• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
9 Temmuz 2025 Çarşamba
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Gündem Güncel

PKK silahları yakarak tarihe bir kez daha not düşecek: Tarihte silahların yakılarak imhası

9 Temmuz 2025 Çarşamba - 00:00
Kategori: Güncel, Manşet
PKK silahları yakarak tarihe bir kez daha not düşecek:  Tarihte silahların yakılarak imhası

Artık gözler PKK’nin önümüzdeki günlerde Güney Kürdistan’ın Süleymaniye kentinde gerçekleştireceği silah bırakma törenine çevrilmiş durumda. Bu törende silahların yakılarak imha edilmesi öngörülüyor. Bu da Ortadoğu toplumlarında ve bu coğrafyada yaşanan savaşlarda belki de bir ilk olacak

Serdar Altan

Kürdistan, Türkiye ve Ortadoğu tarihinin son 52 yılına damgasını vuran PKK, Ortadoğu’da belki de bir ilki gerçekleştirecek ve silah bırakma sürecinin başlangıcında sembolik olarak silahların yakılacağı bir tören düzenleyecek. Önümüzdeki günlerde gerçekleşecek olan tören, dünya tarihine adeta not düşecek bir sürecin de başlangıcı olarak görülmeli.

Kürtlerde yaşandığı görülmemiştir belki ancak tarih boyunca gerek savaşları sona erdirme gerekse bir ritüel olarak silahların yakılarak imhası yaşanan tarihi olaylardandır.

Antik Çağ’dan günümüze belli başlı bazı dönemlerde karşılaşılan bu ritüel, çoğu zaman toplumlar arasında barışın sağlanmasının önemli bir aşaması olmuştur.

İnsanlık tarihinin eski dönemlerinde silahların sembolik biçimde yok edilmesi, özellikle “silah öldürme” ritüeli, yaygın bir uygulamaydı. Bu tür törenler hem toplumsal uzlaşı, hem düşmanca ilişkilerin sonlandırılmasını simgelemiştir.

1895 yılında barışçıl bir Hristiyan mezhep olan Duhoborlar’ın, Çarlık Rusya’sının dağıttığı silahları kullanmayı reddederek, silahları yakması en önemli barışçıl eylemler arasında görülebilir.

Yakın tarihte ise 1996’dan başlayarak; Mali, Liberya, Sierra Leone ve Kamboçya gibi ülkelerde savaşların sona erdirilmesinde görülen silah yakma olayı yine barışın sembolü bir girişim olarak karşımıza çıkmakta.

Bu dosyamızda PKK’nin silah bırakma (sembolik olarak yakma) sürecine gelişi ve tarihte silah yakma olaylarına özlü bir bakış atacağız.

Öcalan’ın çağrısı ve PKK’nin silah bırakma süreci

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, 27 Şubat’ta tarihi bir çağrıda bulundu; kendi kurduğu örgüt olan PKK’ye kongresini toplayarak, partiyi feshetmesi ve silahları bırakması çağrısında bulundu. “Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı” adıyla yapılan tarihi çağrının hemen ardından PKK, bir açıklama yaparak, sürecin başlayabilmesi için ateşkes ilan ettiğini duyurdu. Ardından da kongrenin toplanması için hazırlıklar başladı.

Bu tarihi çağrı ve başlayan süreç dünyada büyük yankı uyandırdı. Tüm dünya günlerce bu çağrıyı ve toplanacak kongrenin alacağı kararları konuştu. Hatta öyle bir düzeyde etki yarattı ki, dünya borsaları dahi ciddi manada etkilendi. Tabii bu sadece ekonomik bir etkilenme değil, artık Ortadoğu’da kartların yeniden karılmasını sağlayacak bir sürecin de başlangıcı oldu. Nitekim öylesi bir sürece de girildi. Artık Kürtler olmadan hiçbir hesabın yapılamayacağı Öcalan’ın bu çağrısından sonra bir kez daha ispatlanmış oldu.

PKK 5-7 Mayıs tarihleri arasında iki ayrı alanda eşzamanlı olarak kongresini topladığını 9 Mayıs tarihinde açıkladı. Kongrede alınan kararlar ve kongre belgelerinin en kısa zamanda kamuoyuyla paylaşılacağı duyuruldu. Hemen ardından da 12 Mayıs’ta 12. Kongre’nin ayrıntıları netleşmeye başladı, alınan kararlar kamuoyunun bilgisine sunuldu. PKK, kendisini feshetme ve silah bırakma kararı almıştı. 232 delegenin katılımıyla yapılan kongre, 2018 ve 2019 yıllarında yaşamını yitiren PKK’nin öncü kadrolarından Ali Haydar Kaytan ve Rıza Altun’a adandı.

Kongre kararlarının açıklanmasından bir süre sonra Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın 12. Kongreye gönderdiği “Perspektif” başlıklı yazısı Serxwebûn gazetesi tarafından kamuoyuyla paylaşıldı. Bu aynı zamanda 44 yıldır kesintisiz yayın hayatını sürdüren Serxwebûn gazetesinin son sayısıydı.

PKK’nin 12. Kongre kararları tıpkı Öcalan’ın çağrısı gibi büyük yankı uyandırdı. Bununla birlikte Öcalan’ın kongreye sunduğu Perspektif de çok büyük etki yarattı, uluslararası düzeyde değerlendirmelere konu oldu.

Bundan sonrası için ise artık devletin atacağı adımlar gündeme geldi. Kurban Bayramı öncesi çıkarılacak 10. Yargı Paketi kadük kalınca, bu yönlü tartışmalar daha da arttı. Son 10 günlük süreçte ise Barış ve Demokratik Toplum sürecinde yeniden bir hareketlenme yaşandı ve başta Meclis’te komisyon kurulması olmak üzere çeşitli adımlar ve görüşme trafiği sıklaştı. DEM Parti İmralı Heyeti’nin 6 Temmuz Pazar günü İmralı Adası’na giderek Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ile görüşmesi, hemen ardından pazartesi günü Cumhurbaşkanı Erdoğan ile yapılan görüşme ve sonraki gelişmeler, sürecin bir doğrultuya girdiğini gösterir nitelikte.

Şimdi artık gözler PKK’nin önümüzdeki günlerde Güney Kürdistan’ın Süleymaniye kentinde gerçekleştireceği silah bırakma törenine çevrilmiş durumda. Bu törende silahların yakılarak imha edilmesi öngörülüyor. Bu da Ortadoğu toplumlarında ve bu coğrafyada yaşanan savaşlarda belki de bir ilk olacak.

Tarihte silahların yakılarak imhası

Ancak silah yakma eylemi, dünya tarihinde yeni değil. Antik Çağ’dan günümüze çeşitli toplumlar bunu bir iyi niyet göstergesi olarak zaman zaman gerçekleştirmişler.

Dosyamızın bu kısmında bu silah yakma eylemlerinin tarihçesine göz atacağız.

Milattan önceki süreç

  • Erken Demir Çağı’nda (M.Ö. 1100–700), Ege bölgesinde (Atina, Euboea, Girit) mezarlara gömülen kılıçlar, bilinçli biçimde bükülerek veya kırılarak ‘öldürülürdü.’ Bu tören, silahın ruhunu sahipleriyle birlikte öteki dünyaya göndermeyi amaçlıyordu. Özellikle bükme ritüeliyle, silahın aktif kullanılabilirliğinden çıkarılması amaçlanmış ve bu işlem teknik olarak “ölüm” anlamı taşımaktaydı.
  • Geç Tunç Çağı Britanyası’nda (M.Ö. 1500–1200), gömülü silahların bilinçli hasar görmüş şekilde yerleştirildiği ve bunun ritüel amaçlı kabul edildiği tespit edilmiştir. Güney Kafkasya (Gürcistan bölgesi) bulgularında, mızrak başları ve hançerlerin kırıldığı, büküldüğü, parçalandığı görülmekte; bu da benzer amaçlarla yapılıyordu.
  • Antik Kelt ve Cermen kültürlerinde “silah öldürme” töreni yaygındı. Özellikle kılıçlar bükülür veya kırılıp savaş alanları, su kaynaklarına atılırdı. Bu uygulama, silahın ruhunu kapatmak, sahibine eşlik etmesini sağlamak veya mezar soygunlarını caydırmak amacı taşıyordu.

Antik sonrası dönem

Antik sonrası (milattan sonra) dönemlerde de özellikle silahların sembolik olarak “öldürülmesi” (kullanılamaz hale getirilmesi) pek çok kültürde güçlü ritüel anlamlar taşıyordu. İşte en çarpıcı örnekler:

  • Viking mezarlarında bulunan kılıçların, kalkanların, mızrakların bilinçli olarak bükülüp kırıldığı veriler vardır. Bu, silahın “ölüme eşlik etmesini” sağlamak, ruhunu diğer dünyaya taşımak amacını taşır. Yani silahın hayatı öldürülür, satılamaz veya kullanılmaz hale gelir.
  • Eski Yunan tapınaklarında zırh ve silahlar adak olarak bağışlandığında, bunların kasıtlı biçimde hasar görmüş (çekiçle kıvrılmış, çökertilmiş) halde bırakıldığı bilinir. Pommel veya nazal gibi bölümler genellikle 180 derece eğilirdi.
  • Antik Roma döneminde her 19 Ekim’de kutlanan Armilustrium, Roma askerlerinin silahlarının kutsanıp kışa kaldırıldığı bir törenle sonuçlanıyordu. Circus Maximus’ta silahlar ve zırhlar sergilenir, tüpler çalınır, Mars rahipleri yemin eder, ardından kalkanlar yakılır veya ritüel olarak “temizlenirdi.” Bu, askeri sezonun kapanışının ve savaş zamanı eylemlerinin sona erdiğinin sembolik bir ilanıydı.
  • 5–7. yüzyıl Anglo-Sakson mezarlarında, erkeklerin yüzde 47’sinin mezarında silah bulunur; törenle gömülen bu silahlar çoğu zaman bükülmüş veya kırılmıştır.

Latial Kültürü (bazı İtalik topluluklarda) mezar uygulamalarında mini silah modelleri ile süslü mezarlar, silahların sembolik temsilini barındırmakla birlikte ritüel amaçlı olduğunu düşündürmektedir.

Ortaçağ dönemi

Doğrudan silah yakımı yeterince belgelenmese de Ortaçağ Avrupa’sında savaş mevsimi sonu törenleri; şölenler, kalkanların ve mızrakların saklanması bağlamında yaygındı. Ayrıca Germen törenlerinde silahlar “ölüme eşlik” gibi ritüellerle tüketilirdi.

Araştırmalara göre, bazı şövalyelik topluluklarında mızrak veya kılıçlar yakılarak veya saklanarak gelecek sefere kadar koruma altına alınıyordu.

Yakın dönemde yani son 500 yıllık dönemde mevsimsel yakım ritüelleriyle karşılaşmak mümkün.

  • Avrupa, Şövalyelik Cemiyetleri: Savaş dönemi kapanınca sembolik şölen düzenlenir, yakıcı ateş etrafında silahlar sergilenir. Klorit veya lye ile “kutsama” törenleri yapılırdı.
  • Zulu Dansları – Güney Afrika (19.–20. yy): Savaş sonrası düzenlenen “Indlamu Dansı” gibi törenlerde silahlar ritüel olarak kutsanır, gömülür hatta yakılır.
  • Modern Ulusal Askeri Törenler: Örneğin İspanyol-Amerikan Savaşı sonrası silahların rütbeli törenlerle depolanması, yeni dönemin sembolü olarak belirtilebilir.

Savaşmayı reddeden Duhoborlar

Bundan 130 yıl önce bir barışçıl eylem biçimi olarak gerçekleşen silah yakma eyleminin sahibi ise Duhoborlar’dır. Pasifik kökenli Rus bir Hristiyan mezhebi olan Duhoborlar (Doukhobors), tıpkı Kars’ta yaşamış Malakanlar gibi barışçıl bir topluluk olarak bilinirler. 1895’te gerçekleştirdikleri “Silahlarını Yakma” (Burning of Arms) eylemi, tarihte modern zamanlarda yapılan en etkili pasifist protestolardan biri olarak kabul edilir.

28–29 Haziran 1895’te Transkafkasya’da toplanan yaklaşık 7 bin Duhobor, hükümet tarafından verilen silahları (tüfek, bıçak, kılıç vb.) büyük bir ateşe atarak yakmışlardır.

Topluluk el ele halka açık bir tören düzenlemiş, silahlar gazyağı ile yağlanıp yakılmış, kadınlar, çocuklar ve erkekler dualar ederek ve ilahiler söyleyerek bu eyleme katılmışlardır.

1895’te zorunlu askerlik sistemi uygulayan Rusya’da Duhoborlar’ın hem askerlikten kaçmak hem de militarizme karşı net bir duruş sergilemek için bu eylemi yaptığı biliniyor. Liderleri Peter Verigin’in sürgünde aldığı Leo Tolstoy’un mektuplarından etkilendiği belirtiliyor.

Bu ritüel, Rus Çarlık yönetimi tarafından “asi hareket” olarak görülmüş; gelen iki tabur asker ve 200 atlı Kossak protestoculara saldırmış; coplarla dövmüş, bazıları ise tutuklanıp sürgüne gönderilmiştir. Baskı artınca, 7 bine yakın Duhobor Türkiye üzerinden Kanada’ya göç etmiş; (Bir kısmının Kars’ta kaldığı biliniyor) 1899’da Kanada’da Saskatchewan’a yerleşmişlerdir. Gerçekleştirdikleri bu eylem ise, modern tarihte ilk kitlesel ve sembolik barış protestosu olarak görülür.

Son 30 yıllık süreç

Yakın zamanda dünyada çeşitli çatışma çözümlerinde benzer bir yola başvurulduğu bilinmektedir. Şimdi kısaca bu yakın dönem olaylarına bakalım…

– Mali – ‘Barış Alevi’ (Flame of Peace), Mart 1996:

Tuareg isyanının ardından binlerce silah teslim edilmiş, yaklaşık 3 bin silah 27 Mart 1996’da Timbuktu yakınlarında “Barış Alevi” adıyla yakılmıştır. Birleşmiş Milletler (BM) tarafından düzenlenen bu sembolik tören, isyanın sona erdiğini ve barış dönemine girildiğini temsil etmiş; BM ardından bu yöntemi “barış kültürüne destek” olarak savunmuştur. BM ve UNDP’nin liderliğinde uygulanan Silahsızlanma, Demobilizasyon, Yeniden Entegrasyon (DDR) programına 12 binden fazla eski savaşçı katıldı; yaklaşık 2 bin 400’ü silahlı kuvvetlere, diğerleri sivil yaşama entegre edildi.

– Liberya – Temmuz 1999:

İç savaşın ardından BM ve ECOMOG’un (Batı Afrika Devletleri Ekonomik Topluluğu İzleme Grubu) gözetiminde 8 bin kullanılabilir silah, bin 800 kullanılamaz silah, 1,2 milyon mermi yakılarak imha edildi. Bu, Afrika’daki en büyük silah imhası olarak değerlendirilmiş ve malzeme olarak halka gösterilmiştir.

Tören sonrası barış süreci sağlandı ancak yeniden yapılandırma, mevzuat, istihdam ve toplumsal uzlaşı zorlu ilerledi. Kadınların “Kadınlar Barış İçin Pasif Direniş” hareketi bu süreçte büyük rol oynadı. Barış görüşmelerine baskı uyguladılar, cinsiyetçiliğe karşı sivil direniş gerçekleştirdiler ve ilk kadın cumhurbaşkanını seçtirdiler.

– Sierra Leone – Ocak 2002:

Yaklaşık 46 bin 500 eski militan silahlarını teslim ettikten sonra 3 bin silah, 18 Ocak 2002’de kurulan bir törenle Lungi kentinde ateşe verildi. Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Kofi Annan bu töreni hem süreci tamamlayan hem de yeni bir barış dönemi başlatan sembolik bir eylem olarak gördüğünü belirterek övmüştü.

Savaşçıların silahlarını teslim etmesiyle yeniden entegrasyon süreci başladı. Tören sırasında seçim çağrıları yapıldı, mültecilerin geri dönüşü teşvik edildi ve kamu otoritesinin tekrar tesis edilmesi vurgulandı. Yeniden seçimlerle ve mültecilerin evlerine dönmesiyle demokrasi güçlendi.

– Kongo Cumhuriyeti – Mart 2006:

2005–2006 yılları arasında toplama operasyonlarıyla 800 silah, 80 bin mühimmat, 500 el bombası toplanmış; 20 Mart 2006’da Brazzaville’de sembolik olarak yakılmıştır.

Süreci takip eden Kofi Annan, töreni “yenilenmiş umutların alevi” olarak tanımladı.

– Kamboçya – 2003 sonrası:

Japonya destekli “Flame of Peace” programı ile 2003-2007 arasında çeşitli illerde 34 bin 485 silah tek başına JSAC (Kamboçya’da Küçük Silahların Yönetimi İçin Japonya Yardım Ekibi) girişimleriyle imha edildi. 1999’da Phnom Penh’de bir günde 3 bin 855 silah “olympic stadyumunda” ezilerek imha edilmiş; bu tören barış kültürünü teşvik amacıyla düzenlenmiştir.

– Kolombiya – 2007 sonrası:

2007’de Kolombiya’da 14 bin hafif silah erimiş metal olarak geri dönüştürülerek okul sırası üretiminde kullanılmak üzere imha edildi. Aynı gün sınırlı da olsa “Uluslararası Silah İmha Günü” etkinlikleri de düzenlenmiştir.

Sonuç olarak;

Bu örneklerden görüldüğü gibi, Mali’deki 1996 törensel silah yakımı genellikle modern tarihte bu pratiğin sembolik başlangıcı olarak kabul edilmektedir. Ardından gelen halk hareketleri ve BM destekli törenler hem yerel hem uluslararası normlara uygun olarak silah yükünü hafifletip barış umutlarını güçlendirmiştir.

Bundan yola çıkarak PKK’nin önümüzdeki günlerde gerçekleştireceği silah bırakma veya yakma töreninin büyük öneme sahip olduğunu söyleyebiliriz. Öncelikle bu araştırma dosyasından da anlaşılacağı üzere Ortadoğu’da bu bir ilk olacak ve belki de tarihin en önemli olayları arasında hak ettiği yeri bulacak.

NOT: Bu dosya haberde bazı verilerin oluşturulmasında Wikipedia ve ChatGPT’den faydalanılmıştır.

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

Ekolojiye düşman devlet; ‘HAKİM’in sessiz çığlığı

Sonraki Haber

Barış umudu mu, otoriter tuzak mı?

Sonraki Haber
Ahmet Kaya’dan Tahir Elçi’ye, Pervin Chakar’dan Amedspor’a

Barış umudu mu, otoriter tuzak mı?

SON HABERLER

Barış ve kibirli memnuniyetsizlik

Kavgalardan süzülmüş gülün kokusu

Yazar: Yeni Yaşam
9 Temmuz 2025

‘It’s the economy, stupid!’

Zeytin ağacı dağa yakışır, dokunma!

Yazar: Yeni Yaşam
9 Temmuz 2025

Hüsnü Abi

Bu borç ödenir mi?

Yazar: Yeni Yaşam
9 Temmuz 2025

‘Yaz yangını değil rant yangını’

‘Yaz yangını değil rant yangını’

Yazar: Yeni Yaşam
9 Temmuz 2025

Bakanlık 10 cezaevini kaybetti!

Nesrin Teke: Yüreğimizde sönmeyen yangın!

Yazar: Yeni Yaşam
9 Temmuz 2025

Rojava mutabakatı: Yeni-Osmanlıcılığın krizi

İbrahim İttifakı çağrısının siyasi teolojisi

Yazar: Yeni Yaşam
9 Temmuz 2025

Ahmet Kaya’dan Tahir Elçi’ye, Pervin Chakar’dan Amedspor’a

Barış umudu mu, otoriter tuzak mı?

Yazar: Yeni Yaşam
9 Temmuz 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır