Seçim tarihi yaklaştıkça herkesin ilgisi ve dikkati siyasete yeniden odaklandı. Yapılan anketlerden çelişkili sonuçlar çıksa da iktidarın dilinden, yani Tayyip Erdoğan ve Devlet Bahçeli’nin (bir miktar da Süleyman Soylu’nun) konuşmalarından, 1 Nisan’da Cumhur İttifak’ının oylarının düşeceği, HDP’nin bölgede neredeyse bütün “kayyum” atanmış belediyeleri geri alacağı ve İstanbul, Ankara ve İzmir’in de Millet İttifakına geçeceği şeklinde bir okuma yapmak mümkün. Çünkü bu siyasetçilerin “beka” meselesini gündemde tutarak halkı milliyetçi bir eksende yeniden tutabilecekleri rüyası gerçekçi bir rüya değil.
Nitekim önceki gün itibariyle, biri siyasi diğeri iktisadi iki işaret yukarıdaki kanaatimizi güçlendirdi. Bunlardan siyasi olanı “Newroz kutlamaları” idi. Her ne kadar Newroz meydanlarını hiçbir yandaş medya kanalı göstermediyse de sosyal medyada birçok insan bu meydanlardaki kalabalıkları gördü. Öyle taşınmış, liderin her söylediğine “hee hee!” diyen kalabalıklar yerine inanılmaz coşkulu kalabalıklar meydanları doldurmuşlardı. Böylesi coşkulu kutlamaları bölgenin siyaseten HDP’nin arkasında olduğu ve “kayyum” atanmış belediyelerin geri alınacağı ve de Cumhur İttifak’ının artık bu bölgede varlığını sürdüremeyeceğini gösteren bence çok çarpıcı bir işaret oldu.
İktisadi işarete gelince. Bilindiği gibi bir zamandan beri halk, bankalarda TL yerine dolar tutmaya yönelmiş durumda. Halkın bu tutumunun rasyoneli tabii ki doların değerinin 1 Nisan’dan sonra daha da artacağı yönündeki beklentisi. Bu da bence açıkçası Cumhur İttifakı ne kadar geçiştirmeye çalışmış olursa olsun ekonomik krizin varlığına, dahası mevcut iktidarın da bu durumun üstesinden gelemeyeceğine olan toplumda giderek yaygınlaşan kanaate dair en güçlü kanıt. Gelelim işin bir başka yanına. İki gün önce FED (Amerikan Merkez Bankası) faiz artırımına gitmediği gibi bu yıl sonuna kadar da artırmayacağına ilişkin bir karar aldı. Böyle bir karar sonrası ne beklenir? Özellikle bizim gibi gelişmekte olan ülkelerin paralarının dolar karşısında güçlenmeleri… Nitekim, gelişmekte olan birçok ülkenin paralarında böyle bir değerlenme kaydedildi. TL de bundan nasibini aldı ve 5.40’ın altına doğru hareketlendi. Ama bugün itibariyle TL/Dolar paritesi 5.55’e yükseldi.
Peki ama neden? Doğrusu uzmanlar bu gelişmeyi Trump’ın Golan Tepeleriyle ilgili yaptığı açıklamalara Erdoğan’ın verdiği tepki ile açıkladılar. Bu açıklamayı yabana atmıyoruz ama acaba bu gelişmenin ardında ülkenin siyasi havasında Newroz’ların yarattığı “Cumhur İttifakı yenilecek!” duygusunun yattığı da söylenemez mi? Bence asıl etki bu ve ben önümüzdeki günlerde TL’nin diğer benzer ülke paralarından daha da ayrışacağını bekliyorum.
Bu seçimler AKP için sonun başlangıcı olacak. Çünkü bir iktidar partisi olarak bu kadar haksızlığı ve adaletsizliği bu toplumun kabul etmesi mümkün değil. Hele hele bu toplumun farklılıklardan oluştuğu gerçeğini görmeyip tek tip bir “Türk Milliyetçiliği” gömleği giydirmeye çalışmak yapılan en önemli hataydı. Aslında ilginçtir AKP’nin siyasi başarısı, en azından iktidara geldiği zamanlarda (ve ara ara), bu gerçeğe uygun davranmasındandı. Ama ne olduysa ondan sonra oldu, Tayyip Erdoğan ve AKP farklılaştı. Erdoğan’ın geldiği yer ise açık. MHP’yi güçlendiren ve AKP’yi toplumdan koparan bir siyaset.
Bu seneki Newroz’lar gerçekten baharın çok yakında olduğunu söylüyor! Newroz piroz be!