Ortalık toz duman. PKK Lideri Abdullah Öcalan ne zaman açıklama yapacak, görüntülü mü, sözlü mü veya yazılı mı olacak? Yine açıklamanın içeriği nasıl olacak? Bu minval üzeri sorular artarak devam ediyor.
Şimdiye kadar DEM Heyeti İmralı’ya iki kez gidip geldi. Ve Heyet ilk İmralı görüşmesinden sonra Türkiye’deki parti yetkilileriyle görüşmeler yaptı. Ardından bu görüşmelerin sonuçlarını Öcalan’a aktarmak için ikinci kez İmralı’ya gitti. İkinci görüşmeden sonra Heyet Güney Kürdistan’a geçti. Başta KDP, YNK olmak üzere siyasi parti yetkillieriyle çeşitli görüşmeler yaptı ve Türkiye’ye döndü.
Heyetinin önümüzdeki günlerde İmralı’ya üçüncü bir ziyaret yapması bekleniyor. Ardından Öcalan’dan beklenen açıklamanın yapılacağı kuvvetle muhtemeldir. Ancak açıklama Heyet’in İmralı’da bulunduğu zamanda mı veya daha sonramı yapılacağı net değildir. Muhtemeldir ki Heyet ziyaretinden sonra yapılacaktır açıklama. Zira Öcalan Güney Kürt partilerinden gelecek sonuçlara göre de bir çalışma yapmaya ihtiyaç duyabilir. Yine PKK çevrelerinden yapılan son açıklamalar üzerine devletin açıklamanın görsel veya sözlü yapmasına olanak verme ihtimali zayıf görülebilir. Yazılı olma ihtimali daha güçlüdür.
Öyle görünüyor ki Öcalan önümüzdeki günlerde veya haftalarda bir çağrı yapacaktır. Aylar önceden hemen her çevre kendi meşrebine göre yapılacak çağrıya ilişkin yorum ve değerlendirmeler yapmaktadırlar. Bu değerlendirmelerin amacı açıktır. Kamuoyunu baştan kendi çıkarlarına manipüle etmektir. Açık ki asıl amaç Kürt sorununa siyasal ve demokratik çözüm bulmak değildir. Daha çok PKK’nin elinden silahı almaktır. Bu silah alma meselesi kırk yıllık hikayedir. Oluşan yeni Ortadoğu konjonktürün ağırlıklı fırsatlar ortamında Kürtleri 1. Dünya Savaşı derekesine düşürmek; örgütsüz kılmak istemidir. Örgütsüz Kürt’e her tür dayatmada bulunmak kolaylaşacaktır çünkü. Bu olmasa bile yapılan açıklamayı çarpıtma, düşüncede muğlaklık yaratma da fayda sağlayabilir hesabıdır.
Nitekim gelişmelere bakıldığında ortam hiç de çözüm veya barışa uygun görünmemektedir. Kayyum atamaları hızından bir şey kaybetmedi. En son Van Büyük Şehir Belediyesine kayyum atandı. Şimdiye kadar DEM partinin beş şehir belediyesine kayyum atanmıştır. Şehirler şunlar; Van, Siirt, Dersim, Batman ve Mardin. Yine çok sayıda ilçe ve belde belediyesine de kayyum atanmış durumdadır. Devamı da gelecek gibidir.
Yine Batı’da kent uzlaşısı sonucu CHP’nin kazandığı belediyelere de kayyum atanmaya başlandı. Kent uzlaşısı sonucu belediye meclislerine seçilenler de gözaltına alınıyor ve tutuklanıyorlar.
HDK’ye dönükte gözaltılar ve tutuklamalar da devam ediyor. En son on kentte sürdürülen operasyonlar sonucu gözaltına alınan 51 kişiden otuzu tutuklandı.
Bu liste daha da uzatılabilir. Bu gözaltı ve tutuklamalardan amaç edinilen iki husustan söz edilebilir. Birincisi Kürtlerden uzak durun aksi halde başınız belaya girer. Yani Kürtleri yalnızlaştırıp güçsüzleştirme hedeflenmektedir. Buna bağlı olarak ikincisi mevcut Cumhur ittifakına muhalif olanları elimine etme ve zayıfta olsa karşı çıkma ihtimali olan siyasi veya toplumsal grup ve çevre bırakmama taktiği izlenmektedir. Buna en iyi örneklerden biri de yurtdışı yasağı konulan TUSİAD başkanı ile TUSİAD YİK başkanı olmaktadır.
Neden devlet tarafından böylesine operasyonel dönem yaşatılmaktadır? Çünkü Kürt sorunu adeta 1. Dünya Savaşı öncesine doğru bir dönüşüm yapmaktadır. Ancak o zamanki Kürtlerle günümüz Kürtleri arasında çok temel bir fark vardır. O zaman Kürtler ideolojisiz, paradigmasız ve örgütsüzlerdi. Şimdi ise halklara örnek teşkil edecek derecede gelişkin bir yapıya sahiptirler. Dolaysıyla Kürt sorunu çözüm sürecine girmiştir demek doğru tespit olur. Yine Öcalan’dan beklenen açıklama bölgenin yeni konjonktürü ile bağlantılı olacaktır. Ve Kürt sorunu çözümünde ilgili çevrelere makulü gösterecek içerik taşıyacaktır.
Yani Öcalan’dan örgütü fes et ve silah göm beklentisinde olanlar irrasyonel düşünenler ve güçlerini aşırı abartanlardır. Nitekim yapılan kimi konuşmalar ve operasyon üzerine operasyon çekmeler rasyonel olmamakla ilgilidir. Bu daha çok da hükümet olanlarda fazladır.
Türkiye’de şu an irrasyonel bir yönetim iş başındadır. Bu yönetimin nerdeyse 23 yılı geride kalıyor. 23 yıldır yönetiyor ve kendine göre her şeyi başarmıştır. Kendi ifadeleriyle 1. Dünya Savaşı sonrası açılan parantez kapanıyor. Yeni koşullarda Osmanlı rüyası görülüyor. AKP ve lideri her şeyi başardı. El attığı her şeyi yaptı. Gülen Cemaati tasfiye edildi, ordu vesayeti sonra erdirildi gibi. Kendilerince büyük bir başarı hikayesidir. Buna sessiz devrim diyorlar. En son Şam’da Baas rejimi de düşürüldü gibi bir başarı hikayesi de ortaya konulunca, gerçekçi olmayan bir düşünce yapısının oluşumunu kaçınılmaz kıldı. İrrasyonel olma hali bunlarla ilgilidir. Dolaysıyla mevcut yönetimin bölge konjonktürünü doğru okuyacağını var saymak, buna göre değerlendirmeler yapmak yanlış sonuçlara götürebilir.
Devlet yönetiminin hali böyle sürrealist olunca Öcalan’ın görüşme yapması doğru mudur? Bazı kesimler bunu tartışıyor. Görüşme yapması doğrudur. Çünkü Kürt sorunu bölgesel ve küresel bir soruna dönüşmüştür, demokratik dönüşüm ve çözümün olumlu sonuçlarından en çok ezilen ve sömürülenler faydalanır. Dolayısıyla Öcalan’ın yaptığı görüşmeler, olası yapacağı çalışmalar, temaslar sadece Türkiye’ye hitap etmiyor. Çözümden yana olduğunu söylüyor Öcalan. Ve bilindiği gibi 3. Yol takip edilmektedir. Ucu açık, taktik ilişkiler kurularak gelişmeler sağlanabilir. Bu konuda çok fazla yaşanmışlık var ve tecrübeli bir çizgi yakalanmıştır. Bunun en gelişkin uygulaması Rojava örneğidir.
Öcalan kim çözümden yana, Özgürlük Hareketi mi yoksa devlet mi çözüm istemiyor? Yani böyle bir ikilem de yaratıyor. Bunun altını çizmek lazım. Şunu belirtelim: 2013-15 arası süren diyalog sürecinde çoğu çevre der ki hani bir şey olmadı? Şunu bilmek lazım. Kuzey Doğu Suriye’de ortaya çıkan yapı aslında o süreçte Türkiye’de sürdürülen diyalogla doğudan bağlantılıdır. İran’daki 2022’nin sonunda yaşanan Jin Jiyan Azadi direnişindeki gelişmelerden söz etmek yerinde olur. Uluslararası alanda Kürt Kadın Hareketi’nin bu kadar popülerleşmesi yine bu diyalogla bağlantılıdır. Özcesi toplumsal herhangi bir adımın tek bir sonucu yoktur. Birden fazla sonucu vardır. Bölge dinamiği Öcalan’ın yeni bir mesajının çok yönlü olumlu sonuç üretmesine müsaittir. Öcalan’ın atacağı adımlar geniş dinamiklere hitap eder ve bunu toplumsallaştırır. Bu bağlamlar içinde bakmak ve pratikleşmek çok şey kazandırabilir.