Tutuklu üniversite öğrencilerinin serbest bırakılması için birçok kentte düzenlenen etkinliklerde, ‘Öğrencilerimizi sindirme çabalarına son verin’ çağrısı yapıldı
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınıp tutuklanmasının ardından yapılan protestolarda tutuklanan üniversite öğrencilerinin serbest bırakılması talebiyle birçok kentte yürüyüş ve açıklamalar yapıldı.
İzmir
KESK İzmir Şubeler Platformu, Alsancak’ta bulunan ÖSYM binasının önünde bir araya gelerek Türkan Saylan Kültür Merkezi önüne yürüdü.
Basın açıklamasını KESK Dönem Sözcüsü Savaş Candemir yaptı. Candemir, öğrencilerin hukuksuz bir eylemde bulunmadıklarını, anayasal hakları çerçevesinde haklarını kullandıklarını ifade etti. KESK olarak öğrencilerin yanında olduklarını vurgulayan Candemir, “Onların eğitim haklarını, geleceklerini savunmak için aldıkları kararlara, boykotlara hep saygı duyduk. En son Eğitim Sen sendikamızın 25 Mart’ta üniversitelerde hayata geçirdiği 1 günlük hizmet üretmeme eyleminde olduğu gibi her zaman öğrencilerimizin eğitim hakkına sahip çıkmaya, mücadelelerine katkı sunmaya çalıştık. Bunun ağır bedelleri olduğunu biliyoruz. 25 Mart’ta 1 günlük hizmet üretmeme kararı alan Eğitim Sen MYK üyelerine verilen ev hapsi cezası verilmesi gibi hukuksuzluklarla, baskılarla karşılaşabileceğimizi biliyoruz. Ancak bedeli ne olursa olsun öğrencilerimizin, gençlerimizin, çocuklarımızın yanlarında olmaya devam edeceğiz” dedi.
‘İşkence soruşturulsun’
Üniversite öğrencilerinin vize döneminin olduğunu, öğrencilerin sınavlarına girmesi gerekirken cezaevinde olmasına tepki gösteren Candemir, tutuklu tüm öğrencilerin serbest bırakılmasını isteyerek öğrencilere yapılan işkencelerin soruşturulmasını talep etti.
İzmir’de bulunan siyasi partiler de Konak Gündoğdu meydanında bir araya geldi. Kitle sık sık “Zindanlar yıkılsın tutsaklara özgürlük”, “Devrimci tutsaklar onurumuzdur” ve “Faşizme karşı omuz omuza” sloganlarını attı. Burada konuşan Toplumsal Özgürlük Partisi üyesi Deniz Uslu, “Son zamanlarda iktidara karşı memnuniyetsizlik yaygınlaşmış iktidarın yönetme kapasitesi zayıflamaya başlamıştı. Şimdi ise kaybetme korkusundan paniğe kapıdan iktidar ve ortakları faşizmin dozajını arttırıyor. Bu mücadeleyi karşımıza irade gaspıyla, polisiyle, copuyla, cezaevleriyle diktikleri faşizmin tam karşısında omuz omuza olma sözüyle yan yanayız” dedi.
Buluşma Vodvil ve Praksis müzik gruplarının ezgileri ile son buldu.
Dîlok
KESK Dîlok (Antep) Şubeler Platformu, merkez Şahinbey ilçesine bağlı Balıklı Meydanı’nda açıklama yaptı. Açıklamaya Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) ve Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Dîlok il örgütleri, Dîlok Emek ve Demokrasi Platformu bileşenleri ve çok sayıda yurttaş katıldı. Açıklamada platform bileşenleri adına konuşan Ömer Parlakçı, “Düşüncelerini özgürce ifade eden her bir genç, bu toprakların vicdanıdır” dedi. 300 üniversite öğrencisinin tutuklandığını hatırlatan Parlakçı, tutuklanan öğrencilerin cezaevlerinde insanlık dışı koşullara maruz bırakıldığını, fiziksel ve psikolojik şiddete, işkenceye, tacize uğradığının basına yansıdığını ifade etti. Parlakçı, “Buradan soruyoruz, bu ülkede yargı bağımsız ve tarafsızsa üniversite öğrencileri neden hala karanlık duvarların, demir kapıların ardında tutuluyor? Bu öğrenciler, gençler ne yaptı” diye sordu.
Tutuklu öğrencilerin bir an önce serbest bırakılması çağrısında bulunduklarını belirten Parlakçı, “İşkence ve kötü muamele iddialarının bağımsız bir şekilde soruşturulmasının, sorumlulardan hesap sorulmasının önünü açın. Üniversitelerdeki polis ablukasından YÖK eliyle başlatılan soruşturma furyasına kadar uzanan öğrencilerimizi sindirme çabalarına son verin” dedi.
Eskişehir
KESK Eskişehir Şubeler Platformu, Köprübaşı’ndan Ulus Anıtı’na yürüdü.. Yürüyüşün ardından kitle adına Emre İnselöz açıklama yaptı.
İktidar tarafından yapılan bağımsız yargı açıklamalarını hatırlatan İnselöz, “Bu ülkede yargı bağımsız ve tarafsızsa 300’ den fazla üniversite öğrencisi neden tutuklandı? Ne yaptı bu öğrenciler, bu gençler? Hırsızlık mı yaptılar? Cinayet mi işlediler? Kara para mı akladılar? Rüşvet mi aldılar? Çete kurup, mafya olup haraç mı topladılar? Pudra şekeri süsü verip uyuşturucu mu kullandılar? Yere kapaklandıklarında bile gözlerine biber gazı sıkacak kadar, tekme tokat müdahale edecek kadar orantısız güç kullanan, tam teçhizatlı polisleri mi darp ettiler” diye sordu.
Kaynak: MA