Antep’te 31 Aralık 2017 akşamı polisin ‘dur’ ihtarına uymadığı iddiası ile polis Hasan Bilki’nin açtığı ateşle ağır yaralanan ve 14 günlük yaşam mücadelesinin ardından hayatını kaybeden Ekrem Görkem Karakan’ın (16) ölümüne ilişkin açılan dosyada, yargı yerinde saydı. Davada gelinen süreci değerlendiren ailenin avukatı Bülent Duran, olayın tarafı olan emniyetin delilleri kararttığını, mahkeme heyetinin ise bir an önce dosyayı kapatmaya çalıştığını savundu. Bugün 3. duruşması görülecek olayın olduğu yerde birçok sabit kameranın ve 360 derece dönen kameranın olduğunu aktaran Duran, emniyetin ilk aşamada kameranın olmadığı yönünde tutanak tuttuğunu belirtti. Duran, Karakan’ın ölümünün ardından savcının 17 Ocak’ta yazdığı müzekkereye ise emniyetin kameraların olduğunu, ancak bozuk olduğu için olay anının kayda alınmadığı cevabını verdiğini dile getirdi.
‘Mahkeme aklama peşinde’
Soruşturmanın ilk aşamasından itibaren emniyetin Karakan’ı öldüren polisi haklı çıkarmaya yönelik bir kurgu kurduğunu söyleyen Duran, yaralı çocuk hastaneye kaldırıldıktan sonra polislerin hastane kayıtlarına olayın ‘trafik kazası’ şeklinde geçmesi için çaba harcadıklarını, cinayetin olayın başında trafik kazasıyla kamufle edilmeye çalışıldığını belirtti. Birçok delilin polisler tarafından karartıldığını vurgulayan Duran, şöyle devam etti: “İfadeler arasındaki çelişkileri, olay tutanakları ve soruşturma aşamasındaki hukuka aykırılıkları dile getirip, olaya şahit olanların huzura çağırılması talebimiz mahkeme tarafından reddedildi. Mahkeme başkanı tarafından iddia makamı mütalaaya zorlandı. Mahkeme hüküm konusunda polisin lehine bir kanaat oluşturmuş. Bu kanaatten dolayı bu dosyada bir an önce karar çıkarıp, tutuksuz yargılanan sanığın aklanması yönünde bir karar çıkarmayı amaçlıyor.”
Savunmadaki derin çelişki
Sanık polisin, kendileriyle paylaşılan canlı bomba istihbaratına dayanarak ateş ettiği yönünde savunma yaptığını aktaran Duran, polisin söylediği istihbari bilginin emniyete 01 Ocak 2018 tarihinde geldiğini söyledi. Olayın gelen istihbari bilginin bir gün öncesinde olduğunu hatırlatan Duran, “Bizim düşüncemiz muhtemelen böyle bir olay olması durumunda ‘sıkın’ talimatı verilmiş. Bir gün sonra gelen istihbari bilgi, bir gün öncesinde gerçekleşen cinayete kılıf yapılmak isteniyor. Bu büyük bir çelişkidir. Bir de canlı bomba olma olasılığı olan bir aracın nihayetinde ki amacı o polisleri yönelik eylemi gerçekleştirmektir. Geri geri çıkan, ısrarla polislerin üzerine gitmeyen, iradesi kaçmak olan bir kişinin burada canlı bomba olmadığı çok açıktır” diye konuştu.
‘İfadeler tutmuyor’
İstihbari bilgide canlı bomba olması tahmin edilen aracın Kia Sorento model, koyu renkli bir araç olduğu yazıldığını sözlerine ekleyen Duran, Karakan’ın kullandığı aracın ise Renault marka gri renkli bir araç olduğunu söyledi. Olaya 12 metre uzakta olan polislerin ifadesine göre onların dahi aracın Renault marka olduğunu gördüklerini anlatan Duran, konuşmasını şöyle noktaladı: “Uzakta olan polis, aracın istihbari bilgide yer alan araç olmadığını görmesine rağmen Karakan’ı öldüren ve araca daha yakın olan polis nasıl göremiyor? Karakan’ı öldüren polis ‘Üzerine doğru yürüdüm. Elim birden tetiğe geldi. Bir patlama sesi geldi’ diyor. Ama patlama sesi, polisin Karakan’a ateş etmesinin ardından aracın direğe çarpmasından dolayı geldiğini birçok polis ifade ediyor. Yani dosya başından sonuna kadar çelişkilerle doludur. Ancak şu bir gerçek, polis ‘dur’ ihtarı olmadan paralel atış pozisyonunda Karakan’ı hedef alarak cinayet işlemiştir. Biz her şeye rağmen hakikati ortaya çıkararak suçlunun en ağır cezayı alması için mücadelemizi sürdüreceğiz.”
ANTEP/MA