Deprem tehlikesinin var olduğunu belirten Yer Bilimci Prof. Dr Naci Görür, deprem dirençli kentler yapılarak bu tehlikenin azalacağını söyledi
Afet Yönetimi ve Dayanışma Derneği (DMS), Amed Büyükşehri Belediyesi ve Amed Emek ve Demokrasi Platformu tarafından 6 Şubat depremlerinin yıl dönümüne ilişkin Çand Amed Kültür Merkezi’nde “Depremin yıl dönümünde deprem dirençli kentler” paneli gerçekleştirdi. Panele Yer bilimci Prof. Dr. Naci Görür konuşmacı olarak katıldı.
Afet Yönetimi ve Dayanışma Derneği (DMS) Eşbaşkanı Şerefxan Aydın 6 Şubat depreminde yaşamını yitirenleri anarak konuşmasına başladı. Amed’de depremde 411 kişinin yaşamını yitirdiğini fakat on binlerce kişinin göç ettiğini söyleyen Aydın, 2 yılda neler yapıldığını sorarak, “Buna kimsenin bir cevabı yoktur” diye konuştu.
Ardından Amed Kent Koruma ve Dayanışma Platformu adına söz alan Serdar Keskin ise platformun kuruluşu ve faaliyetleri hakkında bilgilendirmelerde bulundu. Platformun en önemli başarılarından biri olan enkaz kaldırma aletleri ve iş aletlerine erken ulaşmalarının olduğunu söyleyen Keskin, yaşanacak afetlere karşı koruyucu ve önleyici tedbir almada yerel yönetim ve STK’lerin sorumluğundan bahsetti.
Afet Koordinasyon Merkezi kurulacak
Ardından söz alan Amed Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Doğan Hatun, “Bilim ve tekniği esas alarak kentleri inşa etmeliyiz” dedi. Yerel yöneticiler olarak üzerlerine düşen görevin farkında olduklarını ifade eden Hatun, “5 Yıllık Stratejik Eylem Planı’nda Afed Koordinasyon Merkezi kurulması kararı aldık, bitmek üzere” dedi. Afet Mastır Planı’nın çalışmaları ve Risk Önleme Planları’nın olduğunu ifade eden Hatun, kentin risk haritalarını da çıkardıklarını söyledi. Depremlerin, risklerin olduğu yerde kimsenin yaşamak istemediğini belirten Hatun, “Depremde yaşamını yitirdiklerimizi anıyorum. Bunun üstesinden birlikte gelebileceğiz” dedi.
‘Depremlerin gelişini herkes biliyordu’
Konuşmaların ardından 6 Şubat depremini konu alan sinevizyon gösterimi yapıldı. Gösterimin ardından Porf. Dr. Naci Görür söz aldı. Depremde yıkımın olduğu ülkelerin çürümüş, kokuşmuş ülkeler olarak görüldüğünü belirten Görür, “Her depremden sonra mahkemelerin tutuklamalarına baktığınızda malzeme çalındığı, demir eksildiği için mahkumiyetler oluyor. Çağdaş dünyanın bu tür ülkeler için söylediklerini bu mahkemelerle kendimiz teyit ediyoruz” dedi.
Bilim ve teknolojinin ışığı altında depremlerde insanların kaybedilmemesi gerektiğini belirten Görür, “Bunu yapacak bilim adamımız da paramız da var. Yeter ki buna inanalım” dedi. Amed’e doğru mesajı vermek için burada olduğunu belirten Görür, “Elazığ’a deprem geliyor dedim. Karış karış köyünü söyledik. Malatya Sincik’e, Çelikhan’a kadar söyledim. Malatya, Elazığ Valisine, belediye başkanlarına anlattım. Beni alkışladılar ama hiçbiri en ufak bir şey yapmadı. Ne resmi ne sivil organlar ne halk hiç tınlamadı bile. Elazığ’ı deprem vurdu. Ben o gün bağıra bağıra Maraş’a dikkat edin dedim. Ne Maraş’ın ne Malatya’nın sivil insanları ne resmi insanları duymadı. Deprem oldu 50-60 bin kişiyi toprağa gömdük ”dedi. Bu depremlerin gelişini herkesin bildiğini belirten Görür, “Hatay’a, Maraş’a depremin geleceği raporlar halinde bildirilmişti. Bize soru soruyorlardı. İlk ağzımızdan çıkan Maraş ve Hatay diyorduk. Onun için ülkemize sahip çıkalım, insanımız ölmesin. Bu bilinci, kültürü edinmemizin zamanı” dedi.
Depreme nasıl hazırlanılacağını anlattı
Amed’in nasıl depreme hazırlanabileceğini harita üzerinden göstererek, Doğu Anadolu Fayı, Bingöl Karlıova levhasını gösteren Görür, “Arap Levhası denilen yerde dünyanın en büyük depremleri olur. Levha sınırlarında deprem olur, bundan kaçış kurtuluş yoktur. Dünya var oldukça bu sınır da mevcut. Bu 14 milyon senece önce oluştu ve daha milyonlarca sene devam edecek. Depremin ne zaman olacağını gün ve saat bakımından bilmiyorum ama deprem öngörülebilir. Bu levha sınırında deprem olur diyebiliriz” diyerek Amed’in de bu sınırda olduğunu ifade etti.
‘Kentler levha sınırlarına yapılmış’
Levha sınırlarının depreme neden olduğunu belirten Görür, “Dünyamız ölseydi, ölü bir gök cismi olsaydı deprem olmazdı. Depremler kalp atışları, nabızları gibidir. Bingöl, Elazığ, Malatya, Antep, Hatayı hep Arap levhasında kurmuşlar. Ba yer yok muydu da biz o levha sınırında kentlerimizi kurduk. Siz arıları, sinekleri çekmek istiyorsanız arılar ve sineklere kaba bal koy, o kaba toplanır, bu tuzaktır. İnsanlar içinde tuzak levha sınırlarıdır. Taş devrinden beri insanlarımız isteğiyle levha sınırlarına gelmiş. Çünkü levha yerleri ağaçlı, sulak, verimli yerlerdir” şeklinde konuştu.
‘Deprem dirençli kentler mümkün’
ADB, Tayvan, İtalya, Hindistan gibi ülkelerin kendilerini deprem dirençli yaptıklarını belirten Görür, “Deprem dirençli kent, deprem geldiğinde o depremi minimum hasarla atlatan kent demektir” diye konuştu. Deprem dirençli kentlerin mümkün olduğunu belirten Görür, “Biz yeter ki bunu isteyelim. Ben yaşlıyım elimde para yok nasıl yapacağım deme, elinde mühür var mühür, mülkün sahibi sizsiniz” diye konuştu.
Amed’i yıkacak ve daha kötü yapacak fay hattının henüz çalışmadığını belirten Görür, “Doğu Anadolu fayı sizin asıl tehlike eden fayınız değil. Komşunun fayı o. Elazığ’dan Bingöl, Adıyaman, Maraş, Hatay’dan geçiyor. Ama titredikçe sizi de vuruyor. Asıl sizin için sorunlu olan fay, ters fay. Onun burnunun dibinde, kucağında oturuyorsunuz. O harekete geçtiğinde kesin zarar verir ama deprem dirençli kentler yaparsak bu azalır” şeklinde konuştu.
‘Diyarbakır asıl depremi görmedi’
Amed’e 100 kilometre kuzeyinde depremin olacağını belirten Görür, levha içi faylarının büyük etki etmediğini belirterek, “Bilim diyor ki Diyarbakır’ı depreme hazırlarsan, Diyarbakır komşunun depreminden etkileniyor. Diyarbakır depremi minimum atlatması için deprem dirençli kent yapılmalı. Biz de Güneydoğu Depremi oldu, 50-60 bin kişiyi toprağa verdik. Tavyan’da aynı büyüklükte deprem oldu 3 kişi öldü. Oralar depreme dirençli kentler, buralar öyle değil” şeklinde konuştu.
Depremlerin tehlike analizlerine dikkati çeken Görür, buna karşı önlemlerden bahsetti.
Konuşmanın ardından panel son buldu.
Kaynak: MA