Bu yıl 32’ncisi düzenlenecek olan ‘Musa Anter ve Özgür Basın Şehitleri Gazetecilik Ödülleri’ için başvuru çağrısında bulunan gazeteciler Pınar Gayıp ve Hayri Tunç, yarışma için ‘Gerçeği halkla buluşturma inadının nasıl büyüdüğünün somut ifadesidir’ dedi
Amed’de 20 Eylül 1992 tarihinde JİTEM tarafından katledilen gazeteci-yazar Musa Anter (Apê Musa) ile görevleri başında yaşamını yitiren Özgür Basın çalışanları anısına her yıl düzenlenen “Musa Anter ve Özgür Basın Şehitleri Gazetecilik Ödülleri” için başvurular devam ediyor. Yeni Yaşam gazetesi tarafından bu yıl 32’ncisi düzenlenen ve başvuru süreci 10 Eylül’de sona erecek olan yarışmada, “Türkçe Haber”, “Video ve Görüntülü Haber”, “Kürtçe Haber”, “Fotoğraf (Haber Fotoğrafı)”, “Karikatür” ve “Kadın Haberciliği” olmak üzere altı ayrı dalda ödül verilecek. Ödül alan eserler ise 18 Eylül’de açıklanacak.
Etkin Haber Ajansı (ETHA) editörü Pınar Gayıp ve gazeteci Hayri Tunç, Özgür Basın geleneğinin önemine vurgu yaparak, yarışmaya katılım çağrısında bulundu.
Hakikat arayışı misyonu
Gazetecilik mesleğini “hakikat arayışı” olarak değerlendiren Pınar Gayıp şöyle konuştu:
“Özgür Basın emekçileri de bu hakikat arayışı içerisinde tarihin yapıcıları arasında yer alma misyonunu yüklenmiştir. Bu misyon hem belgelemek hem de tarihi değiştirmektir. 1990’lı yılların karanlığında Kürdistan’daki özel savaş politikalarını ortaya çıkaran, devletin cezasızlık politikasını belgeleyen Kürt gazeteciler; en yakın tarihte ‘işkence bitti’ propagandası yapılırken, 90’lı yıllardan bilindik ‘helikopterden atma’ işkencesini belgeledi. Yine özel savaş politikaları kapsamında Kürt kadınlara yapılanları ortaya çıkardı ve daha nice bu şekildeki haberler basın tarihinin hanesine yazıldı.”
‘Bir halkın gerçeği ortaya çıkarıldı’
Musa Anter ve katledilen meslektaşları için düzenlenecek yarışmaya katılım çağrısında bulunan Pınar Gayıp şöyle devam etti:
“Başta genç meslektaşlarımız olmak üzere tüm gazetecilere hem yarışmaya başvuru, hem de ödül töreninde yanımızda olma çağırıyoruz. Apê Musa inkar, imha ve asimilasyon politikalarının gölgesinde dili, kimliği inkar edilen, yok sayılan bir halkın gerçeğini, karanlıkta tutulmak istenenleri ortaya çıkardı.”
Nazım ve Cihan’la devam eden gelenek
Özgür Basın’ın ilk andan itibaren büyük bir mücadele içerisinde olduğunu dile getiren gazeteci Hayri Tunç ise şunları belirtti:
“O günden bugüne birçok bedel ödeyen, birçok şehit veren, en son Nazım ve Cihan arkadaşlarımızın da şehadetiyle yine önemini ortaya çıkartan bir gelenek. Bu geleneğin bugüne kadar gelmesi nasıl bir mücadele pratiğinin olduğunun göstergesi de aynı zamanda. Özgür Basın geleneği, bir gerçeği ortaya çıkarma, gerçeği halkla buluşturma inadının nasıl büyüdüğünün somut ifadesidir.”
Sadece bir ödül değil
Özgür Basın’ın her dönem baskı ve sansürle hedef alındığının altını çizen Hayri Tunç şunları ekledi:
“Ödül töreni, Özgür Basın’ın halklara mal olmuş bir gelenek olduğunu gösterdi ve bugüne kadar da geldi. Gazeteci arkadaşlarımız, genç gazeteci arkadaşlarımız yarışma için başvurabilirler. Bu sadece bir ödül değil, bu geleneğin halkla bütünleştiğinin, genç gazetecilere gazeteciliği öğrettiğinin bir göstergesidir. O yüzden genç arkadaşlarımız ‘haberim kötü’ diye düşünmesinler ve başvursunlar. Aynı zamanda yapacağımız törene de katılsınlar, yeniden Özgür Basın geleneğinin gücünü gösterelim.”
Haber: Yeşim Tükel / MA