• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
5 Ağustos 2025 Salı
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Kültür

‘Musa Anter, Kürt sanatında öncü bir isimdir’

5 Ağustos 2025 Salı - 00:00
Kategori: Kültür, Manşet, Söyleşi
‘Musa Anter, Kürt sanatında öncü bir isimdir’

Birîna Reş’i Kürt Tiyatrocu Cihan Ekinci ile konuştuk:

Musa Anter’in Kürt sanatına katkısı yalnızca yazdıklarıyla, gazeteciliğiyle veya siyasal duruşuyla sınırlı değildir; o aynı zamanda bir kültür örgütleyicisidir

Hüseyin Kalkan

Musa Anter, Kürt tarihinde sadece siyasi bir figür değil, Kürt kültürüne önemli katkıları olana bir kişiliktir. Siyaset yapmanın yanı sıra gazete çıkardı, öğrenci yurdu kurdu, bazı önemli kuruluşlarını kurucusu olarak yer aldı. Birîna Reş, Anter’in Kürtçe yazdığı ve yayınlandığı bir tiyatro oyunudur. Dilin yanı sıra Kürt toplumunu sosyolojik durum ve siyasi tutumuna dair ip uçları taşıyan oyunla ilgili Kürt Tiyatrocu Cihan Ekinci ile konuştuk.

Cihan Ekinci, Birîna Reş’in Kürtçeyi ilk kez sahneye taşıyan bir oyun olduğunu belirterek, oyunun dili ve kültürel zenginliği üzerinde durdu. Cihan Ekinci’nin sorularımıza verdiği yanıtlar, Musa Anter’in, Kürt Kültürüne katkılarını açığa çıkaran nitelikte. Bu yanıtları, Musa Anter ile ilgili yeni araştırmalara ve tartışmalara yol açması dileğiyle okuyucularımızın dikkatine sunuyoruz.

  • “Birîna Reş” dil açısından nasıl bir metin? Özellikle Kürtçe kullanımı bakımından nasıl değerlendiriyorsunuz?

“Birîna Reş”, Musa Anter’in yalnızca bir tiyatro metni değil, aynı zamanda Kürtçenin yazılı edebiyat içindeki sahneyle ilk buluşmalarından biridir. Metin büyük oranda Kurmancî lehçesiyle, özellikle Mêrdîn yöresine özgü halk diliyle kaleme alınmıştır. Kelime dağarcığında yer alan “maxwene” (aşevi), “nokreşk” (nohut kabuğu), “birîna reş” (kara yara), “ceh” (zehir), “firka dew” (tuzsuz ayran) gibi sözcükler sadece birer deyim değil, karakterlerin sınıfsal konumlarını ve kültürel evrenlerini yansıtan birer semboldür. Oyundaki diyaloglar, yerel telaffuzları ve sözel kültürü sahneye taşırken; aynı zamanda politik bir ağırlık da taşır. Türkçe konuşan devlet görevlileri ile Kürtçe konuşan köylüler arasındaki dilsel farklılık, yalnızca bir iletişim sorunu değil, bir hegemonya çatışması olarak sergilenir. Metnin en çarpıcı yönlerinden biri de bu gerilimi mizahla yoğurarak sahneye taşımasıdır. Metnin dili aynı zamanda şiirsel ve ritmik bir yapıya sahiptir. Dengbêj geleneğinden izler taşıyan tekrarlar ve içsel melodik yapı, oyunun sadece konuşma değil, anlatı yönünü de güçlendirir. Musa Anter’in dili, bastırılmış bir halkın belleğini sahneye çağırırken, aynı zamanda modern bir yazı dilinin inşasına da katkı sunar.

  • Oyunun, Kürtçenin yazı dili gelişimi açısından nasıl bir katkı sunuyor?

Musa Anter’in “Birîna Reş”i, Kürtçenin yazı dilinde sahnelenebilirliğini gösteren en erken örneklerden biridir. 1959’da cezaevinde yazılan ve 1965’te yayımlanan oyun, yazılı Kürt edebiyatının içinde sahne dilini yaratma çabası olarak tarihsel önem taşır. Anter’in kullandığı dil; yalnızca halk diliyle edebi Kürtçeyi buluşturmakla kalmaz, aynı zamanda yeni kavramlar üretme arzusunu da gösterir. Örneğin “genimê dermankirî” (ilaçlı buğday), halkın gündelik hayatına giren ama henüz karşılığı olmayan bir terime edebi bir karşılık yaratır. Ayrıca oyundaki karakterlerin farklı konuşma biçimleri, ağızlarla yazı dili arasındaki sınırı bilinçli şekilde işler. Bu, yazılı Kürtçeye hem yerel hem de çok katmanlı bir zenginlik kazandırır. Bu yönüyle “Birîna Reş”, Kürtçenin yalnızca konuşulan değil, yazılan ve dramatik olarak yeniden üretilebilen bir dil olduğunu ortaya koyar.

  • “Birîna Reş”, Kürt tiyatrosu açısından nasıl bir yerde duruyor? Sizce önemi nedir?

“Birîna Reş”, modern Kürt tiyatrosunun kurucu metinlerinden biridir. 1960’ların başında yazılmış olması, onu politik anlamda daha da özel kılar. Musa Anter bu oyunu, Kürtçenin yasaklı olduğu, Kürt kimliğinin bastırıldığı bir dönemde, hem dilin hem halkın sahnede görünür kılınması amacıyla yazmıştır. Bu yönüyle oyun, sadece bir edebi eser değil, bir direniş belgesidir. Karakter kadrosu – Zîno, Biro, Bedo, Apê Sado – Kürt toplumundaki sınıfsal, cinsiyet temelli ve kuşaklar arası çatışmaların sahne temsili olarak işlev görür. Zîno’nun kadın sesi, Bedo’nun eğitim arayışı, Apê Sado’nun halk bilgeliği ve Biro’nun temsili; oyun karakterleriyle toplum haritası çıkarır. Bu bütünlük, Kürt tiyatrosunun bugün bile arayış içinde olduğu birçok tematik yönelimin ilk örneğini oluşturur.

  • Bu oyun tematik olarak neleri anlatıyor? Sadece dil mi, yoksa politik bir bağlamı da var mı?

“Birîna Reş”, doğrudan politik bir oyundur. Ancak bunu sloganla değil, metaforlarla ve gündelik hayatın içinden seçilmiş imgelerle yapar. Oyun boyunca karşımıza çıkan ilaçlı buğday, sadece tarımsal bir sorun değil; devletin halkın bedenine, toprağına ve geleceğine yaptığı müdahalenin simgesidir.

Zîno’nun eğitime yaptığı vurgu, sadece kişisel değil, toplumsal bir kurtuluş umuduna işaret eder. Jandarma karakteri ise devletin hem askeri hem dilsel baskısını somutlaştırır. Kadın temsiliyle de oyun, dönemin toplumsal yapısına eleştirel bir çerçeve getirir.

  • Bu oyun, yazıldığı dönemin Kürt sosyolojisini nasıl yansıtıyor?

“Birîna Reş”, sahneye taşınmış bir sosyolojik çözümleme gibidir. 1950’ler Türkiye’sinde Kürtlerin maruz kaldığı dilsel, ekonomik ve kültürel baskı metne doğrudan yansımıştır. Örneğin Biro karakterinin devletin verdiği ilaçlı buğdayı savunması ile Zîno’nun kuşkucu ve sorgulayıcı tavrı, halk içindeki farkındalık düzeylerini temsil eder.

Zîno’nun sözleriyle “Feqîran zarokê wan bimirin”, devletin sahte yardım politikalarının gerçekte halkı ölüme sürüklediğini gösterir. Bu, halkın devletle olan ilişkisinin hem ekonomik hem duygusal boyutuyla ele alınmasına olanak tanır.

  • Bugün Kürt tiyatrosu “Birîna Reş” gibi bir metnin bıraktığı mirası nasıl taşıyor? Bu tarihsel ve kültürel yük sürdürülebiliyor mu?

“Birîna Reş”, Kürt tiyatrosunda sahnenin yalnızca oyun değil, bir bellek ve direniş mekânı olduğunu göstermiştir. Bu miras günümüzde, Kürt tiyatrosu yapan tüm oyuncu ve topluluklarda yaşamaktadır. Ancak metin üretiminde özgün Kürtçe oyunların azlığı, Anter’in açtığı yolu yeterince derinleştirememe riski yaratıyor. Çeviri ağırlıklı repertuvarlar, yerel anlatıların sahnelenmesini gölgeliyor. Buna rağmen, genç kuşakların anadil bilinci, mizah anlayışı ve sahne enerjisi, bu mirasın geleceğe aktarımı konusunda umut verici işaretler sunuyor.

  • “Birîna Reş” oyununda hem sınıfsal hem de ulusal meselelerin işlendiğini görüyoruz. Sizce oyun bu iki çelişkiye nasıl yaklaşıyor?

Oyun, sınıfsal sömürü ile ulusal baskıyı birbirinden koparmadan ele alır. Devletin Türkçe konuşan memurları ve Kürtçeyi sadece kendi aralarında konuşabilen köylüler arasındaki dil farkı, bir kimlik çatışmasıdır.

Ancak bu çatışma yalnızca etnik düzlemde kalmaz; aynı zamanda ekonomik bir gerilimi de içerir. Biro gibi devletin politikasına inanan köylüler ile Zîno gibi sorgulayanlar arasında da çatışma vardır. Zîno’nun ısrarla eğitimi savunması, bu sınıfsal farkın aynı zamanda bir bilinç farkı yarattığını da gösterir.

Bir Kültür örgütçüsü olarak Musa Anter

Cihan Ekinci, Anter’in kültür yaratıcılığını yanı sıra bir kültür örgütçüsü olduğunu söylüyor ve örnek olarak Mezopotamya Kültür Merkezi’nin (MKM) kurucularından biri olmasını gösteriyor. Cihan Ekinci, Musa Anter’in Kültür örgütçüsü yanını şöyle anlatıyor:

“Musa Anter’in Kürt sanatına katkısı yalnızca yazdıklarıyla, gazeteciliğiyle veya siyasal duruşuyla sınırlı değildir; o aynı zamanda bir kültür örgütleyicisidir. Mezopotamya Kültür Merkezi’nin (MKM) kuruluşunda yer alması, bu yönünün en somut örneklerinden biridir. 1990’ların başında, İstanbul gibi bir metropolde Kürt sanatına kamusal bir alan açmak, hem çok cesur hem de vizyoner bir adımdı. Musa Anter, bu sürecin hem fikrî öncüsü hem de doğrudan emekçisi olmuştur.

MKM, bugün hâlâ ayakta olan ve onlarca Kürt sanatçının yetişmesine vesile olmuş bir kurumdur. Birçok isim ve grup, doğrudan ya da dolaylı olarak MKM çatısı altında ya da onun yarattığı iklimde sanatlarını geliştirmiştir. Bu yönüyle Musa Anter’in katkısı yalnızca bireysel bir üretim değil, aynı zamanda kurumsal bir hafıza ve sahne açma pratiğidir.

Kısacası Musa Anter, Kürt sanatının sadece ilham kaynaklarından biri değil; onun kolektifleşmesi, örgütlenmesi ve kurumsallaşması için de öncü bir isimdir. Bugün hâlâ ayakta duran ve üretmeye devam eden birçok sanat yapısı, onun bu çok yönlü mirasına dayanmaktadır. Bu yüzden Musa Anter’i sadece bir edebiyatçı ya da gazeteci değil, aynı zamanda bir “kültürel kurucu” olarak da anmak gerekir.”

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

Sendikalara dair söylem ve gerçek!

Sonraki Haber

Riha’nın ilçelerinde halk toplantıları

Sonraki Haber
Riha’nın ilçelerinde halk toplantıları

Riha'nın ilçelerinde halk toplantıları

SON HABERLER

Riha’nın ilçelerinde halk toplantıları

Riha’nın ilçelerinde halk toplantıları

Yazar: Yeni Yaşam
5 Ağustos 2025

‘Musa Anter, Kürt sanatında öncü bir isimdir’

‘Musa Anter, Kürt sanatında öncü bir isimdir’

Yazar: Yeni Yaşam
5 Ağustos 2025

Varlığını ‘terörle mücadele’ retoriğine borçlu bir rejim!

Sendikalara dair söylem ve gerçek!

Yazar: Yeni Yaşam
5 Ağustos 2025

Mazlum Abdi: Ademimerkeziyetçi Suriye olmalı

Mazlum Abdi: Ademimerkeziyetçi Suriye olmalı

Yazar: Yeni Yaşam
5 Ağustos 2025

‘Ama emperyalizm’ diyorsak…

Kadın düşmanlığının bayağılığı!

Yazar: Yeni Yaşam
5 Ağustos 2025

Siyaset, ilke, tutarlılık, ahlak, vicdan

Karanlığı savunanların aydın olma vehmi

Yazar: Yeni Yaşam
5 Ağustos 2025

Kadınların öncülüğü belirleyicidir

Kadınların öncülüğü belirleyicidir

Yazar: Yeni Yaşam
5 Ağustos 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır