• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
16 Mayıs 2025 Cuma
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Manşet

Perihan Koca: Suriye şeriat parantezine sığmaz

16 Mayıs 2025 Cuma - 00:00
Kategori: Manşet, Ortadoğu
Perihan Koca: Suriye şeriat parantezine sığmaz

DEM Parti Mersin Milletvekili Perihan Koca, Suriye’de Alevilere yönelik katliamı gazetemize anlattı:

Bir kadın kıyımı boyutu var Alevi kırımının. Şu ana kadar Alevi kadınların, çocukların sürekli kaçırıldığı bir gerçeklik var. SOHR’un son raporlarına göre en az 62 kadın kayıp durumda. Ne olduğu bilinmiyor. IŞİD’in Êzidîlere yaptığının benzeri bir durum söz konusu

Hüseyin Kalkan

Suriye’de Alevlerin katliama uğraması, Türkiye’de büyük yankılar yarattı. Bütün Alevi kitlesi huzursuz oldu. Bu huzursuzluğun kendini en çok gösterdiği bölge ise Çukurova’ydı. Bu bölge Suriyeli Aleviler için adeta bir hinterland. Aynen Kürtler gibi, ailesinin bir parçası Hayat’da, Adana’da, Mersin’deyse bir parçası Suriye’de Hama’da, Lazkiye’de idi. Buradaki ailelerin bazıları Suriye’deki akrabalarını yitirdi katliamda. Bu durum Alevilerin yaşadığı kentlerde kentlerinde kendiliğinden eylemlere yol açtı. Bununla kalmadı sivil toplum örgütleri, Alevi örgütleri ve muhalif partiler birlikte kampanyalar, eylemler düzenlediler. DEM Parti Mersin Milletvekili Perihan Koca bu eylemlerin düzenlenmesinde aktif rol oynadı. Suriye’deki gelişmeleri yakından izleyen Koca ile son durumu konuştuk.

Perihan Koca

Koca, sorunun Suriye’yi şeriatçı parantezine sığdırmaya çalışmaktan kaynaklandığını belirtiyor. Koca, Suriye’deki son duruma ilişkin şunları anlatıyor: “Öncelikle şuradan başlayayım. Özellikle sahil şeridinde olan bitenle ilgili aslında yeterli bilgi almak çok kolay değil. Suriye’nin haberleşme altyapısı gerçekten savaş yorgunu. İktidardaki çetecilerin de Alevi halkı üzerinde kurdukları baskılarla seslerin duyulması engelleniyor, gerçek bilgiler de engelleniyor. Üstelik bu çetelerin körfez ülkeleri ve Türkiye’nin yanı sıra İngiltere, Fransa, Almanya gibi emperyalist destekçileri de var. Dolayısıyla olan bitenler bu güçlerin desteğiyle sistematik olarak hasır altı ediliyor ve gerçeklerin büküldüğünü, emperyalist güçler ve Suriye’nin yeni yönetimi açısından bir PR çalışması yapıldığını görüyoruz. Özellikle 8 Aralık’tan bu yana olup bitenlere baktığımız zaman Alevilere yönelik bir cezalandırma politikası uygulanıyor, sürdürülüyor. Sahil şeridi yani Arap Alevi halkının yaşadığı bölgelerde tümüyle bir soykırım hukukunun ve pratiğinin sürdüğünü görüyoruz. Bu bir hükümet politikası haline gelmiş durumda. Özellikle Arap Alevi ailelere yönelik katliam soykırım boyutunda sürdürülüyor. Bu anlamıyla mesela Suriye insan hakları raporlarına baktığımız zaman hep belli soyadına ait ailelerin yok edildiğini ve haritadan silindiğini görüyoruz. Bu anlamıyla aslında bir soykırım suçu işleniyor; yani erkeğin öldürüldüğü, kadınların da ganimet olarak görüldüğü gerici cihadist bir anlayışla karşı karşıyayız. Son Suriye raporlarına baktığımız zaman Hama’daki büyük Alevi köylerinin 12-13 tane köyün tamamen boşaltılmış durumda olduğunu görüyoruz. HTŞ de tabi ki IŞİD’in, El Nusra’nın, El Kaide’nin kalıntısı, artığı olan bir çete. Suriye’de bir bağları ve yerleşik zeminleri yok. Dolayısıyla bu sürme politikası, sürgün politikası, köy boşaltmalar, aynı zamanda bir çökme pratiği olarak, bir işgal pratiği, bir ganimet pratiği olarak yürütülüyor. Suriye’yi böyle şekillendirmeye çalışıyorlar. Özel olarak Lazkiye’de sahil şeridinde o limana açılabilecek bölgelere yerleşmenin yeni dönem emperyalist güçlerle de hesabı kitabı yapılmış bir pratiğin sonucu olduğunu düşünüyorum.”

Alevilerin örgütlülüğü zayıf

Perihan Koca sahada özellikle Dürzilerden kaynaklı bir direnişin olduğunu belirterek şu bilgileri veriyor: “Dürziler tabi ki biraz daha sistematik ve örgütlü biçimde bir direniş sergiliyor. Dürziler biliyorsunuz silah bırakmayı reddetmişlerdi bu sürecin içerisinde. Anayasal bir güvence istediler ve Suriye’nin kendi kimliği, kendi dokusu, kendi zenginlikleriyle bir anayasal statüye ve güvenceye sahip olduktan sonra ancak yeni inşa olabileceğini Dürziler de ifade etti. Bu anlamıyla askeri birlikleri var. Arap Alevilerde de tabi ki kendisini koruma, canını kollama üzerinden bir direniş dinamiği söz konusu ama tam bir örgütlü direniş ekseninden bahsedemiyoruz. Özellikle Arap Aleviler açısından bir yetim kalmışlık durumu söz konusu. Aslında bu Esad döneminde de böyle idi. Bir de örgütlülük seviyesi ne yazık ki yoktu. Şimdi yaşamsal düzeyde bir kendini koruma gerçekliği olduğunu Alevilerde görüyoruz. Hatta SOHR’un raporlarına baktığımız zaman Alevileri koruyan, evinde saklayan Sünnilerin de öldürüldüğünü görüyoruz. Sonuçta Suriye gerçekten bir halklar mozaiği, bir inançlar mozaiği, gerçekten çok zengin bir dokuya sahip. Ama şu anda yaşamsal seviyenin dışına taşan bir örgütlülük boyutu, bir direniş boyutu ne yazık ki yok.”

Kendiliğinde eylemler

Perihan Koca, Arap Alevilerin yoğun olarak yaşadığı bölgeyi temsil eden bir vekil. Suriye’de Alevlere yönelik katliamın bu bölgeye nasıl yansıdığında dair şunları anlatıyor: “Alevilere yönelik nefret söylemlerine el yükseltildi. Dolayısıyla buradan doğru hem tedirginlik söz konusuyken bir taraftan da öfke söz konusu bu duruma dair. Bir de şunu ifade etmek gerekiyor. Özellikle Hatay’da, Adana’da, Mersin’de bir ortak kimlik söz konusu, bir ortak komün değeri söz konusu. Niye bu kadar duygulandıkça gidiyorlar Hatay, Mersin ve Adana’da yaşayan Aleviler? Neden bu kadar hassas bu sürece yaklaşıyorlar? Çünkü ortak bir komün değerleri var, tarihsel bir deneyimleri var, tarihsel bir hafızaları var. Ve Alevi kimliğinin bir parçası olan Arap Aleviler, Suriye’den Lübnan’a ve coğrafya olarak hemen devamındaki Güneyşehir’de olan Hatay, Adana, Mersin bölgesinde yaşamsal olarak konumlanmış bir inancı, bir kimliği, aynı zamanda bir komünü ifade ediyor aslında. Ve hem 2011 Suriye sürecinde yaşananları yakinen biliyorlar çünkü gerçekten Suriye bizim uzağımızda değil. Bir taş atımı mesafeden bahsediyoruz, bir soydaşlıktan bahsediyoruz, bir akrabalık ilişkilerinden bahsediyoruz. 2014’te IŞİD çeteleri bu bölgelerde eğit-donat kamplarına yetiştirildiler. Dolayısıyla bu kimliksel bağlar üzerinden özellikle Hatay’da, Adana’da, Mersin’de bu katliama dair çok ciddi bir hassasiyet var, çok ciddi bir kaygı var. Duygudaşlık ve komün değerleri üzerinden hissi bir bağ söz konusu.”

Eylemler yetersiz

Koca, Alevi katliamlarına karşı eylemlerin yeterli ve sürekli olmadığını kaydediyor: “Özellikle şunu söylemek gerekiyor. 8 Aralık’tan bu yana kamuoyunun duyarlı olduğu bir durum söz konusu değil. Hem Türkiye kamuoyu açısından, basın açısından, hem uluslararası mecra açısından bu böyle. Sadece Alevi inisiyatiflerinin, Alevi kurumlarının ve emek demokrasi güçlerinin, kadın hareketinin özel çabalarıyla ülkenin dört bir yanında Alevi katliamının durdurulması, uluslararası tüm güçlerin harekete geçmesi, bu kıyıma yönelik bir önleyici politikanın olması ile ilgili sürekli bir çağrı vardı, sistematik bir çağrı vardı. Ama özellikle 6 Mart’tan itibaren geniş çaplı kıyım gerçekliğinin karşısında önemli mitingler yapıldı Türkiye’de. Özellikle Hatay’da, Adana’da ve Mersin’de bu kitlesel mitingler olageldi. Ama hani bir kalıcı eylemlilik ya da örgütlülüğü şu anda ne yazık ki emek demokrasi güçleri açısından ve Alevi örgütleri açısından tam anlamıyla başarabilmiş durumda değiliz. Çünkü gerçekten gözlerimizin önünde, tüm dünyanın gözleri önünde bir soykırım suçu işleniyor. Ama henüz Türkiye’den Suriye’ye bir yaşam köprüsü oluşturabilmiş durumda değiliz. Ya da Alevi hareketinin, emek demokrasi güçlerinin dışına bu durumu taşırabilmiş  değiliz. Kendiliğinden eylemleri de önemli görüyorum. Genel itibariyle yapılan mitingler, buluşmalar, paneller hepsi örgütlü ve Alevi katliamını durdurmaya yönelik bir eylem planının adımlarıydı. Bunlar önemliydi. Aynı zamanda 6-8 Mart’ta katliamların çok yoğun yaşandığı dönemlerde Arap Alevilerin Hatay’da, Adana’da ve Mersin’de kendiliğinden eylemleri oluştu. Mesela ben Mersin’de, Kazanlı’da, Karacailyas’ta tarafında yapılan kendiliğinden eylemlerde o feryada tanıklık ettim. Hatay’da da hakeza Samandağ’da, Defne’de, Antakya’da kendiliğinden eylemler oldu. Bu kendiliğinden eylemler feryadın pratikte vuku bulmuş biçimiydi. Bunları çok önemsiyorum.”

Alevi kadınlar kaçırılıyor

Perihan Koca, HTŞ’nin özellikle Alevi kadınları ve çocukları hedef aldığını söylüyor. Dün IŞİD’in Êzidî kadınlara yaşattığı zulmün bugün çihatçılar tarafında Alevi kadınlara yaşatıldığın anlatıyor. Koca, konu ile ilgili şu bilgileri veriyor: “Bir kadın kıyımı boyutu var bu Alevi kırımının. Onu özellikle açmak isterim. Şu ana kadar Alevi kadınların, Alevi çocukların sürekli kaçırıldığı bir gerçekliğin içerisindeyiz. En son açıklanan SHOR’un raporuna göre en az 62 kadın şu anda kayıp durumda. Ne olduğu bilinmiyor. Bazı kadınların Afgan tipi bir hicap giydirilip, aslında zorla kapatılıp, zorla evlendirildiğine tanıtlık etmiş olduk SHOR’un raporlara göre. Daha evvel Êzidî kadınlara uygulanan soykırım gerçeği, istismar gerçeği, köleleştirme gerçeği şu an Arap Alevi kadınlara uygulanıyor. Gerici cihatçı yapılar kadın düşmanı. Toplu mezar raporlarına, toplu infaz raporlarına baktığımız zaman kadınların aynı zamanda istismara uğradığını görüyoruz. Sadece bu raporlar üzerinden değil, faillerin sosyal medyada yayınlamış olduğu videolara baktığımız zaman istismarın, şiddetin, tacizin, tecavüzün boyutunun kaçırılmadan çok daha fazla olduğunu görüyoruz. Suriye’de bu durum tabi ki gençleri de çok etkiliyor. Geçtiğimiz günlerde  özellikle Alevilere ve Dürzilere yönelik nefret politikalarından kaynaklı Alevi ve Dürzi gençlerin Şam’daki üniversitelerden toplu olarak kaçmasına tanık olduk mesela. Son süreçte de, nisan sonunda kadın kaçırılmasına yönelik, kadınların katledilmesine yönelik, köleleştirilmesine yönelik, ganimet olarak görülmesine yönelik, istismara, tacize, tecavüze, şiddete uğramasına önlemeye yönelik Suriye Kadın İnisiyatifi diye bir inisiyatif oluşturduk. 130’dan fazla kadın örgütünün, Alevi örgütünün içerisinde bulunduğu bir eylemsellik hattı oluşturduk. İlk ayda bir miting gerçekleştirdik. Ağırlıkla Hatay, Adana ve Mersin’den katılımın olduğu, temsili olarak da başka illerden katılımların olduğu önemli bir eylemdi. Yani kadınların öncülüğünde bir eylemdi. Bir yaşam köprüsü kurmak bağlamında önemli bir ses oldu. Dileğim odur ki bu katliamların önüne geçebilmek için o yaşam köprüsünü kalıcı bir hale getirelim, örgütlü bir hale getirelim. Sadece Alevilerin değil, sadece kadın örgütlerinin değil, emekten, demokrasiden, insan haklarından yana olan tüm kurum, kuruluşlarla ve yurttaşlarla beraber bunu birlikte yapabildiğimiz bir boyuta çevirebilelim.”

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

Barış ve hakikat dervişleri

Sonraki Haber

Barış ihtimal olmasın

Sonraki Haber
Barış ihtimal olmasın

Barış ihtimal olmasın

SON HABERLER

Sekoya gölgesinde bir yaşam: Pepe’nin yolculuğu

Sekoya gölgesinde bir yaşam: Pepe’nin yolculuğu

Yazar: Yeni Yaşam
16 Mayıs 2025

Suriye: Emirlik mi, demokratik cumhuriyet mi?

Suriye: Emirlik mi, demokratik cumhuriyet mi?

Yazar: Yeni Yaşam
16 Mayıs 2025

Barış ihtimal olmasın

Barış ihtimal olmasın

Yazar: Yeni Yaşam
16 Mayıs 2025

Perihan Koca: Suriye şeriat parantezine sığmaz

Perihan Koca: Suriye şeriat parantezine sığmaz

Yazar: Yeni Yaşam
16 Mayıs 2025

Dara duracak mıyız?

Barış ve hakikat dervişleri

Yazar: Yeni Yaşam
16 Mayıs 2025

Aykoç: Saldırıları karşı Kürtler birleşmeli, halklar karşı durmalı

CPT: Türkiye, Federe Kürdistan Bölgesi’ni 23 defa bombaladı

Yazar: Yeni Yaşam
15 Mayıs 2025

Gülistan Kılıç Koçyiğit: Artık dil üzerindeki baskılar tarihe karışmalı

Gülistan Kılıç Koçyiğit: Artık dil üzerindeki baskılar tarihe karışmalı

Yazar: Yeni Yaşam
15 Mayıs 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır