Mersin’in liman kenti olmasından kaynaklı uyuşturucu rotalarında biri olduğunu belirten ÖHD’li Hacı Baskak, kentte madde bağımlılığının karteller eliyle büyütüldüğünü söyledi
Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Mersin Şubesi üyesi Avukat Hacı Baskak, Mersin’de uyuşturucu kullanımına dair sağlıklı ve kapsamlı bir resmi veri bulunmadığını belirterek, Mersin Barosu Çocuk Hakları Merkezi kapsamında Çocuk ve Ergen Madde Bağımlılığı Tedavi Merkezi ( ile görüşmeler yaptıklarını ve bu çerçevede eğitim çalışmaları yürüttüklerini aktardı.
Mersin’in kozmopolit yapısı, liman kenti olması ve derinleşen yoksulluğun uyuşturucu kullanımını artırdığına dikkat çeken Hacı Baskak, “Liman kenti olması Mersin’i bir geçiş rotasına dönüştürüyor. Ancak asıl büyük tehlike çocukların bu işte kullanılmasıdır. Cezasızlık ve yasal boşluklar nedeniyle çocuklar yaygın biçimde maşa haline getiriliyor. Özellikle Akdeniz ve Toroslar gibi yoksul mahallelerin bulunduğu ilçelerde uyuşturucu artık bir sektör haline gelmiş durumda” dedi.
Önleyici bir mekanizması yok
Kentte sık sık operasyonlar yapıldığını, her operasyonda yüzlerce kişinin gözaltına alındığını belirten Baskak, gözaltına alınanların büyük bölümünün çocuklar ve 20 yaş altı gençler olduğuna dikkat çekti. Baskak, “Bu çocukların büyük işleri yapabilecek bir kapasitesi yok. Çoğu zaman neyin parçası olduklarını bile bilmiyorlar. Ellerine bir paket veriliyor, lakaplarla iletişim kuruluyor. Esas satıcılarla, büyük parayı kazananlarla ise uğraşılmıyor” diye konuştu. Tutuklanan çocuklar açısından asıl sorunun cezaevinde başladığını vurgulayan Hacı Baskak,“Cezaevine girmeden önce basit bir taşıyıcı olan çocuk, cezaevinden çıktıktan sonra profesyonel bir satıcıya dönüşüyor. Satıcılıktan giriyor, imal ve ticaret dosyasıyla çıkıyor. Cezaevleri rehabilite etmiyor, aksine bu çarkın parçası haline getiriyor. Çocuk Koruma Kanunu’ndaki tedbirler etkin uygulanmıyor. Devletin ve ailenin önleyici bir mekanizması yok” ifadelerini kullandı.
Emniyette ortaklar iddiası
Uyuşturucuya dair 2025 yılına ilişkin güncel istatistik olmadığını belirten Hacı Baskak, 2024 verilerine göre Türkiye nüfusunun yüzde 1,54’ünün uyuşturucu kullandığını, bunun yaklaşık bir milyon kişiye denk geldiğini aktardı. Mersin gibi kozmopolit kentlerde bu oranın daha da yükseldiğini belirten Hacı Baskak, “Yoksul mahallelerde neredeyse her evde bağımlı bireyler var. ÇAMATEM’de sadece 20 yatak bulunuyor. Bu tabloya yanıt vermesi mümkün değil” dedi. Teknik takiplerin genellikle çocuklarla sınırlı kaldığını ifade eden Hacı Baskak, “Kime götürdükleri, kimden aldıkları netleşmiyor. İmalathaneler basılmıyor. Eğer ülkede imalat yoksa bu madde limandan giriyor. Emniyet içinde ortakları olduğu yönünde iddialar ve bu yönde tutuklamalar da var. Bu ciddi bir zafiyet” diye konuştu.
İmalat ve ticareti yapan karteller hedef alınmalı
Madde kullanım yaşının ilkokul seviyesine kadar düştüğünü söyleyen Hacı Baskak, “9-10 yaşına kadar indiğini görüyoruz. Kız çocuklarında 11, erkek çocuklarında 12 yaş yoğunluklu. Bağımlılık yalnızca maddeyle sınırlı değil; sigara bağımlılığı da 9 yaşa kadar inmiş durumda” dedi. Çözümün yoksullukla mücadeleden geçtiğini vurgulayan Hacı Baskak, “Merkezi hükümet çocukları değil, imalat ve ticareti yapan kartelleri hedef almalı. Zincirin ana damarını kırmadan bu sorun çözülmez. Eğitim sistemi bilimsel ve çağdaş hale getirilmeli, çocuklar spor ve sanatla desteklenmeli. Çocuk adalet sistemi güçlendirilmeli, cezaevleri ıslah edici hale getirilmelidir” diye belirtti.
Çark kırılmalı
Uyuşturucu ticaretinin milyar dolarlık bir ekonomik çark olduğunu söyleyen Hacı Baskak, “Bu kadar büyük paranın döndüğü yerde kamu görevlileri de bu sisteme dahil olabiliyor. Bu çark kırılmadan mücadele etmek zor. Maşa olarak kullanılan çocuklar bizim geleceğimiz. Bir çocuğun hayatına dokunabilirsek, bu büyük bir kazanımdır” dedi.
Haber: Mehmet Güleş / MA









