• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
1 Kasım 2025 Cumartesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Yazarlar

Neleri kurtarabiliriz?

31 Ekim 2018 Çarşamba - 00:09
Kategori: Yazarlar

Anadolu ve diğer ülkeler binlerce yıldır kendi tohumlarını ürettiler. Ürünlerin bir kısmını bir yıl sonra ekmek üzere sakladılar.

Bugün hala kullandığımız yerli tohumlar, o eski ıslahçı köylülerden bizlere ulaşanlar.

Onlarca yıldan bu yana çiftçilerimiz, hükümetlerin desteğinde “modern tarım” güzellemeleri ve endüstriyel tarım basıncıyla hibrit tohum kullanıyorlar.

İşin iyi olmayan yani, hibrit tohum kullanmak sentetik gübre ve kimyasal ilacı zorunlu kılıyor. Yoksa verimlilik çok düşük oluyor. Kimyasallar da doğayı tahrip ediyor. Ayrıca insan sağlığı için risk oluşturuyor, biyoçeşitliliği azaltıyor, küresel iklim değişikliğini tetikliyor.

Ekolojiye uygun, hastalık ve haşerelere daha dayanıklı yerli tohumlar kullanılmaya, kullanılmaya dörtte üçü kayboldu.

Kaybolan sadece yerel tohumlar değil elbette. Tohuma bağlı olarak gelenekler ve beslenme kültürü de hızla değişti.

Gıdalarımız 1900’lü yılların başında 1300 tohumdan sağlanıyorken, bugün %90’ı 30 çeşide düştü. Buğday, soya,mısır, pirinç aldığımız kalorinin %70’ini oluşturuyor.

Bunlar kaybettiklerimiz. Neleri kaybettiğimizi elbette düşünelim. Ancak bugün neleri kaybettiğimizden çok, “neleri kurtarabiliriz” diye düşünme zamanı! Çünkü ne üreteceğimizi,nasıl üreteceğimizi ve ne yiyeceğimizi artık tohum şirketleri belirliyor.

Kimdir bu tohum şirketleri?

Tohumun ticaretini kontrollerinde tutan, dolayısıyla tarım ve gıda politikalarını belirleyen şirketler. Sayıları bir elin parmaklarından bile az; üç.

Bunlar;

1-Monsanto-Bayer,

2-Syngenta-ChemChina

3-Dupont-Dow’dur.

Bu üç şirket, dünyadaki ticari tohumlar ile birlikte herbisit ve böcek ilaçlarının %50’sini kontrol ediyor. Sadece tohum satmıyor, ilaç da satıyorlar. Çünkü onlar biliyorlar ki kimyasal gübre ve ilaç kullanmasalar tohumları bir işe yaramayacak. Üstelik ilaç devadır. Bunların ilaçları canlı öldürücü.

İşte böyle. Şirketler bir yandan birleşerek oligarklaşırken, diğer yandan hükümetler desteğinde kontrollerini artırıyorlar.

Son örnek

Tarım ve Orman Bakanlığı 19 Ekim 2018 tarihinde “Yerel Çeşitlerin Kayıt Altına Alınması, Üretilmesi ve Pazarlanmasına Dair Yönetmelik” yayımladı.

Çiftçi Sendikaları Konfederasyonu yönetmeliğe eleştiri ve öneri getiren bir basın açıklaması yaptı.

https://www.karasaban.net/ciftci-senkoylunun-yerel-tohum-uretme-hakki-elinden-aliniyor/

Basın açıklamasında;

“2006 yılında çıkarılan Tohumculuk Kanunu’nun eksik yönleri bu yönetmelikle tamamlanıyor,

Köylülerin ellerindeki son varlıkları olan tohumları şirketlere devredilecek, Tohuma hâkim olan,tarım ve gıdaya hâkim olur,

Tohum canlıdır, sahiplenilmesi doğru değildir” görüşlerine yer vermişler açıklamalarında.

Çiftçi-Sen basın açıklamasını şöyle noktalıyor.

“İnsanlar tarım yapmaya başlayıp yerleşik düzene geçtiğinden bugüne köylüler tohumları ekoloji birlikteliğiyle ıslah ederek geliştirdi. Dolayısıyla tohumlar köylülerin ortak varlıklarıdır”diyor.

Evet, tohum adı geçen yönetmelikle yaşamımızdan koparılıyor. Bu hepimizi ne kadar ilgilendiriyor, bir düşünelim!

 

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

Bir Arap aydını: A. Munif

Sonraki Haber

Milyarder sayısı 5 kat arttı

Sonraki Haber

Milyarder sayısı 5 kat arttı

SON HABERLER

Barış neden toplumsallaş(a)mıyor?

Barış neden toplumsallaş(a)mıyor?

Yazar: Heval Elçi
1 Kasım 2025

Beghali: Kürtlerin birliği, kayıpların tekrarlanmasını önleyebilir – II

Beghali: Kürtlerin birliği, kayıpların tekrarlanmasını önleyebilir – II

Yazar: Heval Elçi
1 Kasım 2025

Ortak olmak istemediğimiz suç işte buydu!

Demokrasi, barış ve bütçe mevsimi

Yazar: Aziz Oruç
1 Kasım 2025

Lockheed Türkiye’yi niye seviyor?

Lockheed Türkiye’yi niye seviyor?

Yazar: Nazlı Buket Yazıcı
1 Kasım 2025

Umut ile özgürlüğe yürüyüş: Hakikatin ve direnişin diyalektiği

KHK’liler, barışın bedeli ve sessiz çığlık

Yazar: Bedri Adanır
1 Kasım 2025

Tarihsel yükler ya da yeni ufuklar

Barış ve ekmek

Yazar: Nazlı Buket Yazıcı
1 Kasım 2025

Türkiye’de 30 yıllık tutsaklıktan sonra Şêxmeqsûd’de zılgıtlarla karşılandı

Türkiye’de 30 yıllık tutsaklıktan sonra Şêxmeqsûd’de zılgıtlarla karşılandı

Yazar: Yeni Yaşam
31 Ekim 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır