Osmaniye 2 No’lu T Tipi Kapalı Cezaevi’nde gardiyanlar tarafından darp edilen tutuklulardan Süleyman Saçal, işkence uygulamalarının devam etmesi durumunda toplu eylem başlatacaklarını söyledi.
Osmaniye 2 No’lu T Tipi Kapalı Cezaevi’nde 9 Ağustos’ta ayakta sayımı reddeden 57 tutuklunun, cezaevi müdürünün nezaretinde gardiyanlar tarafından darp edildi. Cezaevinde tutuklu bulunan Süleyman Saçal’ın babası Niyazi Saçal, 15 Ağustos’ta cezaevine giderek görüşme gerçekleştirdi. Baba Saçal, yaptığı görüşmede oğlu Saçal ve diğer tutukluların çeşitli yerlerinden darp edildiğini ve yürütmekte zorluk çektiklerini söyledi.
‘Esat Oktay bile yapmadı’
12 Eylül darbesi ardından Diyarbakır 5 No’lu Cezaevi’nde tutuklulara yönelik insanlık dışı uygulamaların yeniden devreye konulmak istendiğini ifade eden baba Saçal, kamuoyunun bu uygulamalara karşı harekete geçmeye çağırdı. Oğlu Saçal’ın tutuklandığı 2015 yılından bu yana sürekli baskılara maruz kaldığını belirten baba Saçal, “Savaş politikaları bölgede arttıkça tutuklular üzerindeki şiddet daha da yoğunlaşmakta. Bugün tutsaklara yapılanlar Esat Oktay tarafından bile yapılmadı. Tutuklular, bu baskıların son bulması için kamuoyunun ses çıkarmasını istedi” diye aktardı. Ayakta sayım dayatıldığını belirten Saçal, “Saldırılar hapishane yönetimi ve kameralar karşısında yapılıyor. Tutuklular dünyanın hiçbir yerinde ve hiçbir anayasada yeri olmayan işkencelere maruz bırakılıyorlar” diye konuştu.
‘Hastane yolunda işkence’
Cezaevi görüşüne gittiğinde oğlunun boynunda ve sağ kolunda darp izlerini gördüğünü ifade eden baba Saçal, “Sorduğumda, alerjiden dolayı kızardığını söyledi. Kendisine şiddetin bu kadar yoğun uygulandığını anlatmıyordu. Sadece tutuklulara karşı saldırıları anlatıyordu” dedi. Tutukluların hastaneye götürüldükleri sırada işkenceye maruz kaldıklarını da aktaran baba Saçal, şunları söyledi: “Oğlum 88 gün boyunca açlık grevinde kaldı. Grevin sonlanması ile birlikte tutuklulara doğru dürüst bir yemek dahi vermediler. Verilen yemekleri de isterseniz yersiniz, isterseniz yemezsiniz dediler. Tutuklular ve aileleri 12 Eylül bir daha yaşanmadan müdahale edilmesini istiyor. Oğlum, böyle sürmesi durumunda ölüm orucuna başlayacaklarını söyledi.” Cezaevlerindeki işkence uygulamalarına karşı İHD ve siyasi partilerin harekete geçmesi çağrısında bulundu.
‘Ayakta sayım yapıyoruz’
İddialara ilişkin aradığımız cezaevinden bir yetkili, ayakta sayım uygulamasının Türkiye’de bulunan tüm cezaevlerindeki normal işleyiş olduğunu savundu. Ayakta sayımın koğuşlarda bulunan kameralar önünde gerçekleştirildiğini ileri süren yetkili, “Sayım tüm hapishanelerde olduğu gibi burada da gerekli kuraldır. Herhangi bir hak ihlali söz konusu olduğu iddia edildiği zaman yapılan şikayetler nedeniyle gerekli mercilere görüntüler iletilmektedir” dedi.
İşkenceye suç duyurusu
Osmaniye 2 No’lu T Tipi Kapalı Cezaevi’nde işkence ve kötü muameleye maruz kalan tutuklulardan Ahmet Aycan’ın eşi Kevser Aycan Osmaniye 2 No’lu T Tipi Kapalı Cezaevi Cumhuriyet Savcısı’na suç duyurusunda bulunup, işkence ve kötü muamelenin son bulmasını istedi. Aycan’ın savcılığa yazdığı suç duyurusu dilekçesinde, “2 Nolu T Tipi Kapalı Cezaevi’nin A-8 koğuşunda yatmakta olan eşim Ahmet Aycan infaz koruma memurları tarafından 20.07.2019 ile 16.08.2019 tarihleri arasında darp edilmiş olup keyfi baskı uygulanmaktadır. Revire çıkartılmıyor. Gönderdiğim elbiseler verilmiyor. Gönderilen mektuplar kendisine ulaştırılmıyor ve ayrıca psikolojik baskı uygulanıyor. Bu nedenle can güvenliğinden endişe duyuyorum. En kısa sürede gereğinin yapılmasını arz ederim” diye belirtildi.
Savcı işkenceye soruşturma açmıyor!
Osmaniye 1 No’lu T Tipi Kapalı Cezaevi’nde geçen yıl gardiyanlar ve cezaevi doktorunca darp edilen Ferhat Demirbaş, suç duyurusunda bulunmasına rağmen kamu görevlileri hakkında hala bir soruşturma başlatılmadı. İşkenceciler hakkında bir yıldır soruşturma açılmamasına tepki gösteren Demirbaş’ın avukatı Mehtap Sert, bu durumu devletin cezasızlık politikası olarak değerlendirdi. 2018 Eylül ayında müvekkilinin önce koğuşta akabinde ise gittiği revirde gardiyanlar ve cezaevi doktoru tarafından feci şekilde darp edildiğini hatırlatan Sert, müvekkilinin yaşadığı durumu ise şöyle özetledi: “Müvekkilim koğuşta memurlarca darp edilen arkadaşını korumaya çalışıyor. Bunun üzerine ise memurlar müvekkilimi yerlerde sürükleyerek süngerli oda diye tabir edilen yere darp ederek götürüyorlar. Bu süngerli oda da Ferhat Demirbaş’ı falakaya yatırıyorlar. Dövüldükten sonra ise cezaevinin sağlık birimine götürülüyor.” İşkence olayına ilişkin sorumlulukları olan gardiyanlar ve cezaevi doktoru hakkında Osmaniye Cumhuriyet Başsavcılığı’na hem kendisinin hem de müvekkilinin suç duyurusunda bulunduğunu dile getiren Sert, suç duyurusu üzerinden bir yıl geçmesine rağmen savcılığın soruşturma açmadığını vurguladı.
DİYARBAKIR
