• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
21 Temmuz 2025 Pazartesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Gündem Güncel

Önder’le son söyleşi

31 Mayıs 2025 Cumartesi - 00:00
Kategori: Güncel, Manşet, Söyleşi
Önder’le son söyleşi

Gazetemizin Sırrı Süreyya Önder’le hastalığından bir gün önce yaptığı son söyleşisini paylaşıyoruz:

Sayın Abdullah Öcalan’ın, Kürt sorununun demokratik çözümü ile barış açısından oynadığı belirleyici rol, iktidar partileri de dahil geniş bir çevrenin kabul ettiği bir gerçektir. Bu tarihi sürecin başarıya ulaşabilmesi için, Sayın Öcalan’ın koşullarının düzenlenmesi gerekir

Hüseyin Kalkan

DEM Parti İmralı Heyeti üyesi Sırrı Süreya Önder’e söyleşi talebini DEM Parti Basın Bürosu üzerinden iletmiştik. Hastalanmadan kısa bir süre önce sorularımızı yanıtladı. Ancak, bir gün daha beklememizi istedi, sanal medyada yapılan bazı saldırılara ve eleştirilere bir yanıt eklemek istediğini söyledi. Ne yazık ki hemen ertesi gün kalp krizi geçirdi. Kendisi hastalanıp hayata veda edince söyleşinin akıbetini hemen sormak mümkün olmadı. Biraz zaman geçtikten sonra DEM Parti yetkilileri ile tekrar konuştuk. Hastalığından bir gün önce sorularımızı yanıtladığı kısmen yarım kalmış bu söyleşiyi okuyucularımıza sunuyoruz. Sevgili Önder’in verdiği yanıtları tarihe bırakıyoruz.

  •  Cumhurbaşkanı ile görüşme süreçte nasıl bir adıma tekabül ediyor?

Devlet ve yürütme erkinin başında olan Sayın Cumhurbaşkanı’nın heyetimizi kabulü, Barış ve Demokratik Toplum Süreci’nin sağlıklı ilerlemesi adına önemli bir olaydır ve süreçte bir adım ileriye gidildiğinin göstergesidir. Bu yönüyle, DEM Parti İmralı Heyeti olarak Sayın Cumhurbaşkanı ve heyetiyle yaptığımız görüşme oldukça verimli geçti. Bu görüşmenin, Sayın Öcalan’ın belirttiği Kürt sorununun şiddet ve çatışma zemininden siyasi ve hukuki zemine çekilmesi adına hızlandırıcı bir etki yaratacağını düşünüyor ve umuyoruz.

  •  Son görüşmenin genel havası nasıldı, neler konuşuldu?

Görüşme gayet olumlu ve verimli bir havada gerçekleşti. Karşılıklı olarak, bugüne kadar gelinen sürece dair değerlendirmeler ve öneriler üzerinde duruldu. Görüşmenin içeriğinin yanı sıra, sembolik öneminin de farkında olduğumuzu belirttik. Buna uygun bir dil geliştirme gerekliliği ile, önümüzdeki günlerde süreci hızlandıracak ve güven arttıracak adımların atılmasının önemine değindik.

  •  Şimdiye kadar MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli önplandaydı, artık hükümet süreci yürüten taraflardan biri diyebilir miyiz?

MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’nin bugüne kadar oynadığı rolün hayati önemde olduğunu içtenlikle vurgulamak isterim. Doğanın temel ilkesidir: Zıtların dengesi ve uyumu, dönüşümü yaratır. Yıllardır karşı kutupta yer alanların çözümü konuşmaları, Türkiye için büyük bir şanstır. Sayın Öcalan’ın da inandığı ve vurguladığı şey şuydu: Toplumsal uzlaşı, ancak farklı görüşlerin diyalogla ortak zeminde buluşmasıyla sağlanabilir.

Bundan sonra da sürecin güçlü şekilde ilerlemesi için Sayın Bahçeli’nin aynı önemde rol oynayacağını düşünüyoruz. Sayın Cumhurbaşkanı ile yaptığımız görüşme, iktidarın da bu sürece aynı ciddiyet ve niyetle yaklaştığını göstermesi adına çok önemliydi. Dolayısıyla, birini diğerine ikame etmek yerine hep birlikte Barış ve Demokratik Toplum Süreci’ni ileriye taşıyacak kararlılıkla hareket etmemiz gerekiyor.

  •  Size göre sürecin ilerlemesi için hangi adımlar atılmalı, iktidar bazı adımlar atmaya hazır mı? Demokratik adımlar atma iradesi var mı? 

Büyük şair Shakespeare, sahnelenen ilk oyununda şöyle bir söz yazar. “İnsan ilişkilerinde bir gelgit hareketi vardır. En yüksek dalgayı doğru zamanda yakalamak, insanı hayra götürür.”

İçinden geçtiğimiz barış ve demokratik toplum süreci de buna uyarlanabilir. Böylesi süreçlerin elbette gelgitleri olur. Fakat doğru zamanda doğru dalgayı yakalamak gerekiyor, ki süreç bizi hayra götürsün.

Buradan düşününce sürecin ilerlemesi için en temel ve öncelikli adım, Sayın Öcalan’ın özgür çalışma ve iletişim koşullarının sağlanmasıdır. Aynı zamanda sürecin siyasi ve hukuki zemininin hazırlanması hem tarihi bir sorumluluk hem de kaçınılmaz bir gerekliliktir. Hepimizin hayrınadır. Bu çerçevede gerek Sayın Cumhurbaşkanıyla yaptığımız görüşmede gerekse de diğer tüm temaslarımızda bu durumu açıkça ifade ettik. İktidarın da bu sürecin önünü daha fazla açma konusunda hem kendi değerlendirmeleri var hem de bizim aktardıklarımızı dikkatle dinlediklerini söyleyebilirim.

Bu anlamda, siyasi, hukuki ve demokratik adımların atılması yönünde bir niyet gördüğümüzü ifade edebilirim. Elbette her şey bir anda değişmez ama samimiyetle atılacak her adımın bu süreci güçlendireceğine inanıyorum. Bu konuda yaşanan birçok eksikliğe rağmen umudumu koruyorum.

  •  Abdullah Öcalan’ın çalışma ve yaşam koşulları ile ilgili düzenlenmeler bekleniyor. Nedeni de bu tarihi sürecin başarıya ulaşması için Abdullah Öcalan’ın rolünü oynayacak koşulların oluşması. Umut hakkına ilişkin beklentiler var. Bu konuda ne beklemeliyiz?   

Sayın Abdullah Öcalan’ın, Türkiye’de Kürt sorununun demokratik ve kalıcı çözümü ile ülkenin toplumsal barışı açısından oynadığı belirleyici rol, yalnızca bizim değil, iktidar partileri de dahil olmak üzere geniş bir çevrenin kabul ettiği bir gerçektir. Bu tarihi sürecin başarıya ulaşabilmesi için, Sayın Öcalan’ın iletişim, çalışma ve yaşam koşullarının düzenlenmesi büyük önem taşımaktadır. Bu konu günübirlik siyasetin, yılları bulacak dönemlerin konusu değil. Modern anlamda son iki yüzyılın en hayati meselesine doğrudan etki edecek, bir tarihsellikten bahsediyoruz. Buna göre yaklaşmak lazım.

Bu bağlamda dile getirilen “umut hakkı”, yalnızca Sayın Öcalan’a özgü bir talep değil; uluslararası hukuk tarafından tanınan, her bireyin sahip olması gereken temel bir haktır. Türkiye’nin de taraf olduğu insan hakları sözleşmeleri, bu hakkın korunmasını öngörmektedir.

Barış ve Demokratik Toplum Süreci’nin temel hedefi; daha adil, daha özgür ve daha demokratik bir toplumsal yapı inşa etmektir. Bu hedef doğrultusunda atılacak her adımın hem toplumsal barışı güçlendireceğine hem de Türkiye’nin uluslararası hukukla uyumlu bir duruş sergilemesine katkı sunacağına inanıyoruz. Dolayısıyla Sayın Öcalan’ın haklarından yararlanması ile sürecin ilerlemesi arasında doğrudan bir bağ olduğunu düşünüyoruz. Bu, yalnızca bir siyasi gereklilik değil; aynı zamanda ortak geleceğimiz adına bir vicdan ve hukuk çağrısıdır.

  •  Muhalefetin sürece katılımını için sağlamak için DEM Parti olarak bir yol haritanız var mı?

Barış ve Demokratik Toplum Süreci’nin henüz tartışma aşamasındayken, muhalefet partilerini düzenli olarak bilgilendirme, bu partileri sürecin içinde tutarak ortak akılla barışı ve demokrasiyi sağlama yönünde kapsamlı temaslar ve politikalar geliştirdik. Eş Genel Başkanlarımız ve heyetlerimizle sürecin her aşamasında muhalefet partilerini bilgilendirdik, istişare ettik. Bu çalışmamızı aynı güç ve kararlılıkla sürdürmeye devam edeceğiz. Sürecin TBMM ayağı başta olmak üzere her aşamasında muhalefetle ortaklaşmayı sürdüreceğiz. Temennimiz odur ki muhalefet partileri sürece destek versin ve süreci ilerletecek adımlar konusunda iktidarı ve toplumu cesaretlendirsin. Çünkü Kürt sorununun çözümü ve demokratikleşme hem siyasi partiler üstü bir gerekliliktir hem de herkese nefes aldıracak bir siyasal iklimin oluşmasını sağlayacaktır.

  •  DEM Parti sürecin toplumsallaştırılması için nasıl bir yol izleyecek? 

Şimdiye kadar sadece Meclis, şehirler, kurumlar değil üç kıtaya ulaştık. Kendimizi ve yaptıklarımızı anlatmayı pek sevmeyiz, ama dünyanın bir ucu Avustralya’dan Rusya’ya, Avrupa’nın her ülkesinden Ortadoğu’ya barış ve çözümü anlattık.

Niye? Çünkü doğru olan budur. Bakın hakikatin net tanımı şudur. Var olana var demek.

Bizim için barış ve çözüm en hakiki şeydir. Ötesi yok ki.

Sorunuzu biraz daha açarsam; bugüne kadar hem siyasi partilerin bilgilendirilmesi hem de kamuoyuna gerekli açıklamaların yapılması konusunda oldukça şeffaf, dolayısıyla toplumu bilgilendiren bir yöntemle hareket ettik. Parti yapılarımızı ve seçilmişlerimizi düzenli şekilde bilgilendirmeye devam ediyoruz.

Ayrıca yüzden fazla merkezde buluşmalar gerçekleştirip yaklaşık elli bin kişiyle süreci tartıştık. Dünya çatışma çözüm deneyimlerinde benzeri olmayan bir çalışma yürüttük. Şu anda önümüzde yeni bir planlama var. Eş Genel Başkanlarımızın imzasını taşıyan mektuplarla, Türkiye’nin her kentinde en az 3 milyon eve ulaşıp Barış ve Demokratik Toplum Süreci’ni anlatmak üzere harekete geçiyoruz. Barış talebinin toplumsallaşması ve toplumun bu talep etrafında birleşmesi için çalışmalarımıza aralıksız devam edeceğiz.

  •  Toplum sürece nasıl dahil edilecek? Bunun için ne yapılmalı? 

Toplumun ferasetine, sağduyusuna güvenmek gerekiyor. Toplum ekseriyetle çözüme inanıyor. Siyasetin de bu sürece öncülük etmesini istiyor ve bekliyor. Bunu özellikle belirtmek isterim…

Bir ikincisi, Ortadoğu’nun en karmaşık ve en çok acı biriktirmiş sorunlarının başında Kürt meselesi geliyor. Aynı şekilde, modern Türkiye tarihinde demokrasi hep eksik kalmış, sık sık kesintiye uğramıştır. Bu yüzden barışa ve demokratik bir topluma ulaşmak sadece bizlerin ya da iktidarın değil, bu ülkede yaşayan herkesin ortak sorumluluğudur.

Biraz önce de kısaca belirttim, birçok yerdeyiz ve çalışıyoruz. Toplumun sürece aktif şekilde dahil edilmesi için somut adımlar atıyoruz. İl il, ilçe ilçe halk buluşmaları organize ediyor, mahalle toplantıları yapıyoruz. Üniversitelerde, emek örgütlerinde, inanç gruplarında ve gençlik buluşmalarında barışı konuşuyoruz, halkın öneri ve taleplerini dinliyoruz. Barış toplumsallaştıkça, toplum bu sürecin taşıyıcısı ve öncüsü olacaktır.

Bu nedenle her bir yurttaşımız, çatışmaların ve anti-demokratik uygulamaların mağduru olarak bu konuyu gündemine almalı; ailesinde, mahallesinde, işyerinde bu süreci konuşmalı, tartışmalı ve çoğaltmalı. Elinden bir şey gelmeyen de duasını esirgemesin. Çünkü toplumun sahip çıktığı bir barış süreci mutlaka başarıya ulaşır.

  •  Kayyım politikaları ile gasp edilen belediyelerin tekrar halkın seçtiği temsilcilere devredilmesi için bir hazırlık var mı?

Bu süreci genele yayılmış bir demokratikleşme süreci olarak görüyoruz. Türkiye halkları 2015’ten beri çok ciddi sorunlar yaşadı. Hukuki güvenlik, adalet, demokrasi geriye gitti. Kayyım başta olmak üzere birçok uygulama bu geriye gidişin temel sonuçları oldular. Dolayısıyla bugün hukuk ve siyaseti esas alan bir yeni ve demokratik dönemden bahsediyorsak kayyım başta olmak üzere halk iradesine yönelik her türlü müdahalenin defterinin kapanması gerekiyor.

 

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

‘Kardeşlik hukuku’ ve ‘yeni toplumsal sözleşme’         

Sonraki Haber

Önümüz uzak

Sonraki Haber
İmkâna mekân

Önümüz uzak

SON HABERLER

Dağdan inmek, silah yakmak

Dağdan inmek, silah yakmak

Yazar: Yeni Yaşam
21 Temmuz 2025

Sembollerin ötesinde, süreçte hukuki güvence ihtiyacı

Sembollerin ötesinde, süreçte hukuki güvence ihtiyacı

Yazar: Yeni Yaşam
21 Temmuz 2025

Varlığını ‘terörle mücadele’ retoriğine borçlu bir rejim!

Sermayenin ve ‘kutsal devletin’ bekası, toplumun ve canlının bekasına karşı…  

Yazar: Yeni Yaşam
21 Temmuz 2025

Barışa giden bir yol hikayesi

Barışa giden bir yol hikayesi

Yazar: Yeni Yaşam
21 Temmuz 2025

Şirnex hedefte: Ayda beş ÇED kararı

Şirnex hedefte: Ayda beş ÇED kararı

Yazar: Yeni Yaşam
21 Temmuz 2025

Ukrayna-Rusya arasındaki 3. müzakere turu 23 Temmuz’da

Ukrayna-Rusya arasındaki 3. müzakere turu 23 Temmuz’da

Yazar: Yeni Yaşam
21 Temmuz 2025

Meletî’de halk buluşması

Meletî’de halk buluşması

Yazar: Yeni Yaşam
21 Temmuz 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır