Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi’nin Türkiye sınırına ‘güvenli bölge’ oluşturulması için ABD-Türkiye ve Özerk Yönetim arasındaki görüşme trafiği sürüyor. Hafta başında ABD heyetinin Ankara’daki temaslarında ‘Müşterek Harekat Merkezi’ oluşturulması kararlaştırıldı. Bu kararın ardından ABD’den askeri bir heyet Urfa’ya gelerek, çalışmalara başladı. Konunun bir diğer muhatabı Demokratik Suriye Güçleri (DSG) de süreci yakından takip ediyor. DSG Genel Komutanı Mazlum Ebdi, Hawar Haber Ajansı’na (ANHA) verdiği röportajda Türkiye ile dolaylı görüşmelerin sürdüğünü anlattı.
Amacın sınır güvenliği olduğunu belirten Ebdi, “Kuzey ve Doğu Suriye sınır hattında Türk devletiyle sınır güvenliği konusunda yaşanan bir sorun var. ABD daha yılın başında bölgeden çıkma kararını açıklayınca, Türk devleti hemen bölgeyi tehdit etmeye başladı. Onun için böyle bir bölgenin oluşturulmasını biz istedik. Çünkü çok iyi biliyoruz ki, RojavaKuzey Suriye’den Türk devletine dönük bir tehlike yoktur. Hatta Türk devletinin Kuzey ve Doğu Suriye bölgesine bahane yaratacak hiçbir gerekçe de yoktur. Onun için de biz ABD’ye bizimle Türk devleti arasında arabuluculuk yapmalarını ve bu sorunu diyalog yoluyla çözmek istediğimizi ilettik. Bu süreç de o günden bugüne devam ediyor” dedi.
‘Önerimiz esas alınacak’
Kendi görüşlerinin ABD ile Türkiye arasındaki zirvede masaya yatırıldığını aktaran Ebdi, kendi önerilerini taraflara sunduklarını açıkladı. Ebdi, “İnanıyorum ki Türk tarafının da bu konuda bir görüşü mevcuttur. Zaten görüşmeler de bu iki görüş üzerinden gerçekleşiyor. Yılın başından beri bu projeler üzerinden görüşmeler gerçekleşiyor. Ancak Türk devleti şimdiye kadar sürekli olarak kendi taleplerinde ısrar etti ve bunları dayattı. Ama yine söylemek istiyorum. Bence bizim sunduğumuz proje son derece makul ve objektif bir projedir. Çünkü her iki tarafın da güvenliğini garantiye alıyor. Bunun için bizim sunduğumuz güvenlik projesi uygulamada esas alınacak” ifadelerini kullandı.
Planın detaylarını açıkladı
Türkiye ile yaşanan gerilimi diyalog yoluyla çözmeyi tercih ettiklerini dile getiren Ebdi, ‘güvenli bölge’nin nasıl olacağı yönünde basına yansıyan farklı senaryolara da netlik getirdi. Ebdi, projelerinin içeriği hakkında şunları söyledi: “Önerdiğimiz proje Dicle ve Fırat nehirleri arasında kalan tüm bölgeyi kapsıyor. Biz sadece kısmi bölge için olmasını istemiyoruz. Zaten bunu da kabul etmedik. Eğer bir anlaşma sağlanacaksa tüm Rojava-Kuzey ve Doğu Suriye bölgesi için geçerli olmalı. Fırat ve Dicle suları arasında olacak bu bölgenin derinliği ise 5 kilometre olacak. Girê Spî (Tıl Abyad) ile Serêkaniyê (Rasulayn) arasındaki bazı yerlerde bu derinlik 9 kilometreyi bulacak. Küçük bir alanda ise bu mesafe 14 kilometreye ulaşacak. Bu bölge de yine Girê Spî ile Serêkaniyê arasında kalan ve bir derenin geçtiği bir yer. Bu dere sınır kabul edilecek. Zaten bu alan küçük bir alandır.”
‘Yerel güçler olacak’
Oluşturulan bölgelerde hangi güçlerin yer alacağı konusuna da açıklık getiren Ebdi, “Anlaşma gereği biz güçlerimizi sınırdan 5 kilometre geriye çekeceğiz. Bu bölgelerde mahalli güçler yer alacak. Mahalli güçler dediğim bu bölge insanlarının içinde yer aldığı yerel askeri meclisler tarafından güvenlik sağlanacak. Tabi bu güçler aynı zamanda koalisyon güçleriyle birlikte yer alacak ve ortaklaşa çalışmalarını yürütecekler” diye konuştu.
‘Çözüme etkisi olur’
Türkiye’nin, üzerinde anlaşmaya varılan bölgelerde hava sahasını kullanma isteğinin kabul görmediğini, bunun mümkün olmadığını vurgulayan Ebdi, Ankara’yla olası bir anlaşmalarının Suriye krizinin çözümüne önemli katkısı olacağını dile getirdi. Ebdi, “Zaten onun için de Türk devletiyle bir anlaşmaya varmak istiyoruz. Şimdi dikkat edin Türk devletinin müdahalesinden kaynaklı Suriye’de birçok sorun yaşanıyor ve Türk devletinin varlığı sorunların çözümü önünde de engel teşkil ediyor. Onun için burada yaşanacak bir anlaşma sorunların çözümüne ön ayak olacaktır” diye ekledi.
‘IŞİD daha tehlikeli’
Türkiye’nin olası yönelimlerinin DSG’nin IŞİD’le olan mücadelesini sekteye uğratma tehlikesi doğurduğunu ifade eden Mazlum Ebdi, “Bu oldukça önemli bir husus. Belki bazıları ABD ve koalisyonun diğer güçleri neden bu meseleye dahil oluyor diye merak ediyordur. Çünkü herkes bu yönlü Türkiye’ye baskı uyguluyor. Türk devletinin olası müdahalesini engellemeye çalışıyorlar. Elbette bu güçlerin kendi çıkarları da var. Biz kendi açımızdan IŞİD’i tasfiye ettik. Ancak, IŞİD şu anda dünya açısından daha tehlikeli bir güç durumundadır. Özellikle batı (Avrupa ve ABD) için bu çok daha fazla geçerlidir. İntikam almak isteyecektir. IŞİD askeri olarak yenildi, ancak örgütsel olarak halen varlığını koruyor. Eskiden daha tehlikelidir. Eskiden yeri belliydi. Ama şimdi gizli hücreler şeklinde her yerde bulunuyor ve her yerde saldırı gerçekleştirebiliyor” ifadelerini kullandı.
Ebdi, son olarak görüşmeler sürmesine rağmen halen Türkiye ile bir çatışma tehlikesinin farkında olduklarını, buna da hazırlık yaptıklarını sözlerine ekledi.
Çavuşoğlu’ndan ‘güvenli bölge’ açıklaması
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Sierra Leone Dışişleri ve Uluslararası İşbirliği Bakanı Nabeela Tunis ile ortak basın toplantısı düzenledi. ABD ile varılan “güvenli bölge” mutabakatına ilişkin konuşan Çavuşoğlu, “Henüz detaylandırılması gereken birçok konu var. Söylediğimiz ABD’nin bir oyalama taktiğinin geçerli olmayacağı. Maalesef Münbiç’te böyle bir oyalamaya gittiler, sözlerini tutmadılar” diye konuştu.
Çavuşoğlu, ABD ile varılan mutabakat sonucu kurulma hazırlıkları yapılan “güvenli bölge” konusunda şunları söyledi: “Amerika’dan bu müşterek harekât merkezinin kurulması için bazı askerlerin gelmekte olduğunu sizler de takip ediyorsunuz. Bugün ABD-Avrupa Kuvvetleri Komutan Yardımcısı başkanlığındaki heyet Şanlıurfa’ya gelecekler. Ve İHA’larımız bölgede uçuşlarına başladı. Burada tabii ki de gözlem noktaları olacak, birlikte devriye de gezilecek ama bunlar işin bir detayı.”
DIŞ HABERLER