On yıldır hayvancılık yapan Rahime Güngürür, emeğinin karşılığını almadığını belirterek, ‘Ben çok emek veriyorum, yoruluyorum ama emek vermeyen, yorulmayanlar bizden daha fazla kazanıyor’ dedi
Erkek egemen zihniyetin kadınları ev içine hapsetme çabalarına rağmen kadınlar, yaşamın her alanında üretmeye devam ediyor. Toplumsal cinsiyet rollerinin onlara biçtiği meslek kalıplarını aşarak pek çok alanda varlık gösteriyor, emekleriyle ekonomik ve toplumsal hayatta görünür olmayı sürdürüyorlar.
Rahime’nin bir günü
Mêrdîn’den (Mardin) Eskişehir’in Sivrihisar ilçesine bağlı Biçer Köyü’ne göç eden Rahime Güngürür, 10 yıldır hayvancılıkla geçimini sağlıyor. Evin bütün sorumluluğu onun omuzlarında, tüm yükü taşımaya çalışıyor. Sabahın ilk saatlerinde çocuğunu okula göndermekle güne başlayan Rahime Güngürür’ün bir gününe tanıklık ediyoruz.
Rahime Güngürür, sabah çocuğunu okula gönderdikten sonra ilk işi ağıla gitmek oluyor. Burada 10 tane büyükbaş ve küçükbaş hayvana bakıyor, sütlerini sağdıktan sonra saat sekizde sütçü geliyor ve sütü litresi 15 liradan satıyor. Ardından ağıla geri dönerek buzağıları eliyle besliyor, hayvanların yemlerini veriyor ve ahırı temizliyor. Bu işleri tamamladıktan sonra tavuk ve horozlarını besliyor.
Rahime Güngürür, kendisi işi, zorlukları ve hayvancılık süreci hakkında konuştu.
‘Kışın hava soğuk, iş daha da ağırlaşıyor’
2003’te Mêrdîn’den buraya geldiklerini söyleyen Rahime Güngürür, şunları belirtti:
“Ekonomik nedenlerden dolayı buraya mevsimlik işçi olarak çalışmaya geliyorduk. Burada çapa işi, soğan, pancar işi yapıyorduk. 10 yıl bu şekilde işçi olarak çalıştık. Bahar başlangıcıyla buraya geliyorduk, sonbaharda da memleketimize dönüyorduk. Bu şekilde daha çok zordu, yani daha zahmetliydi. Sonrasında artık buraya yerleştik. Amcamlar burada toprak aldı, buradayız. Şu anda da burada çiftlikte çalışıyorum. Hayvanlara bakıyorum. Sabah erkenden kalkıp davarlardan süt sağıyorum, yem veriyorum, ahırı temizliyorum. Sonrasında sütçü geliyor. Sağdığım sütleri satıyorum. 10 yıldır hayvancılık yapıyorum. Kışın daha zor, hava soğuk oluyor, iş bu yüzden ağır oluyor.”
‘Emek vermeyenler bizden çok kazanıyor’
“Emeğimin karşılığını alamıyorum” diyen Rahime Güngürür, zarar ettiklerini belirtiyor. Ardından sözlerine şöyle devam ediyor:
“Neredeyse zar zor yem parasını çıkarabiliyoruz. Bize faydası, yoğurdunu yapıyoruz; onun dışında zarar ediyoruz. Ben o kadar emek veriyorum ama emeğimin karşılığını alamıyorum. Yevmiyem zar zor çıkıyor. Bir çuval yem 750 lira, biz ise sütün litresini 15 liradan satıyoruz.”
Yem dışında da hayvanları beslemek için çok fazla gideri olduğunu söyleyen Rahime Güngürür, “Ez cîh dikirim, qayê dikirim. Hayvanlar için ilaç alıyoruz, onlar da çok pahalı; ama sütü bizden çok uyguna alıyorlar. Marketlerde bir litre süt elli lira ama bizden litresini 15 liraya alıyorlar. Ben çok emek veriyorum, yoruluyorum ama emek vermeyen, yorulmayanlar bizden daha fazla kazanıyor” diyor.
‘Emeğimizin karşılığını almalıyız’
Son olarak “Sattığımız sütün emeğimizin karşılığını çıkarması gerekiyor” diyen Rahime Güngürür, üretici olarak kendilerinden sütü ucuza aldıklarını aktarıyor. Rahime Güngürür, sözlerini şöyle sonlandırdı:
“Sütü ve hayvanları bizden alırken hakkıyla almaları gerekiyor. Bu şekilde olsa biz de kazanırız, onlar da kazanır. Herkes emeğinin karşılığını alırdı. Ama öyle değil. Bu şekilde adaletsiz oluyor. Emek veren biziz, yorulan biziz ama onların kazandığının yarısını kazanmıyoruz.”
Kaynak: JINNEWS









