Nusaybin Davası’ndan ayrılan dosyada İbrahim Toktaş ve Nubahar Özdemir’in duruşmaları görüldü. İbrahim Toktaş savunmasında Dolmabahçe Mutabakatı’nı hatırlatı ve ‘AKP halkı değil kendisini düşündü’ dedi
Mardin’in Nusaybin ilçesinde sokağa çıkma yasağının devam ettiği 26 Mayıs 2016’da kentten tahliye edilen 17’si çocuk 70 kişi hakkında açılan ve ardından tefrik edilen Nusaybin Davası’nda, İbrahim Toktaş ve Nubahar Özdemir’in duruşmaları görüldü. Mardin 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen dava İbrahim Toktaş’ın duruşması ile başladı.
Siverek T Tipi Kapalı Cezaevi’nden getirilen Toktaş, salonda CMK’den atanan avukatı ile hazır bulundu. Duruşmayı Toktaş’ın eşi ve küçük çocuğu da izledi.
Savunmalar alındı
Toktaş, kimlik tespiti ile başlayan duruşmada esasa ilişkin savunma yaptı. Savunmasına PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecride tepki göstererek başlayan Toktaş, “Ben bir Kürt genciyim. Kürt halkı bu toprakların kadim halkıdır. Bu topraklarda bin yıllardır boy gösteriyorlar. Kürt halkı dünyanın başka bir yerinden gelmemiştir. Mezopotamya ve Anadolu topraklarında yüzyıllardır yaşadılar ve yaşamaya devam ediyorlar. Parça parça tarihçesine girmek istemiyorum. Arkeolojik ve bilimsel belgelerle bu açığa çıkmıştır. Tarihsel olarak Kürtler, gözle görülür bir şekilde yaşam sürmüştür. Hiçbir zaman devlet şeklinde yönetilmemiştir. Her zaman yerel özerklik şeklinde kendi kendini yönetmiştir. Özellikle son yüzyılda Kürtlerin sorunu ortaya çıkmaya başlamıştır. İktidarlar eliyle zoraki bir şekilde 4 parçaya ayrılmıştır. Bu parçalama işbirlikçiler ve emperyalist güçlerin yanı sıra Arap, Fars ve Türk devletleri arasında yapılmıştır” ifadelerini kullandı.
Dolmabahçe Mutabakatı
İmha ve inkar siyasetinin ise hiçbir dönem terk edilmediğini vurgulayan Toktaş, Kürtlerin sorunlarının demokratik çözümü için PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın uzun süren çabalar gösterdiğini, ancak her defasında saldırılarla karşılık verildiğini söyledi.
28 Şubat 2015’te, İmralı Heyeti ve hükümet yetkilileri tarafından canlı yayında duyurulup, yıldönümü olan Dolmabahçe Mutabakatı’nı hatırlatan Toktaş, mutabakatın Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından reddedilmesi ile birlikte yeniden bir savaş sürecinin başladığını ifade etti. Toktaş, “AKP halk yerine kendi iktidarını düşünerek hareket etmiştir. Süreci halka rağmen bitirmiş, savaş sürecini başlatmıştır” dedi.
Çocuklarımın geleceği
Kürt halkının herkes gibi kendi kendini yönetme hakkını talep ettiğini dile getiren Toktaş, demokratik özerklik taleplerinin haklı olduğunu söyledi. Kendisinin 2 çocuk babası olduğunu ve buna rağmen Nusaybin’de kalmayı tercih ettiğini ifade eden Toktaş, “Köylerimizin yakıldığını gördüm. Çocukluğum Kürtlerin maruz kaldıkları baskılarla geçti. . Toktaş, “Kürtlere karşı Sur, Cizre, Silopi, İdil ve Nusaybin başta olmak üzere birçok kentte saldırıların başlatılması ile ben de halkımın, ailemin, çocuklarımın geleceğini savunmak için mücadele ettim. Bu savunma suç değildir” dedi.
15 yıl istendi
Duruşmaya karar için ara veren mahkeme heyeti, aranın ardından kararını açıkladı. Heyet, Toktaş’a “Öldürmeye teşebbüs” iddiasıyla 15 yıl hapis cezası verdi.
Toktaş, daha önce “Devletin birliği ve bölünmez bütünlüğünü bozma” iddiasıyla Mardin 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanmış ve ağırlaştırılmış müebbet hapis verilmişti.
Nubahar Özdemir’in duruşması ertelendi
Toktaş’ın ardından tutuklu Nubahar Özdemir’in duruşması görüldü. Özdemir’in katılmadığı duruşmaya avukatı da mazeret bildirerek katılmadı. Bunun üzerine mahkeme bir sonraki duruşmayı ileri bir tarihe erteledi.
Dava geçmişi
Nusaybin Davası’nda daha önce de 39 tutukluya ceza verilmişti. Daha önce görülen duruşmalarda tutuklu Recep Yel ağırlaştırılmış müebbet ve 17 yıl, Yasemin Erkol 10 yıl, Özgür Sevim ağırlaştırılmış müebbet ve 25 yıl, İlyas Doğan, Ömer Karataş, Osman Bozkurt, Hamit Acur ve Akar İkbal ağırlaştırılmış müebbet ve 15 yıl, Sadık Tan, İsmail Yılmaz, Bayram Sevgin, Fırat Dari, Mazlum Yaşa ve Hatip Oyman ağırlaştırılmış müebbet ve 18 yıl, Ercan Dolaşır ağırlaştırılmış müebbet ve 10 yıl, Erkan Benli ağırlaştırılmış müebbet ve 20 yıl 3 ay, Baver Başar ağırlaştırılmış müebbet ve 19 yıl, Mehmet Ziriğ ağırlaştırılmış müebbet ve 17 yıl, Süleyman Göksel Yerdut ağırlaştırılmış müebbet ve 15 yıl, Dilber Tanrıkulu ağırlaştırılmış müebbet ve 26 yıl, Tufan İlbaş ağırlaştırılmış müebbet ve 27 yıl 6 ay, Ramazan Eroğlu 2 ağırlaştırılmış müebbet ve 3 yıl, Ömer Güner ile Faruk Engin’e ağırlaştırılmış müebbet ve 31 yıl, Resul Ergün’e 3 kez ağırlaştırılmış müebbet ve 27 yıl, Fırat Çiftçi’ye ise ağırlaştırılmış müebbet ve 29 yıl, Oktay Gül ağırlaştırılmış müebbet ve 25 yıl 6 ay, Ferhat Doğan 18 yıl, Nurullah Akyüz’e ağırlaştırılmış müebbet ve 26 yıl 6 ay, hapis cezası verildi.
Tutuklandıklarında yaşları küçük olan Şükrü Aybek, Heja Alğan, Emre Topçuoğlu, Baran Eman, Çeçan Kilkaya ve Dilan Aslan’a 35 yıl 10’ar ay hapis cezası verildi. Yine Mardin 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde daha önce yargılanarak, müebbet hapis cezasına çarptırılan Hüseyin Bağ’a 11 yıl, Zehra Kaya’ya 18 yıl, Fatma Aslan’a da 21 yıl 7 ay hapis cezası verildi. Evini terk etmeyen 5 çocuk annesi tutuksuz Nurşen Demir’e de 10 yıl hapis verildi.
Dosyada itirafçı olarak yer alan ve Diyarbakır Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Selçuk Mızraklı ile Kayapınar Belediye Eşbaşkanı Keziban Yılmaz’ın tutuklanmasına gerekçe yapılan ifadeleri veren Hicran Berna Ayverdi’ye ise, ödül gibi ceza verilmişti. Ayverdi hakkında aynı gerekçeler ile “örgüt üyesi” olduğu iddiası ile 8 yıl hapis cezası verilip, cezası 3 yıl 4 aya indirilmişti.
Kaynak: MA