• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
30 Haziran 2025 Pazartesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Manşet

Ölüm, hafıza ve nesnelerin hayatı – Christian Boltanski*

22 Haziran 2019 Cumartesi - 00:50
Kategori: Manşet, Yazarlar

Bana öyle geliyor ki Batı kültürü tamamen nesnelerle ilgili. Bir Afrikalı, 16. yüzyıla ait bir maskın korunmasını önemsemez; onun için önemli olan, mask yapma becerisine hâlâ sahip birilerinin olmasıdır. Pek çok gelenekte, nesnenin korunmasına önem verilmez, asıl önemli olan o nesnenin arkasındaki fikrin ya da hikâyenin biliniyor olmasıdır. Japonya’daki Zen tapınakları o kadar narindir ki her on yılda bir yeniden inşa edilmeleri gerekir. Buna rağmen insanlar bu binaları anıt olarak adlandırıyor, çünkü arkalarındaki hikâyeyi biliyorlar. Yani, bir yanda nesne kültürleri var, diğer yanda bilgi kültürleri.Eserlerimin çoğu giysileri içeriyor; bir giyim eşyası, bir fotoğraf ve cansız bir beden arasında dolaysız bir ilişki var bence: bir zamanlar yaşamış olan biri var, ama artık burada değil. Böyle eserler üzerinde çalıştığımda insanlar bana hep bu malzemeleri kullanma şeklimi anlayabildiklerini söylüyorlar, anneleri veya nineleri öldüğünde giysilerini ve diğer eşyalarını ne yapacaklarını bilemediklerini anlatıyorlar. Özellikle ayakkabıların, onları giymiş olan insanla çok özel bir bağı vardır. Kullanılmış giysilerle çalışmanın güzel yanı, bunların eskiden gerçekten birine ait olması. Birisi onları seçmiş, sevmiş, ama şimdi içlerindeki hayat yok olmuş. Bu giysileri sergilemek, onlara yeni bir hayat vermek gibi – sanki onları diriltmek gibi.

İnsanlar genelde eserlerimde hüzün görüyor, ama bence hayli neşeli tarafları da var. Kullanılmış giysilerin yer aldığı büyük bir eser yaptığımda bazı insanlar onu Holokost’la ilişkilendirip ne kadar hüzünlü olduğundan söz ediyor. Halbuki çocuklar böyle bir eseri çok eğlenceli buluyor, bütün o giysileri kendi üzerlerinde denemek hoşlarına gidiyor

Holokost’tan sonra da Holokostlar oldu. Suçluluk veya suçsuzluk meselesi hakkında çalışmıyorum ben. Eserlerim ölüm gerçeğiyle ilgili evet, ama Holokost’la ilgili değil. Birkaç sene önce Sans Souciadlı bir kitap yapmıştım. Berlin’deki bir bit pazarından aldığım bir fotoğraf albümüydü. Albümdeki hoş görünümlü insanların bazısı Nazi olacaktı. Fotoğraflarda Noel ağaçları görüyordunuz, müzik çalıyor, çocuklar… tıpkı bizim gibiydiler. Canavar bizden farklı olmuş olsaydı onunla baş etmek kolay olurdu. Ama canavar bizdik. Bu kitabı Amerika’dayken yapmıştım, Körfez Savaşı’ndan hemen sonra. Televizyonda Ortadoğu’dan dönen pilotları gördüğümü hatırlıyorum; o kadar genç, o kadar tatlıydılar ki, kız arkadaşlarını, bebeklerini öperken görüntülenmişlerdi, oysa daha bir gün önce kadınları ve çocukları öldürüyorlardı! Kitapta metin yok, ama “okuduğunuzda” bir soruyla baş başa kalıyorsunuz. Belki insanın suçlu mu suçsuz mu olduğu sorusudur bu. Kurban mı cani mi, yoksa ikisi birden mi… Fakat bunu ille Holokost bağlamında düşünmek gerekmiyor.

Eserlerim çelişkilerle dolu. Bir sanat eseri açıktır – eseri, kendi yaşantılarından yararlanarak, ona bakanlar yapar. Eserimdeki bir ışık aklınıza polis sorgusunu da getirebilir, ama aynı zamanda dinî bir çağrışımı vardır – mum gibi. Veya tek bir ışıkla aydınlatılan kıymetli bir resmi anıştırır. Esere bakmanın birçok yolu var…

*Derya Yılmaz tarafından çevrilen bu yazı www.e-skop.com adresinden alınmıştır.

 

 

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

Çok gerçek, en çok gerçek – Aytuna Tosunoğlu

Sonraki Haber

Ilısu Barajı önlenmelidir, çünkü yaşamsaldır – Yusuf Gürsucu

Sonraki Haber

Ilısu Barajı önlenmelidir, çünkü yaşamsaldır - Yusuf Gürsucu

SON HABERLER

Cizîr’de 32 yıldır yasaklı olan iki köy barajla suya gömülmek isteniyor

Çığırından çıkmış bir dünya

Yazar: Yeni Yaşam
30 Haziran 2025

Şirnex’te ormanlık alan yüzde 20 yok oldu

Şirnex’te ormanlık alan yüzde 20 yok oldu

Yazar: Yeni Yaşam
30 Haziran 2025

Zulme Karşı Direnmek

İran neden çöküşün eşiğine geldi

Yazar: Yeni Yaşam
30 Haziran 2025

İpin ucu kaçıyor

Lozan’ı aşmak

Yazar: Yeni Yaşam
30 Haziran 2025

Farkında olmalı ve korumalı

Farkında olmalı ve korumalı

Yazar: Yeni Yaşam
30 Haziran 2025

Kürt aklı ve Kürt ideolojisi

Kürt aklı ve Kürt ideolojisi

Yazar: Yeni Yaşam
30 Haziran 2025

Devlet, sınıf, komün

Devlet, sınıf, komün

Yazar: Yeni Yaşam
30 Haziran 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır