• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
24 Haziran 2025 Salı
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Yazarlar

O zamanlar Hitler daha 15 yaşındaydı

4 Ağustos 2018 Cumartesi - 23:05
Kategori: Yazarlar

Bugünlerde NewYork’ta önemli bir mahkeme var.Namibyalı yerlilerin Alman devletine karşı açtığı ‘Soykırım’ davasında,100 binden fazla Nama ve Herero yerlisinin katledilmesi yeniden sorgulanacak. Gerçi, 2004’te bir Alman Bakan Namibya ziyareti sırasında “Almanya’nın tarihi, siyasi,etik ve ahlaki sorumluluğunu ve suçunu kabul ettiğini” söylemişti ama Namibyalılara bu yetmedi. Bu, özür olmayan bir özürdü çünkü.

Yüzyılın ilk soykırımı

Almanya, Namibya topraklarına 1800’lerin sonunda girmişti. Bir yandan bütün elmas madenlerine el konulması, diğer yandan yerli halkın köleleştirilmesi, sonunda isyanları da patlattı. Bölgenin en büyük kabileleri olan Namalar ve Hererolar,1903’te ayaklandıklarında, iş büyüdü. Sonunda,Almanya, en‘kahraman’ Generali olan Lothar von Trotha’yı Ekim 1904’te de 14.000 askerle bölgeye gönderdi. Şöyle yazdı ilk mesajını General: “Ben, Alman kuvvetlerinin muzaffer komutanı, bu mektubu Herero halkına gönderdim… Bilesiniz ki tüm Hererolar burayı terk edecektir. Alman sınırları içinde bulunacak silahlı ya da silahsız her Herero, vurularak öldürülecektir. Şu andan itibaren karınızı ya da çocuğunuzu da bu topraklarda istemiyoruz. Onları da ya süreceğim ya da vuracağım.” Büyük kıyım böyle başladı. Önce 3-5 bin Herero savaşçısı kuşatılarak katledildi. Kurtulanlar ve kadınlarla çocukların çoğu, bütün su kuyuları zehirlenmiş olan Kalahari çölünde uzun bir yürüyüşe zorlandılar. Umutsuzca açılmaya çalışılmış su kuyularının dibinde binlerce kemik bulunacaktı sonradan.

Auschwitz’in ilk örneği

Kaçamayan çoğu kadın ve çocuk ise bir Alman geleneği olarak toplama kamplarına yerleştirildi. Almanlar her Herero’ya bir numara verdiler ve ölen her Herero’nun kaydını düzenli bir şekilde tuttular. Holokost’taki gibi, kamplara gönderilenlere önce dövme yapılıyor, kimliklerini belli edecek olan boyun bantları takmaya zorlanıyorlardı. Çalışmayı reddedenler vuruluyor ya da asılıyorlardı. Ağır çalışma koşulları, hastalıklar ve kötü beslenme yüzünden Hereroların nüfuslarının yüzde 80’i yok oldu. Ki bu, 1908’e kadar 100 bin insanın ölümü demekti. Kampları ziyaret eden askerlerin ve misyoner grupların raporlarına göre, 1905 yılında bir günde 9 ile 12 civarında kişi ölüyordu. Bu arada,Alman askerlerinin tecavüzleri o kadar fazlaydı ki, Alman babalardan olan binlerce çocuk için özel bazı toplama kampları bile kurulmuştu.

Mengele’nin hocaları

Bu kadarla da kalmadı. Ari ırk manyaklığı daha o zamandan başlamıştı. Antropolog Eugen Fischer, ‘ırklar üzerine bazı tıbbi deneyler’ yapmak için kamplarda bulundu. Çocukların her türlü ölçümünü yapan Fischer, ‘Irklar üzerine çalışan herkesin kabul edeceği gibi aşağı ırktan olan bu insanların yok edilmesini’ savundu. Fischer’ın bu fikirleri, Nazi rejimi sırasında takdir görecek ve kendisi Berlin Üniversitesi Rektörü yapılacaktı. Fischer’in, Almanya’ya dönerken yanında dört yüzden fazla Herero’nun kafatasını götürüp bir kitap hazırladığı, Hitler’in 1923’te hapisteyken söz konusu kitabı sürekli okuduğu da biliniyor. Ağustos 2008’de,Namibya’nın Almanya Büyükelçisi Peter Katjavivi, bu kafataslarını geri isteyecek ve 40 tanesi Almanya üniversitelerinde olduğu anlaşılan kafatasları 2012 yılında Namibya’ya gönderilecekti. İkinci kemik iadesi de Mart 2014’te gerçekleşti.

Tarihten korkmak…

Bugünlerde NewYork’ta görülecek olan dava, işte bütün bunları kapsıyor. Hererolar ve Namalar resmi özür ve tazminat bekliyorlar. Ayrıca 30 binin üzerinde olduğu tahmin edilen kafatasları ve kemiklerin iadesini talep ediyorlar. Münih’teki General von Trotha caddesinin isminin, 2006’da ‘Herero Caddesi’ olarak değiştirilmesi, 2007’de Generalin ailesinin kabileyi ziyaret ederek “100 yıl önce gerçekleşen feci olaylar sebebiyle derin bir utanç içindeyiz” demesi, Merkel’in “Ozamanlar kötü şeyler yaptık” gibi sözleri de onlara yetmiyor. Aslında, Almanya işi resmileştirerek başka taleplere yol açabilecek bir emsal yaratmak istemiyor. 2012’de resmi özür ve tazminat için biri Sol Parti, diğeri ise Yeşiller ve Sosyal Demokratlar tarafından verilen iki önerge de Hıristiyan Demokratlar’ın karşı oylarıyla reddedildi. Tam da bu noktada, eski Namibya Başbakanı Theo-Ben Gurirab’ın sözleri çınlıyor kulaklarımızda: “Almanya, İsrail, Rusya veya Polonya’ya karşı suçlarından ötürü özür diledi, çünkü onlar beyaz. Biz siyahız ve bundan ötürü özür dilemek sorun oluyorsa, bu ırkçılıktır.”

Arif Mostarlı

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

Umutsuz vaka

Sonraki Haber

ATAK satmak için ABD izni gerek

Sonraki Haber

ATAK satmak için ABD izni gerek

SON HABERLER

6 dokunulmazlık dosyası Meclis’e gönderildi

Meclis’teki ‘komisyon’ gündemli toplantı sona erdi

Yazar: Yeni Yaşam
24 Haziran 2025

Sosyalist partilerden Ortadoğu’daki savaşa tepki

Sosyalist partilerden Ortadoğu’daki savaşa tepki

Yazar: Yeni Yaşam
24 Haziran 2025

Darıca Belediyesi’nde bir zabıta yaşamına son verdi

Darıca Belediyesi’nde bir zabıta yaşamına son verdi

Yazar: Yeni Yaşam
24 Haziran 2025

Tüm Bel-Sen’den TİS çağrısı: Tek yol emekçilerin mücadelesi

Tüm Bel-Sen’den TİS çağrısı: Tek yol emekçilerin mücadelesi

Yazar: Yeni Yaşam
24 Haziran 2025

Numan Kurtulmuş, eski Meclis başkanlarıyla görüştü

Numan Kurtulmuş, eski Meclis başkanlarıyla görüştü

Yazar: Yeni Yaşam
24 Haziran 2025

Barışa İhtiyacım Var Kadın İnisiyatifi: Barışa ses vermeye çağırıyoruz

Barışa İhtiyacım Var Kadın İnisiyatifi: Barışa ses vermeye çağırıyoruz

Yazar: Yeni Yaşam
24 Haziran 2025

Basın meslek örgütleri: Özgür Basını susturamayacaklar

Katledilen gazeteciler Nazım Daştan ve Cihan Bilgin anısına film çekiliyor

Yazar: Yeni Yaşam
24 Haziran 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır