EFFP kurucularından Neşe Özgen, Avrupa’da ‘Abdullah Öcalan ile görüşmek istiyorum’ kampanyasının 7 dilde yürütüldüğünü ve geniş katılım sağlandığını belirti
Kürt Halk Önderi “Abdullah Öcalan ile görüşmek istiyorum” kampanyasına bir çok kesimden destek gelirken , Avrupa Özgürlük ve Barış Forumu (EFFP) kurucularından ve üye akademisyen Prof. Dr. Neşe Özgen, kampanyaya ilişkin ANHA’nın sorularını yanıtladı.
Platformun kurulmasındaki temel hedefe ve faaliyetlerine değinen Özgen, “EFFP, 2018 yılından bu yana Avrupa’nın farklı şehirlerinde örgütlenen, yeni bir diaspora siyaseti inşa etmeyi hedefleyen çok yönlü bir platformdur. Yaklaşık 300 vakıf, dernek, inisiyatif, örgüt vb. çeşitli kişi ve gruplardan oluşuyor. Politikacılar, aydınlar, akademisyenler, öğrenciler, aktivistler, gazeteciler gibi sürgün veya göçmen olan birçok kişi bu yapının içindedir. Bu platform, 2018’den bu yana çeşitli şehirlerde konferanslar ve buluşmalar düzenliyor. Bu etkinliklerde, kendi yapı ve çevresindeki farklı oluşumlarla bir araya gelerek ortak bir dil kurmaya, yeni bir devrimci dili yaratmaya çalışıyoruz. Şu an “Öcalan ile Görüşmek İstiyorum” (#VisitOcalan) kampanyası da bu çabaların bir parçasıdır” diye belirtti.
Barıştan yana olanların konuşması
Kampanya dair konuşan Özgen, “Görüşme sürecinden bu yana, bu yeni dönemde düşüncelerimizi farklı gruplarla ve kendi iç dinamiğimizle tartıştık. Farklı ülkelerin ve hareketlerin silahsızlaştırılmasından barış süreçlerine ve demokrasi mücadelelerine kadar pek çok konuyu ele aldık. Kendi içimizde de tartışıyor, eleştiriyor ve mücadele ediyoruz. Bu normaldir; çünkü büyük bir dönüşüm sürecindeyiz, paradigmatik değişimle yüz yüzeyiz. Bu platformun bu tartışmaları doğru, samimi ve ilerici biçimde yürütmesi çok önemli. Barış ve özgürlük için yeni bir dil ve yeni bir siyaset inşa edebilmemiz için önce kendi dilimizi ve düşünce evrenimizi yeniden kurmamız şart. “Bu süreçte Öcalan’la doğrudan bir diyalog kurulmadan gerçeğe nasıl ulaşabiliriz?” sorusu bu toplantılarda gündeme geldi. Hükümetin ‘algı yönetimi’ ile manipüle ettiği bu karanlık atmosferi aşmanın en önemli yollarından biri, barıştan ve diyalogdan yana olanların özgürce konuşmasına olanak sağlamaktır” dedi.
Öcalan’dan duymak istiyoruz
“Öcalan, PKK’nin kurucusudur ve barışın savunucusudur” diyen Özgen “Biz, O’nun barış hakkındaki sözlerini doğrudan kendi ağzından duymak istiyoruz. Bu, sadece Öcalan’ın ifade özgürlüğü ve iradesi açısından değil; aynı zamanda biz barış ve özgürlük yanlısı aktörler olarak, ifade özgürlüğümüz açısından da demokratik bir haktır. Şunu söyledik: ‘Eğer zindandan çıkmasına, sesinin dışarı çıkmasına izin verilmiyorsa, o zaman biz gidip O’nunla görüşelim.’ Hükümet hem yüzlerce müzakereci, MİT, istihbarat yetkilisi vs. ile görüşmeler yapıyor hem de kamuoyunu sahte bilgilerle manipüle ediyor. Peki, bizim neden doğrudan bilgiye ulaşma hakkımız yok? Açıkça söylüyorum, eğer Erdoğan bu çatışmanın bir tarafıysa, diğer tarafın sözlerinin de açıkça duyulması gerekir. Biz bu sürecin gözlemcisi ya da pasif seyircisi değiliz; aksine onun aktörleriyiz” diye belirtti.
‘Herkes görüşme talep etmeli’
Kampanyanın katılım düzeyine dair konuşan Özgen, “Kampanyayı yalnızca birkaç günlük bir atılım olarak değil, uzun vadeli bir çalışma olarak görüyoruz. Bu çalışma geniş bir tabanın sesi olacak ve farklı renklerde, çeşitli biçimlerde yürütülecek.Temel amacımız bu konuyu tartışmak, ifade özgürlüğü konusunda farkındalık yaratmak, tarafların açıklamalarını dinlemek ve tartışmak isteyen herkesin özgürlüğünü savunmaktır. Herkesin Öcalan ile görüşme hakkı olmalı. Kampanyanın amaçlarını hem kendi tabanımıza hem de Avrupa’nın geniş siyasi çevrelerine anlatmaya devam edeceğiz. Yaz boyunca farklı kesimlerden destek ve görüşme taleplerini toplamayı sürdüreceğiz.Şüphesiz Adalet Bakanlığı’na doğrudan başvurular yapılıyor; ancak esas olan, bütünlüklü ve ortak bir siyasal çerçevenin oluşturulmasıdır.
Bize göre, görüşmek isteyen herkes bu hakkı kullanabilmelidir. “Oğlum bu savaşta öldürüldü, senin böyle bir şey yapmaya hakkın yok.” diyen bir anne, “Mezuniyet tezimi bu konuda yapacağım.” diyen bir öğrenci, “Bu nasıl bir insan, görmek istiyorum.” diyen bir esnaf, “Barış tezi üzerine çalışıyorum.” diyen bir lisans öğrencisi, bir ev hanımı, avukat, akademisyen, işçi, işsiz ya da Avrupa’nın barış siyasetini tartışacak bir Avrupa Parlamentosu üyesi… Hepsi Öcalan ile görüşme hakkına sahip olmalıdır” dedi
Yedi dilde yürütülüyor
“Bu kampanya aynı zamanda uluslararası bir kampanyadır” diyen Özgen, kampanyanın yedi dilde yürütüldüğünü belirtti. Özgen, “Yeni başlamış olsak da yoğun bir katılım ve büyük bir ilgi var. Kampanyanın destekçileri arasında Avrupa’daki çok sayıda uluslararası kurum, Avrupa solunun temsilcileri, Avrupa Parlamentosu’ndaki sol gruplar ve ayrıca COBAS (İtalya’nın en güçlü üç işçi konfederasyonundan biri) yer alıyor. Amacımız, kampanyayı ulusal ve uluslararası düzeyde çeşitli toplantılarla güçlendirmektir. Bu süreçte elbette sizlerin desteği ve katkısı çok önemli. Demokrasi üzerine konferanslar ve tartışmalar yapmaya devam edeceğiz. Şu anda herkese çağrımız şudur: Öcalan ile görüşmek istiyorum diyen herkes başvuru yapsın” çağrısında bulundu.
HABER MERKEZİ