• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
14 Ağustos 2025 Perşembe
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Forum

Ortadoğu’da ateşkesin doğası, Qazi Muhammed’in mirası

28 Haziran 2025 Cumartesi - 00:00
Kategori: Forum, Manşet
Ortadoğu’da ateşkesin doğası, Qazi Muhammed’in mirası

Ateşkes gibi dönemlerde geri çekilmek değil; örgütsel kapasiteyi büyütmek ve toplumsal dayanışmayı derinleştirmek esastır. Yeni Mahabad, geçmişin kopyası değil; kadın özgürlüğü, demokratik ekonomi ve ahlaki örgütlenme temelinde yeniden kurulan bir toplumsal tahayyüldür

Mehmet Kaya

Ateşkesin ontolojisi: Ortadoğu’da “ateşkes”, çoğu zaman barışın başlangıcı değil; şiddetin biçim değiştirdiği, egemen çıkarların yeniden hizalandığı geçici bir ara dönemdir. Bu tür süreçlerde savaşın görünür yüzü bastırılırken, yapısal şiddet –özellikle kadınlar, gençler ve ekolojik yaşam üzerinde– derinleşir. Carl Schmitt’in “egemen, istisna hâline karar verendir” tespiti, bu geçici sessizliklerin gerçek doğasını açığa çıkarır: Devlet, kriz anlarını yeni denetim ve sömürü mekanizmaları geliştirmek için kullanır.

İran ile İsrail arasında ABD arabuluculuğunda kurulan son ateşkes de, halklar lehine değil; bölgesel ve küresel güçlerin çıkarları doğrultusunda şekillenen bir mühendislik hamlesidir. Bu ateşkes, özellikle enerji güvenliği, militarist yatırımlar ve ekolojik yıkım üzerinden kendini yeniden üretmektedir. Sessizlik, kadınların ve toplumun ahlaki-politik kapasitesini boğan ideolojik aygıtların güçlenmesiyle tahkim edilir. Bu nedenle, ateşkes yalnızca bir askeri duraksama değil; aynı zamanda toplumsal belleğin ve öz-savunmanın hedeflendiği bir ideolojik kuşatmadır.

Ateşkesin/barışın epistemolojisi

Barış, yalnızca çatışmasızlık hali değil; hakikatin dile geldiği etik-politik bir süreçtir. Abdullah Öcalan’a göre gerçek barış, bastırılmış halkların hafızasının tanınması, kültürel soykırıma uğramış kimliklerin özgür ifadesi ve yaşamın her alanında ahlaki-toplumsal dönüşümle mümkündür. Barışın epistemolojisi burada devreye girer: Kimin bilgisi, kimin hakikati adına barış talep edilmektedir?

Modern ulus-devletlerin “barış” anlayışı çoğunlukla halkların hafızasını bastıran, kadınların özgürleşmesini erteleyen ve doğa üzerindeki tahakkümü sürdüren bir hegemonik uzlaşıya dayanır. Gerçekte bu tür ateşkesler, egemen bilgi sistemlerinin yeniden tesisi anlamına gelir. Oysa Kürt halkı için barış, umutla değil; hafızayla, yani tarihsel özneleşme ile mümkündür. Kadınların önderlik ettiği direniş hatları ve toplumun kendi doğasına, doğasına uygun örgütlenmesi barışın asıl zemini olmalıdır.

İran–İsrail gerilimi: Jeopolitik satrançta halklar

İran–İsrail hattındaki gerilim, salt diplomatik bir kriz değil; Ortadoğu’daki iktidar ilişkilerini yeniden dizayn etmeye yönelik hegemonik bir müdahaledir. Bu çatışma, özellikle kadınların, gençlerin, işsiz emekçilerin ve doğrudan yaşam alanlarında örgütlenen halk güçlerinin iradesini yok sayan bir dildir.

İran rejimi, içerideki toplumsal muhalefeti –özellikle kadın özgürlük hareketini ve çevre savunucularını– susturmak için dış düşman söylemini yeniden seferber ederken; İsrail de Kürt realitesini jeopolitik çıkarları doğrultusunda taktiksel olarak araçsallaştırmaktadır. PJAK’ın temsil ettiği “üçüncü yol” siyaseti, bu denklemin dışına çıkar: Ne statükoya entegre olur ne de vekâlet savaşlarında pozisyon alır. Halkların kendi kaderini tayin hakkını devletsiz ve demokratik bir temelde savunan bu yaklaşım, tarihsel hafızanın dönüştürücü gücünü yeniden gündeme getirir. Bu bağlamda Kürt halkı açısından, Mahabad deneyiminin anlamı ve sınırları, yeni bir toplumsal paradigma ışığında tekrar ele alınmalıdır.”

Mahabad ve Qazi Muhammed’in tarihsel konumu

Rojhilat Kürdistanı’nın siyasal hafızasında Mahabad, yalnızca kısa ömürlü bir cumhuriyet değil; halkın kendi kaderini tayin hakkını ifade etme çabasıdır. Qazi Muhammed’in liderliğinde inşa edilen bu deneyim, dönemin koşulları gereği ulus-devlet paradigmasına yaslanmıştır. Ancak bugün bu hafıza, demokratik modernite perspektifiyle yeniden yorumlanmalıdır.

Demokratik modernite; kadın özgürlüğü, ekolojik yaşam ve doğrudan demokrasi temelinde inşa edilen bir toplumsal model önerir. Yeni Mahabad, artık bir devlet fikrine değil; kadınların önderliğinde gelişen komünal yaşamın, demokratik ekonominin ve halklar arası dayanışmanın mekânı olmalıdır. Bu, devletin sınırlarıyla değil; ahlaki-politik toplumun sınır tanımayan dayanışmasıyla kurulur.

Rojhilat’ta barışın toplumsal zeminleri

Kapitalist modernite, savaş ve barış arasındaki ayrımı silikleştirerek her ikisini de sermaye birikimi için araçsallaştırır. Bu paradigma, doğaya düşman; kadını bastıran; toplumu tüketen bir şiddet sistemidir. Mollaokrasi, bu paradigmanın yerel ve teokratik versiyonudur: Kadınların kamusal hayattan dışlandığı, doğanın yağmalandığı, yerel ekonominin çökertildiği bir yapıdır.

Demokratik modernite ise barışı yalnızca çatışmasızlık değil; ahlaki-politik bir yeniden inşa süreci olarak kavrar. Bu yeniden inşa, kadın meclisleriyle, yerel komünlerle, ekolojik üretim ağlarıyla ve sömürüye dayalı ekonominin yerine toplum ihtiyaçlarına göre şekillenen demokratik ekonomiyle gerçekleşir. Rojhilat’ta gerçek barış, kadınların, ekolojinin ve halk meclislerinin taşıyıcılığında kurulacaktır. Toplumun yeniden inşasında demokratik modernitenin ilkeleri belirleyici olsa da, bu inşanın taşıyıcısı stratejik bir hafıza ve süreklilik duygusudur. Çünkü tarihsel deneyimler gösteriyor ki, barış ancak halkların kendi hafızası ve iradesiyle örgütlendiğinde kalıcı ve sahici bir zemin bulabilir.”

Stratejik hafıza: Geleceği örgütlemek

Kürt halkı, tarih boyunca aldatılmış barış masalarına tanıklık etti. Ancak bu yaşanmışlıklar, bastırılması gereken travmalar değil; stratejik hafızanın direngen kaynaklarıdır. Bu hafıza, kadınların özsavunma yapılarında, gençliğin ekolojik direnişinde ve halkların kendi kendini yönetme ısrarında hayat bulur.

Ateşkes gibi dönemlerde geri çekilmek değil; örgütsel kapasiteyi büyütmek ve toplumsal dayanışmayı derinleştirmek esastır. Yeni Mahabad, geçmişin kopyası değil; kadın özgürlüğü, demokratik ekonomi ve ahlaki örgütlenme temelinde yeniden kurulan bir toplumsal tahayyüldür. Barış, yalnızca bir siyasi durum değil; bir yaşam biçimi olarak inşa edilmelidir.

Sonuç: Özgürlüğün ontolojisi

Ortadoğu’da her “barış” ve “ateşkes” denemesi, halklar için bir sınavdır. Sessizlik çoğu zaman görünmeyen şiddetin alanıdır. Bu nedenle barış, hakikatin ve hafızanın sesinden doğmalıdır. Qazi Muhammed’in mirası, ulus-devlet fetişizmine indirgenemez; o miras bugün kadınların önderliğinde, ekolojik duyarlılıkla ve ahlaki-politik bir toplumsal örgütlenmeyle yeniden anlam bulmalıdır.

Gerçek çözüm; devletin gölgesinde değil, halkların birbirine tutunduğu, yaşamı birlikte ördüğü demokratik konfederal topluluklarda doğar. Barış, çözüm olmadan gelmez; çözüm ise ancak hakikatle başlar.

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

Hak temelli mücadele ve Aleviler

Sonraki Haber

NATO’nun Lahey Zirvesi: Kapitalizmin savaş makinesi ve dünya halklarının geleceği

Sonraki Haber
ABD seçim sonuçları ve  kötülüğün ardına kadar açılan kapıları

NATO’nun Lahey Zirvesi: Kapitalizmin savaş makinesi ve dünya halklarının geleceği

SON HABERLER

SİP/TKP’nin son hezeyanları üzerine

SİP/TKP’nin son hezeyanları üzerine

Yazar: Yeni Yaşam
14 Ağustos 2025

Ceza, cezaevleri ve ertelemeler

Ceza, cezaevleri ve ertelemeler

Yazar: Yeni Yaşam
14 Ağustos 2025

AİHM katliamı ‘görmezden’ geldi

AİHM katliamı ‘görmezden’ geldi

Yazar: Yeni Yaşam
14 Ağustos 2025

On binlerin yürüyüşü

‘Gizli’ toplantının açık mesajı

Yazar: Yeni Yaşam
14 Ağustos 2025

Bir bilgeye vefa kitabı

Halkın ekmeğidir adalet

Yazar: Yeni Yaşam
14 Ağustos 2025

Yalnız ekonomi mi?

Hatasız ülke

Yazar: Yeni Yaşam
14 Ağustos 2025

Zelenski: Putin, savaşı sürdürmek için hazırlık yapıyor

Zelenski: Acil bir ateşkes olmasını umuyoruz

Yazar: Yeni Yaşam
13 Ağustos 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır