• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
8 Mayıs 2025 Perşembe
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Manşet

Öcalan: Çözüm için hazırım

10 Ağustos 2019 Cumartesi - 02:00
Kategori: Manşet, Politika

Asrın Hukuk Bürosu, PKK Lideri Abdullah Öcalan ile yapılan görüşmenin detaylarını paylaştı. Açıklamada, Öcalan’ın, ‘Gelin Kürt sorununu çözelim. Bir haftada çatışma durumunu, ihtimalini ortadan kaldırırım diyorum’ dediğini paylaştı

İmralı Yüksek Güvenlikli F Tipi Cezaevi’nde olan PKK Lideri Abdullah Öcalan ile yaklaşık iki ay sonra İmralı Adası’na giderek görüşen avukatlarından açıklama geldi. Asrın Hukuk Bürosu’nun Twitter hesabı üzerinden önceki gün gerçekleşen görüşmeye dairi yapılan açıklamada, Öcalan’ın “Kürt sorununda çözüm için hazırım” dediğini aktardı.

Asrın Hukuk Bürosu, 18 Haziran’dan sonra dün yapılan görüşmeye ilişkin yaptığı yazılı açıklama şöyle: “Müvekkilimiz Sayın Abdullah Öcalan ile 07.08.2019 tarihinde bir görüşme gerçekleştirmiş bulunuyoruz. Sayın Öcalan’ın bu görüşmede temel gündemi; birçok başlığın yanı sıra esas olarak Türk-Kürt ilişkilerinin tarihsel gelişimi, mevcut çatışma ve savaş durumuna dönük tartışmalar olmuştur. Ahlat ve Malazgirt’te başlayan TürkKürt ilişkilerinin 1921 Anayasası’na kadar gelişimini değerlendirirken bu konuda ilgili ve duyarlı tüm çevrelerin gerçekliğe uygun hareket etmeleri gerektiğini belirtmiştir. İster kendisini Kemalist, ister Yeni Osmanlıcı olarak ifade etsin her iki anlayışın da Türk-Kürt tarihine ve ilişkilerine doğru ve tutarlı yaklaşmaları gerektiğini söylemiştir.

Ağır sonuçlar ortaya çıkar Sayın Öcalan çatışma ve savaş politikalarındaki ısrar nedeniyle yaşanan gidişatı kaygı verici görmektedir. Kırk yıldır yaşanan insani, siyasal, ekonomik kayıplara işaret ederek bölgesel durum itibariyle aynı politikada ısrarın daha ağır sonuçlar ortaya çıkaracağını herkesin görmesi gerektiğini ifade etmiştir.

Kendisinin demokratik çözüm çabalarının Özal döneminden bugüne kontrgerilla tarafından sabote edildiğinin bilindiğini; çözüm karşıtı bu güçlerin bugün de aynı olmasa da savaş çıkaracak düzeyde bir potansiyeli taşıdıklarını söylemektedir.

Özal’ın 1993 yılında ‘savaşla çözüm olmaz’ sözüne atıfla; aynı durumun geçerliliğini korumasına rağmen bugün Özal’ın kararlığını gösterecek bir iradenin varlığını sorguladığını vurgulamıştır.

Kürtlerin hukuku olacak mı?

Sayın Öcalan olağanüstü bir çabayla devletin ve devlet aklının çözümlemesini yaparken; şovenist aklın ürünü olan sahte, uydurma, yalan tarihe karşı gerçek tarihe ve tarihsel Türk-Kürt ilişkilerine uygun bir şekilde Kürtlere yer açmaya çalıştığını belirtmiştir. Bu çerçevede Kürtlerin başkaca bir devlete ihtiyacı olmadığını; ancak ‘Kürtlerin bir hukuku olacak mıdır?’ diye de sorduğunu ifade etmiştir. Devamla kırk yıldır Kürtlerin özgür yaşam, özgür insan, özgür toplum arayışını gözeten bir Kürt aklını da oluşturmaya çalıştığını ifade etmiştir.

Tecrit yaşanan savaşla ilgili

Sayın Öcalan, Özal döneminden bugüne barış ve demokrasi arayışlarını ifade ederken kendisine yönelik halen devam eden yirmi yıllık tecridin de bugün yaşanan savaşlarla ilgili olduğunu belirtmiştir. Ancak bütün zorluklarına rağmen buna karşı yirmi yıldır barış çizgisi ile direndiğini, cevap olmaya çalıştığını söylemiştir. Bu minvalde Sayın Öcalan ‘Kürtlere yer açmaya çalışıyorum gelin Kürt sorununu çözelim. Bir haftada çatışma durumunu, ihtimalini ortadan kaldırırım diyorum. Ben çözerim, kendime güveniyorum, çözüm için hazırım. Ancak devlet de, devlet aklı da gereğini yapmalıdır’ demiştir. Aynı zamanda bayram vesilesi ile demokrasi ve barış mücadelesine emek ve gönül veren halklarımızın bayramını kutlamıştır. Cezaevlerine özel selamlarını da iletmektedir.”

İSTANBUL

Hüseyin Kalkan

Yan sütunlarda detaylarını okuyacağınız PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın 7 Ağustos günü gerçekleşen avukat görüşmesinde Cumhurbaşkanı Turgut Özal için söyledikleri dikkat çekiciydi. Avukatlar, Öcalan’ın, “Kendisinin demokratik çözüm çabalarının Özal döneminden bugüne kontrgerilla tarafından sabote edildiğinin bilindiğini; çözüm karşıtı bu güçlerin bugün de aynı olmasa da savaş çıkaracak düzeyde bir potansiyeli taşıdıklarını söylemektedir. Özal’ın 1993 yılında ‘savaşla çözüm olmaz’ sözüne atıfla; aynı durumun geçerliliğini korumasına rağmen bugün Özal’ın kararlığını gösterecek bir iradenin varlığını sorguladığını vurgulamıştır” dediğini aktardı. Peki Öcalan’ın atıf yaptığı Özal ile yürütülen süreç nasıl bir süreçti?

Özal ve barış

PKK’nin 20 Mart 1993 tarihinde ilan ettiği ateşkes, bir yanı ile Turgut Özal projesiydi. Öcalan ve Özal’ın girişimlere sonucu ateşkes ilan edilmiş ve silahlar susmuştu. Bu ateşkes, Türkiye’nin Kürt siyasetini askerin vesayetinden kurtarma planının bir parçasıydı. Ancak Özal’ın ömrü bu projeyi sonuna kadar götürmeye yetmedi. PKK, 15 Nisan 1993 tarihinde ateşkesin süresini iki ay daha uzattı. Ancak iki gün sonra Cumhurbaşkanı Özal’ın ölüm haberi geldi. Öldü veya öldürüldü. Şimdi geriye dönüp baktığımızda ateşkesin de bu ölümle birlikte öldüğünü görüyoruz. Ama fiilen bitmesi için bir provokasyon daha gerekiyordu. Bunun gelmesi de gecikmedi. 24 Mayıs günü Elazığ-Bingöl karayolunu kesen PKK’liler, 90 kişiyi yanlarına alıp uzaklaştılar. Daha sonra ajanslar, 33 silahsız askerin PKK’liler tarafında kurşuna dizildiğini duyurdu. Kürtler arasında da büyük şaşkınlık yaratan bu olayın hangi koşullarda ve nasıl meydana geldiğine bakmadan önce, ateşkesin hangi koşullarda ilan edildiğine ve etkilerine göz atmak gerek. Lübnan’ın Bar Elias kasabasında bir basın toplantısı düzenleyen PKK Genel Başkanı Abdullah Öcalan, 20 Mart ile 15 Nisan tarihleri arasında ateşkes ilan edeceklerini açıklamıştı. Öcalan, “Biz, ordu birlikleri üzerimize gelmedikçe ve çok zorunlu bir meşru savunma durumuna düşmedikçe, 20 Mart’tan 15 Nisan’a kadar ateş etmeyeceğiz. […] gelişecek saldırılar kesinlikle bizden kaynaklanmayacaktır. Böylelikle uluslararası, Türkiye ve Kürdistan kamuoyunun barışa imkan sunmak biçimindeki dileğine de karşılık vermeye çalışıyoruz. Olası bir siyasi çözüme kendimizi hazır tuttuğumuzu belirtmek istiyoruz” diyordu.

Ankara’daki gelişmeler

Ateşkesin bitiş tarihi olan 15 Nisan yaklaşırken, yine Turgut Özal’in çabalarına tanık oluyoruz. Özal’ın girişimiyle Celal Talabani tekrar Ankara’ya davet edildi. Mesafeli durmasına rağmen, Demirel de Talabani ile görüştü. Celal Talabani, sonrasında Ankara’dan Şam’a uçtu. Öcalan, Lübnan’da yaptığı ikinci basın toplantısında ateşkesin süresini uzattıklarını açıkladı. Bu basın toplantısına Celal Talabani’nin yanı sıra, HEP Genel Başkanı Ahmet Türk ve Türkiyeli başka Kürt siyasetçiler de katıldı. Özal’ın çabaları ve ateşkes, ABD ve AB nezdinde de dikkatle izleniyor, çözüm için destek verileceği çeşitli kanallarla Ankara iletiliyordu. İç ve dış koşullar, hiç olmadığı kadar siyasi bir çözüme elverişliydi. Bu atmosferi dağıtmak için büyük bir veya birkaç karanlık tertip gerekiyordu. Onlar da peş peşe geldi.

Barışa komplo

Elazığ-Bingöl karayolunu kesen PKK’liler, iki midibüsle birliklerine giden askerleri indirdikten sonra yanlarına alıp bilinmedik bir yöne doğru götürdüler. Yaralı kurtulan askerlerin anlattığına göre bazı köylerden geçtiler, içlerinde komando olup olmadığını sordular, askerlerin nereli olduklarını tespit etmeye çalıştılar, ama askerlere herhangi bir zarar vermediler. “Kurtarma operasyonu” başlayana kadar kaçırılan tek bir askerin burnu bile kanamadı.

PKK Lideri Abdullah Öcalan olayla ilgili açıklamasından eylemin merkezi bir kararla yapılmadığını, olayla ilgili soruşturma başlattıklarını ve bölgeye parti müfettişi gönderdiklerini söylüyordu. Olan olmuştu. Ya da olması planlanan olmuştu, bu açıklamaları kimse dikkate almadı ve çatışmalar tekrar başladı. Öcalan bu olayla ilgi açıklamalarını İmralı sürecinde de sürdürdü, bu olayın kendisine ve barış sürecine karşı düzenlenen bir komplo olduğunu söyledi.

 

 

 

 

 

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

Yargı kararları cesaret veriyor

Sonraki Haber

‘Bize ölüm dayatılıyor’

Sonraki Haber

‘Bize ölüm dayatılıyor’

SON HABERLER

Seçenek biziz

 Arkadaşlık taklit edilemez

Yazar: Yeni Yaşam
8 Mayıs 2025

Sırrı Süreyya Önder ve sanat-mizah-barış

Sırrı Süreyya Önder ve sanat-mizah-barış

Yazar: Yeni Yaşam
8 Mayıs 2025

Yaşam yazı turayı onaylamaz

Özgürlük yolculuğunda Barış’ın durağında

Yazar: Yeni Yaşam
8 Mayıs 2025

İslam’ın şartı gerçekten kaçtır?

Araç fetişizmini aşmak

Yazar: Yeni Yaşam
8 Mayıs 2025

M. Sait Yıldırım: Çağrı bizim için yaşamsal bir ihtiyaç

M. Sait Yıldırım: Çağrı bizim için yaşamsal bir ihtiyaç

Yazar: Yeni Yaşam
8 Mayıs 2025

Neler oluyor?

27 Şubat çağrısı ve Ortadoğu’nun geleceği

Yazar: Yeni Yaşam
8 Mayıs 2025

Birçok kentte Abdullah Öcalan posterleri asıldı

Birçok kentte Abdullah Öcalan posterleri asıldı

Yazar: Yeni Yaşam
8 Mayıs 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır