ÖHD’li avukat Veysi Atmaca, Meclis’te kurulacak komisyonda tüm kesimlerin söz sahibi olması gerektiğini söyledi
Kürt sorununun çözümü ve ülkenin demokratikleşmesine dair başlatılan ‘Barış ve Demokratik Toplum Süreci’ kapsamında Meclis’te komisyon kurulacak. Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş’un inisiyatifiyle önümüzdeki günlerde komisyonun kurulması bekleniyor. Komisyonun çalışmalarına ve içeriğine dair tartışmalar ise henüz tam olarak netleşmiş değil.
Nasıl bir komisyon?
Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) Êlih (Batman) Şubesi’nden Av. Veysi Atmaca, Meclis dışındaki tüm partilerin de komisyonda yer alması gerektiğini vurguladı.
Av. Veysi Atmaca, farklı halklar ve inançlardan kesimlerin ile insan hakları savunucuları ve anayasa hukukçularının da komisyonda söz sahibi olması gerektiğini şöyle vurguladı:
“Bu şekilde komisyon çözüme katkı sağlayabilir. Bu komisyon sadece anayasal ve yasal değişiklikler için değil, silah bırakma iradesi gösteren PKK üyeleriyle ilgili de bir yasal düzenleme yapması gerekiyor. Ulusal kurtuluş mücadelesi yürüten gerilla örgütleri bir şekilde siyasete katıldılar. PKK’lilerin bundan muaf tutulmasının barışa katkı sağlayacağı kanaatinde değiliz.”
Av. Veysi Atmaca, komisyonun ilk olarak süreci yasal güvenceye kavuşturması gerektiğini vurguladı.
Hasta ve tahliyeleri engellenen tutsaklar için de acil düzenlemeye ihtiyaç olduğunu vurgulayan Av. Veysi Atmaca şöyle devam etti:
“Bunlar meclis komisyonunun öncelikli problemleri olması gerekiyor. Sonraki aşamalarda anayasa dahil Türkiye’deki bütün hukuki düzenlemelerin tartışılması gerekiyor.”
Anayasadaki sıkıntılı maddeler
‘Kürt sorunu anayasal bir sorundur’ diyen Av. Veysi Atmaca, çözüm için anayasada bir takım değişikliklere gidilmesi gerektiğinin altını çizdi. Anayasanın ‘teklik’ üzerine şekillendiğine dikkati çeken Av. Veysi Atmaca, anayasanın ilk 3 maddesi ile 42’nci ve 66’ncı maddelerinin problem yarattığını söyledi.
Anayasanın ilk 3 maddesi
Av. Veysi Atmaca, anayasanın 4’üncü maddesinin ilk 3 maddenin değiştirilemeyeceği üzerine kurgulandığına işaret etti:
“Anayasa hukuku açısından bunun çok anlam teşkil etmediği kanaatindeyiz. Çünkü anayasa dediğimiz kavram, halkın iktidardan gelen baskılara ve müdahalelere karşı korunmasını güvenceleyen belgelerdir. Bundan dolayı da anayasadaki bu yasaklayıcı maddelerin anayasal gelişim perspektifi çerçevesinde yorumlanması gerekiyor. Anayasalara, değiştirmeye ilişkin yasaklayıcı maddeler konulması aslında o anayasanın ömrünü kısaltıcı bir şeydir.”
Av. Veysi Atmaca, Anayasanın 66’ıncı maddesine yönelik şu değerlendirmeyi yaptı:
“Anayasanın 66’ncı maddesinde, Türkiye’yle vatandaşlık bağıyla bağlı olan herkesin Türk olduğu belirtiliyor. Aslında bu bir dogmayı, anlamsız bir metni intiba ediyor. Çünkü anayasada vatandaşlık bağları devlet ile toplum arasında olur. Yani bir anayasal vatandaşlığın belli bir etnik unsura dayatılması mümkün değil. 66’ncı maddenin bu süreç bağlamında değişmesinin hayati olduğu kanaatindeyiz.”
Anayasa değişikliği
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın süreç kapsamında verdiği mesajlara değinen Veysi Atmaca, sözlerini şöyle noktaladı:
“Sayın Öcalan Türkiye’nin bu şekliyle devam etmesinin mümkün olmadığını yıllardır belirtiyor. Sayın Öcalan, Kürt ve Türk ilişkileri bağlamında Türkiye’nin önünü açıyor. Yönetim şeklini demokratikleşmeye yönelik birçok perspektifi mevcut. Sayın Öcalan’ın hem 2013 yılında başlayan süreçte hem de 2009 yılında başlayan süreçte üzerine çokça durduğu konu anayasal değişikliğin sağlanmasıydı. Çünkü Kürt sorununa ilişkin problemler anayasal kanunla, yönetmelikle çözülebilecek bir probleme sahiptir. Kürtlerin kimlik ve statü sorunlarına şu anki anayasa cevap vermemekte. Anayasal değişiklik Kürt sorunu için hayati olduğu kanaatindeyiz. Anayasa değişikliğinin olmaması halinde Kürt sorununda çözümün hayali bir mesele olarak kalacağını düşünüyorum.”
Kaynak: MA