Türkiye’de gençler işsizliğe, güvencesizliğe ve yoksulluğa itiliyor. Genç kadınlar daha da ağır koşullarda. Üniversite diploması iş garantisi sunmazken, gençlerin yüzde 91’i sendikasız. Ne okula gidebilen ne de iş bulabilen milyonlar, neoliberal politikaların kurbanı
DİSK/Genel-İş sendikasına bağlı Emar ‘Türkiye’de Genç Emeği Raporu’ yayınladı. Rapor geleceksizlik ve güvencesizlik kıskacına alınmış bir kuşağın özeti niteliğinde.
Rapora göre Türkiye’de 15-29 yaş arası her dört gençten biri, yani 4 milyon 676 bin kişi ne eğitimde ne istihdamda. NEET (Öğretimde, İstihdamda veya Eğitimde Değil) olarak adlandırılan bu gençlerin yüzde 36,5’i kadın. Bu oran, Avrupa’da birincilik anlamına geliyor. OECD ortalamasının (%12,3) iki katı üzerindeyiz. Kadınların NEET oranı, erkeklerin iki katından fazla. Bu tablo, hem toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin hem de gençliğe sunulan olanaksızlıkların somut göstergesi.
10 gençten 6’sı istihdamda yok
TÜİK verilerine göre, 15-24 yaş grubundaki gençlerin yalnızca yüzde 39,5’i çalışıyor. Bu oran erkeklerde yüzde 51,7 iken kadınlarda sadece yüzde 26,4. Kamusal istihdamın daraltılması, üretimden kopuk bir eğitim sistemi ve sermaye yanlısı politikalar bu çöküşün başlıca sebepleri.
Daha da çarpıcısı, 15 yaşındaki bireyler işgücü verilerine dahil edilerek çocuk emeği görünmezleştiriliyor. Bu durum hem etik bir sorun hem de sınıfsal bir eşitsizlik göstergesi: Yoksul çocuklar çalışmak zorunda bırakılırken, daha varlıklı kesimlerin çocukları eğitimine devam edebiliyor.
Diplomalı işsizler
Türkiye’de üniversite mezunu gençlerin yüzde 24,9’u işsiz. 2002 yılında 93 olan üniversite sayısı bugün 208’e çıktı. Ancak niceliksel büyüme, niteliksel istihdam yaratmadı. Üniversiteler apartman katlarına sıkışırken, milyonlarca genç vasıfsız işlerde çalışmak zorunda kalıyor. Meslek lisesi mezunlarının istihdam oranı üniversitelilerden daha yüksek.
Bu tablo, “her ile bir üniversite” anlayışının bilimsel eğitimden çok, yapay istihdam ve taşrada siyasi denge arayışıyla şekillendiğini ortaya koyuyor.
Geniş tanımlı işsizlik: %37,3
Resmi işsizlik verileri, gençlerin yaşadığı krizi gizliyor. TÜİK’in 2024 son çeyrek verilerine göre dar tanımlı genç işsizlik oranı yüzde 15,7. Ancak zamana bağlı eksik istihdam, potansiyel iş gücü ve iş bulma umudunu kaybedenlerle birlikte hesaplanan geniş tanımlı genç işsizlik oranı yüzde 37,3’e ulaşıyor.
Genç kadınlar daha ağır etkileniyor: Geniş tanımlı işsizlik oranı kadınlarda yüzde 46,7. Bu, her iki genç kadından birinin işsiz olduğu anlamına geliyor.
Sendikasız ve güvencesiz
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı verilerine göre 15-29 yaş arasında sigortalı olan 9 milyon 265 bin genç işçiden sadece 790 bini sendikalı. Bu da genç işçilerin yüzde 91’inin örgütsüz olduğunu gösteriyor. En düşük sendikalaşma oranı ise 15-19 yaş grubunda: sadece yüzde 0,52.
Kayıt dışı istihdamın yaygın olduğu bu yaş grubunda, sendikalı olmak bir yana temel sosyal güvencelere bile erişilemiyor.
Yoksulluğun Yaşı Küçüldü
Türkiye’de 15-24 yaş grubunda gençlerin yüzde 17,1’i yoksullukla karşı karşıya. Bu oran genel nüfusta yüzde 13,3. 0-14 yaş arası çocuklarda ise yoksulluk oranı yüzde 21,8. Yani, çocuklar ve gençler, yoksulluğun en yoğun yaşandığı kesim haline geldi.
Kadınlar arasındaki genç yoksulluğu daha da yüksek: 15-24 yaş arası genç kadınların yüzde 18,6’sı yoksul.
Avrupa’nın En Kötüleri Arasındayız
Genç işsizlik oranı açısından Türkiye, Avrupa ülkeleri arasında dördüncü sırada. OECD verilerine göre Türkiye’nin 15-24 yaş arası genç işsizlik oranı yüzde 17,4. Bu oran, OECD ortalaması olan yüzde 10,5’in ve AB ortalaması olan yüzde 14,5’in üzerinde. Almanya’da bu oran sadece yüzde 5,8, Japonya’da ise yüzde 4,1.
Genç işsizliğinde Türkiye, İspanya, Yunanistan ve İtalya’nın ardından geliyor. Ancak bu ülkelerden farklı olarak Türkiye, yüksek genç işsizliğe rağmen gençlerin sosyal güvence, sendikal hak ve eğitim olanaklarından da büyük ölçüde yoksun olduğu bir ülke.
HABER MERKEZİ