Gazetecilere dönük gözaltı, tutuklama ve soruşturmalara neden olan ve kamuoyunda dezenformasyon yasası olarak bilen yasayı değerlendiren MLSA Eş Direktörü Veysel Ok, yasanın ifade özgürlüğüne aykırı olduğunu, Avrupa Konseyi üyesi ülkeler içerisinde buna cezai üyeleri koyan tek ülke olduğunu söyledi
T24 yazarı Tolga Şardan, MİT’in hükümete yargıya dair rapor hazırladığı hakkında yazdığı yazısı sonrası “halkı yanıltıcı bilgi yaymaktan” önceki gün tutuklandı. Yine benzer gerekçeler ile Birgün ve Bianet muhabirlerine soruşturma açılması, Dinçer Gökçe ve Cengiz Erdinç’in gözaltına alınmasını değerlendiren MLSA Eş Direktörü Veysel Ok, gazetecilere dönük tutuklamalara neden olan dezenformasyon yasasını ANF’ye değerlendirdi.
İfade özgürlüğüne aykırı bir yasa
Avukat Ok, bu yasanın hukuki karşılığı olmadığını hatırlatarak şunları söyledi: “Bu düzenleme 2022’de Türk Ceza Kanunu 217’nci maddesini eklendi. Bu yasaya halkı yanıltıcı bilgiyi yayma suçu diye bir madde eklediler ve bu maddeye göre halkı yanıltıcı bilgi yayan kişiler, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır diye bir hüküm koydular. Soru şu ki; halka yaratıcı bilgi yaymak ne demek? Hukuki karşılığı yok, öngörülebilir değil ve bu anayasadaki ifade özgürlüğü maddelerine tamamen aykırı bir şey. İkincisi hangi bilginin yanıltıcı olduğuna kim karar verecek? Türkiye’deki yargıç sistemi içerisindeki bir yargıç, bir bilginin yanıltıcı olup olmadığı konusunda karar verme yetkisine sahip midir? Normal demokratik hukuk devletlerinde yanıltıcı bilgilendirme olunca ne olur? Karşı cevap yayınlanır ve bir şekilde bu dolaşması sokulur, konu kapanır. Türkiye, Avrupa Konseyi üyesi ülkeler içerisinde buna cezai üyeleri koyan tek ülke oldu.
AYM’de görüşülecek
Ok, bu yasanın ifade özgürlüğünü önemli ölçüde aşındırdığını ve bunun son yaşanan örnekte çok net görüldüğünü belirtti. Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) 8 Kasım’da maddeyi görüşeceğini anımsatan Ok, AYM’nin ifade özgürlüğü için verdiği kararlarla bu yasanın çeliştiğine de dikkat çekti. Ok, şunları dile getirdi: “AYM, 8 Kasım’da bu yasayı görüşecek, doğru olan böyle bir maddenin anayasadaki ifade özgürlüğüne aykırı olduğudur. Anayasa Mahkemesi’nin gazeteci davalarına verdiği karaları incelersek, örneğin ifade özgürlüğünü kısıtlayıcı bir yasa olduğunu açıkça onlar da anlayacaktır. Çünkü halkı yanıltıcı bilgi yaymak konusunda kimsenin karar verme veya geleceği öngörme gibi bir gücü yok ki. Bir gazeteciye yanlış haber de yazabilir. Yanlış bilgi almıştır ve bir kaynaktan yazmıştır. Sonra özür diler ama gazeteci yanlış haber yazdı diye dezenformasyon yaratıyorsun diye tutuklanamaz. Bunun örneği yok. Gazeteciye bir robot muamelesi yapacaklar. Bundan sonra siz asla yanlış haber veya asla iktidar iktidarın resmi söylemi dışında haber yazamazsınız tarzı bir dayatma var.
HABER MERKEZİ