İmralı tecrit sisteminin ve Kürt kazanımlarına yönelik saldırıların halkın mücadelesiyle sona ereceğini dile getiren Yeşil Sol Parti Riha Milletvekili Ömer Öcalan, ‘Eğer halkımız rolünü oynarsa, tecrit bir gün bile devam etmez’ dedi
PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın uluslararası komploya karşı 25 yıldır müthiş bir mücadele verdiğini vurgulayan Yeşil Sol Parti Riha Milletvekili Ömer Öcalan, tecridin ise halkın rolünü oynamasıyla kırılabileceğinin altını çizdi. PKK Lideri Abdullah Öcalan ile birlikte gelişen Kürt Özgürlük Hareketinin, yüzyıl önce Ortadoğu’yu dizayn eden küresel güçlerin planlarını bozduğunu belirten Öcalan, “Küresel güçler Ortadoğu’da gelişen yeni fikir akımlarının da kendi kontrollerinde olmasını istiyor. Ancak Sayın Öcalan hiçbir zaman bu güçlerin kontrolüne girmedi. Yüzyıl önce Ortadoğu’yu kendi planları çerçevesinde dizayn eden egemen devletler, Kürtlerin ülkesini de Türkiye, İran, Irak ve Suriye arasında paylaşmıştı. Sayın Öcalan ve arkadaşlarının buna karşı çıkmaları, Ortadoğu ve bütün halklar için demokratik bir anlayış geliştirmeleri, egemen devletlerinde planlarını bozuyordu. Dolayısıyla Sayın Öcalan egemen devletlerin hedefi haline geldi” ifadelerini kullandı.
Komployu boşa çıkardı
Komplo sürecinde egemen devletlerin Türkiye’ye bekçilik misyonu verdiğini vurgulayan Öcalan, “Başta ABD olmak üzere, İsrail, İngiltere ve Avrupalı devletlerin eliyle komplo süreci başlatıldı. Komplo süreciyle aslında bir anlamda evrensel hukuk normları da çiğnenerek, Sayın Öcalan Türkiye’ye teslim edildi. Sayın Öcalan 25 yıldır komploya karşı müthiş bir mücadele veriyor. Sayın Öcalan geliştirdiği fikirler ile uluslararası komployu boşa çıkardı” diye konuştu.
Tecridin nedeni
Abdullah Öcalan ile görüşme başvurularına hiçbir cevap alamadıklarını söyleyen Öcalan, “İmralı Adası’nda özel bir hukuk işletiliyor. Bu hukuk dünyanın hiçbir yerinde yok. Devlet, tecrit uygulamasıyla Sayın Öcalan’ın ismini, fikirlerini unutturmak istiyor. Kendilerine karşı güç olarak gördükleri Sayın Abdullah Öcalan’ı tecrit sistemiyle, Kürt Özgürlük Hareketini ise saldırılarla yok etmek istiyorlar. Sayın Öcalan ile Kürt Özgürlük Hareketini ortadan kaldırdıktan sonra, Ortadoğu’yu kendi planları doğrultusunda dizayn etmek istiyorlar. Bu nedenle İmralı’daki tecritte sadece Türkiye’nin rolü yok, egemen devletlerin eliyle geliştiriliyor. CPT ve Avrupa’daki insan hakları örgütleri neden İmralı Adası’nda devam eden ağır tecrit uygulamalarına karşı sessizler. Çünkü aralarında bir anlaşma var. Uluslararası güçlerin çıkarları var” dedi.
‘Fiziki özgürlüğünü istiyoruz’
Meclis İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu’nun tüm cezaevlerini ziyaret etme yetkisinin olmasına rağmen bu hakkın da ihlal edildiğini sözlerine ekleyen Öcalan, “İmralı Cezaevi’nde uygulanan özel hukuktan dolayı milletvekilleri ve Meclis Komisyonu’nun İmralı Cezaevi’ne ziyarette bulunması engelleniyor. Eğer devlet kendi Anayasası’na bağlı kalsaydı, parlamento ve bu komisyonlar bu kadar işlevsiz olmazdı. Türkiye’nin bütün siyaseti kanunsuzluk üzerine kurulu. Bizler sadece Sayın Öcalan üzerindeki tecridin son bulmasını değil, aynı zamanda fiziki olarak da özgür olmasını istiyoruz. Kurdistan ve Ortadoğu’daki sorunların çözümü için Sayın Öcalan’ın siyasetteki rolünü oynaması gerekiyor. Siyasetteki rolünü oynayabilmesi için de fiziki özgürlüğünün sağlanması lazım” diye belirtti.
İmralı tecrit sisteminin ve Kürt kazanımlarına yönelik saldırıların halkın mücadelesiyle sona ereceğini dile getiren Öcalan, “Eğer halkımız rolünü oynarsa, tecrit bir gün bile devam etmez. Halkımıza çağrım; siyaset ve mücadele birlikte yapılır, siyasetin içinde rol alsınlar. Eğer birlikte ses yükseltirsek, tecridi de kırarız, bu zulme de son veririz” ifadelerini kullandı.
Haber: Mahmut Altıntaş / Riha-MA