DGB tarafından düzenlenen “Özgürlüğümüz ve geleceğimiz için eğitim hakkı” çalıştayı başladı.
Devrimci Gençlik Birliği (DGB) tarafından düzenlenen “Özgürlüğümüz ve geleceğimiz için eğitim hakkı” başlıklı bir çalıştay başladı. Beyoğlu’nda bulunan Divriği Kültür Merkezi’nde düzenlenen çalıştay iki gün sürecek. Çok sayıda kişinin katıldığı çalıştayın ilk gününde konuşmacı olarak Akademisyen, araştırmacı-yazar Sibel Özbudun ile Barış Akademisyenlerinden Prof. Dr. Fuat Ercan yer aldı.
Eğitim hakkı
Çalıştayın açılış konuşmasını yapan DGB üyesi Gözde Ekici, eğitimin kamusal niteliğinin gün geçtikçe yok olduğunu dile getirdi. Ekici, “Eğitimin kendisi ayrı bir pazar haline getirilirken, neo-liberal eğitim politikaları ile sınırlı ve güdük olan bu eğitim hakkı bile gasp ediliyor. Paralı eğitim uygulamaları ile eğitimin her kalemi giderek pahalı ve ulaşılamaz hale geliyor” dedi.
Yükseköğrenimde son 5 yılda 1 milyon 100 bin öğrencinin eğitim masraflarını karşılayamadığı için üniversiteyi bıraktığını belirten Ekici, “İşte bütün bu saldırılar karşısında geleceğimiz ve özgürlüğümüz için ‘Eğitim Hakkı Çalıştayı’nda’ buluştuk” diye konuştu.
‘Öğrenciler artık müşteri’
Ardından DGB üyesi Çağla Çakır, “Neoliberal politikalar ve eğitimin piyasalaşması” başlıklı bir sunum yaptı.
Çakır, yaptığı sunumda kapitalizmin dünya ölçeğinde ekonomik, sosyal ve siyasal boyutları olan çok yönlü bir kriz yaşadığını vurgulayarak, bunun sonucunda neoliberal politikaların eğitim dahil her alanda devreye sokulduğunu ifade etti.
Üniversitelerin ve sermayenin işbirliğine dikkat çeken Çakır, şunları kaydetti:“Özellikle AKP dönemi ile birlikte özel üniversite sayısında yoğun bir artış yaşanmıştır. Bugün toplam 204 üniversitenin 77’si özel üniversitedir. Sadece özel üniversitelerde değil, üniversite eğitiminin tüm alanında eğitim bir metaya dönüşürken, öğrenciler müşteri haline getirilmiştir.” Akademisyen Sibel Özbudun ise, “Yükseköğretimde AKP’li yıllar” başlıklı sunumununda üniversite kurumlarında rektörlerin kendi akrabalarını çeşitli görevlere atamasına dair örnekler gösterdi.
Artık rektörlerin de Cumhurbaşkanı tarafından atandığını anımsatan Özbudun, “İktidarın hemen her köşe başında bir üniversite açma bir üniversite açma hevesi ve bunlara öğretim elemanı yetiştirmenin güçlüğü, 400 kadarı ‘Barış Akademisyeni’ olmak üzere binlere öğretim elemanını KHK’lerle üniversiteden ihraç edilmesi gerçeğine eklenince bilimsel liyakat bir karikatüre dönüştü” ifadelerini kullandı.
YÖK sunumu
Prof. Dr. Fuat Ercan de, “1980 sonrası YÖK” başlığıyla bir sunum gerçekleştirdi.
“Ne olursa olsun üniversitelerin hala gençlik için çok önemli” diyen Ercan, “Eğitim sistemi, devlet ve ulus için vatandaş, sermaye için nitelikli iş gücü üretecek. Sermayenin yatırım alanı olarak üniversite açması, üniversiteye müdahaleye ayrı bir şey. Kendilerine ait bilim istiyorlar” diye konuştu.
