Cumhur ittifakının ‘’Terörsüz Türkiye’’ önerisi halen hayat bulmuş değil. Zamana yayılan bir muallaklık devam ediyor. Halen içeriği doldurulmamış güvenden uzak konuşmalar yetersizlik içeriyor. Bu konuda önemli adımların birçok ayağının bir an evvel devreye girmesi gerekir. Öncelikle komisyonun belirlediği kişilerin hiç vakit kaybetmeden İmralı’ya gitmesi ve Öcalan ile görüşmesi artık kesinleşmelidir. Madem bu önemli sorunu dile getirdiniz devamını da getirmek vazifenizdir. Haftalık parti konuşmalarında dile getirdiğiniz önerileri buyurun meclisteki parti başkanları komisyon dışında İmralı’ya gitsin. Bahçeli partisinden izin aldı Öcalan ile görüşmek için olumlu bir adım diğer parti başkanları da aynı yolu takip etmelidir. Öcalan muhatap olduğuna göre çözümü de kendisiyle tartışın. Devletin 50 yıllık bir savaşta hiç mi suçu yok? Faili meçhul cinayetler, köy boşaltmalar unutulmaz. Nedenlerini masaya yatırma zamanı geldi. Somut hataların açıklanması gerekmez mi? Günümüzde dahi Kürt siyasilerin binlercesi cezaevlerinde. Geçmiş ile hesaplaşılmadığı için bugünkü hukuksuzlukları yaşıyoruz.
Suriye’de her gün yeni bir hareketlilikle karşılaşıyoruz. Yoğun siyasi görüşmeler olurken halen silahlar susmuyor. Umarız ki bu silahlar en kısa zamanda devre dışı bırakılır. Suriye toprakları, inanç ve etnik yapısı dolayısıyla sorunlu bir yapıdadır. Bu yapıyı yönetmek kolay değil ama müzakerelerle bir sonuç alına bilinir. Şara ABD’ye gitti çözüm hakkında gerekli adımlar atılması konusunda bilgilendirildi. 10 Mart maddeleri doğru bir şekilde ivme kazanırsa ileriye dönük olumlu adımlar atılır. Türkiye SDG ve YPG konusunda halen ayak diretmektedir. Türkiye’nin destek verdiği HTŞ bugün hükümet olarak Suriye’de iktidardadır. HTŞ ve lideri terör listesinde başı ödüllü olan kişilerdir. Halen terör çizgisinde devam eden eylemler yapmaktadır. Terörsüz Suriye isteniyorsa o zaman destek verdiği teröristlere karşı durmalıdır. Benim teröristime ben sahip çıkarım anlayışıyla Kürtlerin demokrasi ve barış taleplerine ses vermemek işleri daha zorlaştıracaktır.
Bu arada Güney Kürdistan’da iki gün süren önemli bir siyasi buluşma düzenlendi. En önemlisi Mazlum Abdi ve İlham Amed’in davetli olarak katılımıydı. Yalnız onlar değil önemli siyasi kişiler de davet edilmişti. Kürtler açısından bu önemli siyasi platforma katılmak ve özellikle de Rojava yönetiminin dünya kamuoyuna yaptığı açıklamalar yapıcıydı. Mazlum Abdi: “Suriye’deki teröristlere karşı ABD ve Fransa ile beraber çalıştık. HTŞ’ye Esad’dan sonra verilen şansı bize de vermelerini talep ediyoruz. Türkiye ile bizim bir sorunumuz yok ama onlar ısrarla bizi yok etmek istiyorlar.” İlham Amed’de; “10 Mart’ın işlevsiz kalmamasının nedeni Şam hükümetidir. Aksine bu konuda aleyhimize kara propaganda yapmaya devam ediyorlar. Bunun nedenleri ise Türkiye’nin baskılarından dolayıdır.” Sürgündeki parlamenter Osman Baydemir de: “Acımızı da biliyoruz, ilacımızı da acımız bölünmüşlük, ilacımız da birliğimizdir.” Bu konferansı düzenleyen Hewler hükümetine teşekkür ederiz. Hewler Orta Doğu’da Cenevre gibi çözüm merkezi olabilir. Hewler Ankara ile Qamışlo arasında arabulucu olmalıdır.
Meclisteki çözüm komisyonu da bu hafta sonu İmralı’ya gitmek için hazırlık içinde. Bu önemli görüşme için oylama yapılacak. Bu da ayrı bir gelişme olarak göze batıyor. Neden böyle bir oylamaya gerek var diye sormak aklımıza geliyor. Umarız bir an evvel bu görüşme olur ve sorunların çözümü için olumlu adımlar atılır. Terörsüz Türkiye’nin hayat bulması için ülke gerçeklerini masaya yatırarak bir sonuç elde edilebilir. Dünya değişiyor ve Türkiye’de bu değişime ayak uydurmalıdır. Tarihsel yaşanmışlıklardan ders çıkartarak ve ona göre de rotayı belirlemek gerekir.









