Maden Mühendisleri Odası, deprem sonrası kazı çalışmaları durdurulan metro tünellerinin büyük riskler taşıdığına dikkat çekerek, İBB’ye uyarı ve önerilerde bulundu.Mühendisler Odası, ‘Doğa bozulan bu dengeyi eski haline getirmeye çalışacaktır’ dedi
İstanbul’da 24 ve 26 Eylül 2019 tarihlerinde meydana gelen depremlerin etkisi devam ederken, çok sayıda evde hasar meydana geldi. 29 okulun hasarlı olmasından kaynaklı öğrenciler, evlerinden çok uzakta bulunan okular da eğitimine devam etmek zorunda kaldı. İstanbul Üniversitesi Çapa Diş Hekimliği Fakültesi binasında 5.8’lik depremin ardından hasarlar oluşmuş, öğrenciler de derslere girmeme kararı almıştı. Öğrencilerin günler süren eylemi sonrası binanın tahliyesine karar verildi.
Mühendis ve Mimar Odaları Birliği’ne (TMMOB) bağlı Maden Mühendisleri Odası, İstanbul’da meydana gelen 5.8’lik deprem sonrası durdurulan metro tüneli çalışmalarına ilişkin yazılı açıklama yaptı. Karşılaşılacak risklere dikkat çeken Maden Mühendisleri Odası, 5 Ocak 2018’de İBB’ye yaptığı ilk uyarıyı seçimlerin ardından değişen İBB yönetimine de yaptı. Tüneller projelendirilirken, incelenen bölgelerin depremselliğinin de dikkate alınması gerektiğini belirten Maden Mühendisleri Odası, projelerin uygulanmasından sonraki süreçte de tünel ve yüzey hareketlerinin takip edilmesi gerektiğine dikkat çekti. İBB’ye tünel kazıları ve inşaat faaliyetleri süresince oluşabilecek deformasyonlara karşı anlık olarak ilgili geoteknik ölçümler ve takipler yapılarak gerekli önlemlerin alınması gerektiğinin hatırlatıldığı açıklamada, güçlendirme faaliyetlerinin önemine vurgu yapıldı.
Maden Mühendisleri Odası, “Yeraltı çalışmaları şehir içinde ve yapılaşmaların yoğun olduğu alanların altında yapılmaktadır. Şehir içi tünelcilikte en önemli unsur yüzeydeki yapıların, yeraltında yapılan kazılardan ve inşaat çalışmalarından etkilenmemesidir. Bu sebeple yüzeyde ciddi izleme ve ölçümler yapılarak, yüzey etki haritaları çıkarılmaktadır” dedi.
Mühendisleri Odası, kazıları başlatılan metro tünelleri ile ilgili olası tehlikeleri ve yapılması gerekenler için uyarı ve önerilerde bulundu. İstanbul gibi deprem kuşağında olan kentlerdeki yeraltı çalışmalarında beklenen tehlikeleri ve alınması gereken tedbirlerin sıralandığı açıklamada uyarı ve önerilerden bazıları şöyle: “Yeraltında açılan bir boşluk yüzeydeki statik dengeyi, yani doğanın dengesini bozmaktır. Doğa bozulan bu dengeyi eski haline getirmeye çalışacaktır. Doğanın bu davranışına karşı bir kuvvet oluşturmak için tünel içerisinde önce geçici tahkimat (yapay güçlendirme) yapılır. Tünellerde yapılan bu ilk tahkimat geçici tahkimattır. Geçici tahkimatın gelen yükü taşıma süresi vardır. Bu süre dolmadan nihai tahkimat (Donatılı veya donatısız Beton Kaplama) yapılır. Nihai tahkimattan sonra tünel taşıyıcı hale yani güvenli hale getirilir. Bu tahkimat sayesinde tünel üzerinde oluşan gerilmeler ve yükler homojen şekilde dağıtılarak, tünelin kabul edilebilir deformasyonlar içerisinde kalması sağlanır. Eğer bu tahkimat/destekleme yapılamaz ise öncelikle tünel içi deformasyonlarda artış gözlenir, ardından yüzeyde deformasyonlar başlar.
Yukarıda kısaca belirtilen gerekçeler nedeniyle, durdurulan projelerin yapımına başlanmış ancak nihai tahkimatı yapılmamış olan şaft ve tünelleri (dikey, yatay ve eğimli yeraltı açıklıkları) açılmış bölgelerde, tünel ve çevre güvenliği için aşağıda belirtilen tedbirler ve gerekli önlemler ivedilikle alınmalıdır.
Güvenlik sağlanmalı
“Tünel beton kaplaması, yani nihai tahkimatı yapılmaz ve tüneller olduğu gibi bırakılırsa, bekleme süresince tünel içindeki düşey ve yanal hareketler ölçülemediği için tünel içerisinde gerekli tedbirler alınamaz, bu da hem tünel içerisinde deformasyonların artmasına hem de yüzeydeki yapıların da bundan etkilenmesine neden olacaktır. Yüzeydeki deformasyonlar, yapılarda/binalarda yapısal hasarlara yol açabilir. Bu nedenle bekleme süresince tünellerdeki deformasyonlar uygun metotlar kullanılarak düzenli olarak takip edilmelidir. Yeraltı sularının kontrol edilmemesi tünel çevresinde bulunan alt yapıdaki su-kanalizasyon-enerji-iletim-doğalgaz hatlarının zarar görmesine neden olabilir. Durdurulan, kapatılan şantiyeler yaşam alanları içinde bulunduğu için çevre güvenliği sağlanmalıdır.”