Katledilen gazetecilerin cenazeleri almak isteyen heyetin sınır geçişinin engellenmesi üzerine, Silopya’ya gelen heyet, burada protesto yürüyüşü gerçekleştirdi
Kuzey ve Doğu Suriye’de haber takibi yaptığı sırada Türkiye’nin Silahlı İnsansız Hava Aracı (SİHA) ile katledilen gazeteciler Nazım Daştan ve Cihan Bilgin’in cenazelerini almak için 6 Ocak tarihinde Habur Sınır Kapısı’na giden heyetin geçişleri engellenmişti. Aralarında Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Mêrdîn Milletvekili Kamuran Tanhan, Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG), Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) ile ailelerin bulunduğu heyet Şirnex’in Silopiya (Silopi) ilçesinde söz konusu uygulamayı yapılan kitlesel yürüyüşle protesto etti.
DEM Parti ilçe binası önünde yapılan açıklamada ilk olarak konuşan DFG Eşbaşkanı Selman Çiçek cenazelerin verilmemesinin insani olmadığını ifade ederek, Kürtlere karşı düşman hukukunun uygulandığını söyledi. Selman Çiçek, “Bugün burada Nazım ve Cihan arkadaşlarımız için bir araya geldik. Dünya da bütün savaşlarda her şey yaşanır ama cenazelere karşı her zaman hassas olunur. Çünkü bu evrensel hukukta garanti altına alınmıştır. Türkiye’de özellikle Kürtlere karşı bir düşman hukuku uygulanmıştır. Bu düşman hukuku öyle bir boyuta ulaşmış ki cenazelere bile işkence edilmektedir. Bugün Nazım ve Cihan şahsında yapılan bir işkencedir. Bu işkenceye dur demek için 3 gündür sınırda oluşturduğumuz heyet bekletilmektedir. Ancak devlet yetkilileri, keyfi bir şekilde cenazelerin getirilmesine engel olmaktadır. Neden olarak da ‘sistem bozuktur’ deniliyor, sistem Kürtlere gelince mi yok oluyor” diye sordu.
‘Düşman hukuku uygulanıyor’
Nazım ve Cihan’ın hakikat mücadelesini sürdüreceklerinin sözünü veren Selman Çiçek, “Biz bu anlayışı daha öncede gördük ama hiç bir zaman yılmadık. Tıpkı Cihan ve Nazım gibi onlar da gerçeği yazdılar. Rojava’da görkemli bir direniş söz konusudur. Kürtlere karşı bir soykırım dayatılmaktadır. Bu soykırımı açığa çıkaran, gerçeği halka ulaştıran Nazım ve Cihan arkadaşlarımız katledildi. Yarın 10 Ocak çalışan Gazeteciler Günü. Biz bu günü kutlamak yerine bugün iki meslektaşımızı çalıştığı esnada üzerinde basın yazan aracın bombalanması sonucu şahadete ulaşan cenazesini almak için mücadele ediyoruz. Bu mücadelemiz karşısında düşman hukuku uygulanıyor. Kürtlere karşı düşman hukuku ulaşılmaz boyutlara gelmiştir. Biz kabul etmiyoruz. Onlara sözümüz olsun; mücadelelerini ileriye taşımak için yürümeye devam edeceğiz, gerçekleri yazmaya devam edeceğiz, ne kalemleri, ne kameralarını yerde bırakmayacağız. Hakikatleri yazmaya devam edeceğiz, özgür basın özgür toplum diyoruz” vurgusunu yaptı.
‘Çöken şey vicdanları, ahlakları’
DEM Parti Mêrdîn Milletvekili Kamuran Tanhan da cenazeleri gömmenin engellenmesinin hiç bir din, inanç ve kanun da kabul edilir bir tarafının olmadığına vurgu yaptı. Kamuran Tanhan, “Bize sistemimiz bozuldu, çöktü denildi. Ama aslında çöken şeyin onların vicdanı ve ahlakı olduğunu biliyoruz. Bundan dolayı ailelerimizin mücadelesi sürecek. Cenazelere eziyet ediliyor. Sistem yok denilerek engellendik. Nisêbîn ve Qamişlo arasında 200 metre var eğer isteselerdi Nisêbîn-Qamişlo sınırında cenazeleri verirlerdi. Cenazeleri defnetmek her din de ve inançta vardır. Ama bu yapılan hiç bir kanunda görülmemiş ve yazılmamıştır. Eğer kanunlarınızı uygulanamayacaksınız devletiniz ne işe yarıyor? Orada Habur’da 3 gün devleti göremedik. Sistemimiz bozuk diyorlardı. NATO’ya üye olan bu devlet Habur’da yoktu. Bu kabul edilemez. Suç işlediler, pasaportlarımız vardı izin vermediler” ifadelerini kullandı.
‘Geri adım atmayacağız’
Bu uygulamaya karşı mücadelelerini sürdürecekleri kaydeden Kamuran Tanhan, “Geçmememiz için sistemlerini durdurttular. Acaba siz neyden korkuyordunuz? Bu halktan neyi saklıyorsunuz? Bu gazeteciler neyi görmüşlerdi, neyi çekmişlerdi katlettiniz. Hükümet bunun cevabını vermeli. Kürtlere yaşattığınız soykırımdan mı korkuyorsunuz? Bu yapılanı bütün dünyaya duyuracağız. Eğer ki hukuku uygularlarsa bizler kazanacağız. Bize ilk başta söz verenlerin sözü sonra toz oldu. Herkes bilsin haklı mücadelemizden geri adım atmayacağız” diye konuştu.
Açıklama “Özgür basın susturulamaz” sloganlarıyla son buldu.
Kaynak: MA