• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
6 Temmuz 2025 Pazar
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Yazarlar Hüseyin Aykol

Pardon ama biz neyi tartışıyoruz?

20 Aralık 2022 Salı - 00:00
Kategori: Hüseyin Aykol, Yazarlar
Pardon ama biz neyi tartışıyoruz?

Recep Tayyip Erdoğan’ın Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) aslında -dört ayrı siyasi eğilimi bir araya getiren- Turgut Özal’ın Anavatan Partisi’ni (ANAP) örnek alarak kuruldu ve bu sayede iktidara geldi. Ancak Erdoğan, ANAP’ın ya da daha doğru deyişle Özal’ın yanlışlarını tekrar etmedi ve bu yüzden ANAP’tan daha uzun bir süredir iktidarda.

Özal’ın cumhurbaşkanlığına kadar yükselmesine rağmen, ANAP’ın bir süre sonra tarihin çöp tenekesine atılmasına neden olan şey, partiyi kendi haline bırakmasıydı öncelikle. Ama ondan önce de, karşısına geçip, kendini yenebilecek olan merkez sağ partinin (12 Eylül öncesi partilerin siyasete dönmesini engelleme amaçlı düzenlediği referanduma rağmen Süleyman Demirel’in Doğru Yol Partisi’nin diğer eski partilerle birlikte) siyasi arenaya çıkmasına engel olamamasıydı.

Nitekim Erdoğan, kendisine rakip olabilecek tüm merkez sağ partileri gelişme aşamasında, hatta kurulurken ‘boğmasını’ bildi. Kuruluş aşamasında engellenemeyen sağ partiler, biraz kendini göstermeye başlayınca (Numan Kurtulmuş ya da Süleyman Soylu gibi) söz konusu parti liderlerini partisine dahil edip, onların partilerinin kendiliğinden dağılmasını sağladı.

ANAP gibi AK Parti’nin de ancak sağdan yıkılabileceğini fark eden CHP liderleri, oradan seçmen kazanabilmek adına sağcılaştılar. Sağ söyleme ve sadece milletvekili adaylarında değil cumhurbaşkanı seçimlerinde sağ adaylara yöneldiler. Cumhurbaşkanı adayları, Erdoğan karşısında ‘sahte’ kaldı ve yenildiler; ancak CHP’nin içinde değme sağcı milletvekilleri hep oldu.

Kılıçdaroğlu’nun İYİ Parti’nin meclise taşınmasında çok önemli rol oynaması bundandır. Ancak MHP kökenli Meral Akşener’in kendisinin ve partiyi birlikte kurduğu MHP’li arkadaşlarının merkez sağ parti olma ve böylece AK Parti’den kaçan sağ seçmeni kendine çekme süreci, sürekli zig zaglar çizmekte. Erdoğan’ın yok edemediği İYİ Parti’yi yanına çekme arayışı da sürmekte.

Özal, kendisi cumhurbaşkanlığına kadar taşısa da, ANAP’ın başından ayrılmasından hep pişman olmuştu. Nitekim cumhurbaşkanlığı görevi biter bitmez ya ANAP’ın başına geçmeyi, hatta o olmazsa yeni parti kurmayı bile düşünüyordu. Ancak ömrü vefa etmedi. Erdoğan’ın tüm yasal ve hatta anayasal zorlamalara rağmen, partisinin başından ayrılmamasının sebebi budur. Nitekim son kez cumhurbaşkanı seçildikten -elbette seçilebilirse- sonra bile partisini ve siyaseti bırakmayacağını söyledi geçenlerde.

Şimdi gelelim ikinci hususa: AK Parti’nin, daha doğrusu Erdoğan’ın başardığı ikinci husus, algı yönetimidir. İktidara gelir gelmez, Uzan medyasından başlamak üzere, neredeyse tüm medya organları, yani gazeteler ve televizyonlar ‘ele geçirildi’. Geride kalan mini mincacık ‘sol’ ya da liberal medyanın sesi her fırsatta kesildi, boğuldu. Seçmenlerin ezici çoğunluğu, şu anda sadece Erdoğan’ın sesini duyabiliyor. Söz konusu AK Parti seçmenleri öyle ‘ikna’ edildiler ki, ‘diğerlerini’ duyabilse bile onları dinlemek istemiyor artık.

Sözünü ettiğim ikna yönetimi öylesine güçlü ki, iktidara gelmeye çalışan altılı masa bile her konuda bu rüzgâra kapılabiliyor. Örneğin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na verilen ve kendisine 2-3 yıl boyunca siyaset yasağı getirecek olan hapis cezasında, cezanın abukluğundan çok başka şeyler tartışılıyor. Altılı masanın cumhurbaşkanı adaylarının kim olacağı, bundan kimlerin yararlanacağını falan tartışmak gerçekten ahmakça.

Süleyman Soylu, İmamoğlu’na “ahmak” diyor; İmamoğlu da ona “asıl sen ahmaksın” anlamında cevap veriyor. Soylu’nun ahmak sözü normal bulunurken; “bu laf aslında bana söylendi” diyen YSK üzerinden İmamoğlu’na hapis cezası veriliyor. Ki bu cezayı vermeyi sağlamak için mahkemenin hâkimi bile değiştiriliyor. (Bundan daha ağır hakaretler eden Isparta belediye başkanına sadece para cezası verildiğini de hatırlayalım.)

Şimdi Erdoğan, “konunun benimle ilgisi yok, cezayı yargı verdi” diyor. AK Parti liderleri, “bu ceza doğru değil” demedikleri gibi; bu cezanın sonunda İmamoğlu’na ya da altılı masaya yarayıp yaramayacağını tartışıyor. Nitekim sağcısı solcusu cezanın yanlışlığını değil, sonuçlarını tartışıyor. Kardeşim bırakın şu tartışmayı: Bu ceza yanlıştır. Nokta! Tıpkı HDP’nin belediye başkanlarına verilen cezalar gibi. Bu tartışmanın gidebileceği tek yön, bu sürecin “Anayasaya aykırı ama dokunulmazlıkların kaldırılmasına ‘evet’ diyeceğiz” diyen kişiyle başlayıp, başlamadığıdır…

 

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

Tecride karşı mücadele ve CPT’nin tutumu      

Sonraki Haber

Siyasi iç savaş

Sonraki Haber
Siyasi iç savaş

Siyasi iç savaş

SON HABERLER

KESK: Tek adam rejimi bundan böyle halkı karşısında bulacak

KESK: Tek adam rejimi bundan böyle halkı karşısında bulacak

Yazar: Yeni Yaşam
6 Temmuz 2025

Gazeteci Timur Soykan gözaltına alındı

Gazeteci Timur Soykan serbest bırakıldı

Yazar: Yeni Yaşam
6 Temmuz 2025

Abdullah Öcalan: Yeni bir aşamaya geçiyoruz

Abdullah Öcalan: Yeni bir aşamaya geçiyoruz

Yazar: Yeni Yaşam
6 Temmuz 2025

‘Çocuklar özgür toplumun geleceğidir’ çalıştayının sonuç bildirgesi açıklandı

‘Çocuklar özgür toplumun geleceğidir’ çalıştayının sonuç bildirgesi açıklandı

Yazar: Yeni Yaşam
6 Temmuz 2025

Bekir Bozdağ: TBMM vakti gelince sandığı milletin huzuruna getirecektir

Bekir Bozdağ: TBMM vakti gelince sandığı milletin huzuruna getirecektir

Yazar: Yeni Yaşam
6 Temmuz 2025

Şirnex’te 75 yaşındaki kadını darp eden kişinin bekçi olduğu ortaya çekti

Şirnex’te 75 yaşındaki kadını darp eden kişinin bekçi olduğu ortaya çekti

Yazar: Yeni Yaşam
6 Temmuz 2025

Gençlik Çalıştayı: Demokratik Modernite özgürleşmektir

Gençlik Çalıştayı: Demokratik Modernite özgürleşmektir

Yazar: Yeni Yaşam
6 Temmuz 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır