünyasının yaratılması, şeffaflığının azaldığı bir dünyada bulduk kendimizi. Devir sürat ve sosyal medya devri herkesin acelesi var herkes tıklanmak istiyor. Ne kadar tıklanırsanız o kadar geliriniz oluyor. Dijital medyaya gelince, dijital medya iktidarlara toplumu denetleme ve muhalefeti görünmez kılmak için 2000’li yılların başındaki dijital medya ve bugün ki dijital medya giderek şeytanlaşan bir medyaya dönüştü” diye belirtti.
Son olarak söz alan Gazeteci Christian Mihr, “Eğer gazetecilik ayakta kalmak istiyorsa toplum değişimi ve teknolojik değişimle olabilir. Sansür durumlarında gazetecilerin farklı çalıştığını görüyoruz. Bizim bu mevcut bir realite olarak kabul etmemiz gerekiyor bu gazetecilik ortamında. AİHM’den bahsederken teşekkürümüzü ifade etmeliyiz.” dedi.
Sunumların ardından panel soru cevap şeklinde son buldu.
İSTANBUL