• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
21 Haziran 2025 Cumartesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Yazarlar Murat Çakır

Neyin ne olduğunu söyleyerek

2 Ocak 2022 Pazar - 00:00
Kategori: Murat Çakır, Yazarlar
‘İspat yükü’

Murat Çakır

Geride bıraktığımız iki yılı aşkın Pandemi süreci, asıl krizin “Corona-Krizi” olmadığını, aksine Pandemi ile dünya çapında şiddetlenen derin kapitalist kriz olduğunu kanıtladı. Dünyanın hemen her köşesinde egemen sınıflar, sınıfsal özlerine uygun biçimde Pandemiyi ve Pandeminin yol açtığı sonuçları sosyal ve demokratik hakların daha da budanması, krizlerin yarattığı yükleri çalışan sınıfların üstlenmesi ve sermayenin, bu durumda özellikle uluslararası ilaç tekellerinin kârlarına kâr katması için kullandılar, kullanmaya devam ediyorlar. Geniş kitleler güvencesiz çalıştırma, işsizlik ve yoksulluk sarmalı ile boğuşurken, tekeller sadece kârlarını artırmakla kalmadı, kamu bütçelerinden devasa desteklerle Pandemi sonuçlarını hafifletebildiler.

Kapitalist üretim tarzının ve emperyalist yayılmacılığın yapısal sonuçları olarak kalıcılaşan çoklu kriz ortamlarının yarattığı belirsizlik ve güvencesizlik süreçleri toplumsal sınıfları farklı biçimlerde baygınlığa itti. Bu baygınlık geniş halk kitlelerini, öncülük rolünü üstlenebilecek güçlerin zayıflığı nedeniyle de teslimiyet ve yılgınlık psikolojisi ile ırkçı-faşist, milliyetçi-bağnaz dinci yaklaşımların esareti altına sokarken, egemenleri daha otoriter, daha baskıcı, daha militarist yanıtlara yöneltti.

Kapitalist krizler emperyalizmi, özellikle Alman emperyalizmini her zaman hem içeride hem de dışarıda daha saldırganlaştırır. Bunun en yakın örneğini Alman emperyalizminin – bu sefer daha rafine davranabilen Scholz hükümeti ile – Rusya Federasyonu ve Çin Halk Cumhuriyeti’nin ABD ve NATO birlikleri ile kuşatılmasına ısrarlı biçimde katılmak istemesinde görmekteyiz. NATO’nun Doğu Avrupa’ya genişlemesi, Karadeniz’in NATO denizi hâline getirilme çabaları, artan askeri tatbikatlar ve nükleer füzelerin “Moskova’ya beş dakikalık mesafeye” konuşlandırılmaları bu artan saldırganlığın kanıtlarıdır.

Artan saldırganlığın ideolojik temelini, karşı devrimden otuz yıl sonrasında bile, hâlâ antikomünizm oluşturmaktadır. Komünist partiler tüm güçsüzlüklerine ve hatalarına rağmen hâlâ egemen sınıfların uykularını kaçırmakta, ellerindeki tüm şiddet tekeline rağmen antikomünist propagandayı sürdürmelerine neden olmaktadır. Üniversiteleri, burjuva medyası, sözüm ona sivil toplum kuruluşları ve hükümetlerce finanse edilen enstitüleriyle rövanşizmi körüklemekte, tarihi yeniden yazmaya, Alman faşizmi ile Sovyetler Birliği’ni aynılaştırma yalanını yaymaya devam etmektedirler.

Nükleer silahlanmayı, emperyalist yayılmacılığı ve işgalleri “insan haklarını koruma ve demokrasiyi tesis etme” demagojisiyle gerekçelendirirken, otoriter rejimleri ve diktatörlükleri desteklemeye, Ukrayna’daki faşizan rejimi saldırganlıkları için kullanmaya ve her türlü kapitalizm eleştirisini ve Filistin halkı ile dayanışmayı “antisemitizm” olarak karalamaya devam etmektedirler.

Tüm bunların temel nedeni egemenliklerini kaybetme korkusudur. Savaşsız ve sömürüsüz bir dünyanın olanaklı olduğu, üretim araçlarının toplumsallaştırılması ve işçi sınıfı iktidarının devrimle kurulmasıyla tüm insanlığın Güneşli Dünyaya olan yolculuğunun başlayacağı gerçeği ve bu uğurda verilen mücadelenin bugün ve burada özgürleştirici, kurtuluşçu ve eşitleyici etkileri olacağının hâlâ söyleniyor olmasıdır onları korkutan.

Ellerindeki tüm ekonomik, mali, askeri ve bürokratik güce, her türlü baskı ve şiddet mekanizmasına, ehlileştirebildikleri sendikal harekete ve devasa medya aygıtına rağmen en ufak bir sosyalizm esintisi paniğe kapılmalarına neden olmaktadır. Burjuvazi, kimi “solcunun” unuttuğu gerçeği, “neyin ne olduğunu söylemenin en devrimci eylem” olduğunu çok iyi bilmektedir. Korkusu ondandır. O yüzden tüm gücüyle antikomünizm silahına sarılmaktadır.

Geride bıraktığımız yıl da bunu teyit etmiştir. Demem odur ki sevgili okur, enseyi karartmanın, umudu yitirmenin tek bir maddi nedeni yoktur. Yeter ki neyin ne olduğunu söyleyenler bunu söylemekten ve değişim için mücadele etmekten vazgeçmesin.

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

2021’in gösterdikleri: AKP sonrası feminist siyaset ve sınıf siyaseti

Sonraki Haber

2022 yılı ile zafer yürüyüşüne…

Sonraki Haber
Olmayanın olura dönüştüğü gündür, 27 Kasım

2022 yılı ile zafer yürüyüşüne…

SON HABERLER

Riha’da tarla yangını: 100 dönüm alan zarar gördü, 1’i ağır 5 yaralı

Riha’da tarla yangını: 100 dönüm alan zarar gördü, 1’i ağır 5 yaralı

Yazar: Yeni Yaşam
21 Haziran 2025

Aydın’da orman yangını

Aydın’da orman yangını

Yazar: Yeni Yaşam
21 Haziran 2025

Erdoğan, İran Dışişleri Bakanı Erakçi ile görüştü

Erdoğan, İran Dışişleri Bakanı Erakçi ile görüştü

Yazar: Yeni Yaşam
21 Haziran 2025

Emeklilerden ‘insanca yaşam’ için 7 talep

Emeklilerden ‘insanca yaşam’ için 7 talep

Yazar: Yeni Yaşam
21 Haziran 2025

Halide Türkoğlu: Demokratik toplum, kadın özgürlükçü toplumdur

Halide Türkoğlu: Demokratik toplum, kadın özgürlükçü toplumdur

Yazar: Yeni Yaşam
21 Haziran 2025

Göçmen Mülteci Dayanışma Ağı: Kalıcı çözümler geliştirilsin

Göçmen Mülteci Dayanışma Ağı: Kalıcı çözümler geliştirilsin

Yazar: Yeni Yaşam
21 Haziran 2025

İran Dışişleri Bakanı: ABD’nin de saldırabileceğini duyduk

İran Dışişleri Bakanı: ABD’nin de saldırabileceğini duyduk

Yazar: Yeni Yaşam
21 Haziran 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır