Portekiz’de Başbakan’ın istifasına neden olan şeyin başında lityum madeni şirketlerine destekler bulunuyor. ‘Yenilenebilir’ enerji savıyla doğanın altüst edilerek elektrikli araba, GES ve RES gibi depolamalı enerjinin olmazsa olmazı olan lityum madeni yıkım demek
Yusuf Gürsucu / İstanbul
Portekiz’de lityum madenciliği projesinde yolsuzluk soruşturması açılırken biri bakan çok sayıda üst düzey isim için soruşturma başlatıldı. Soruşturma açıldığının duyurulmasıyla birlikte Portekiz Başbakanı Antonio Costa ise istifa etti. Portekiz’in kuzeyinde verilen lityum arama ruhsatı, Sines Limanı’nda hidrojen projesi ve veri merkezi yatırımında yolsuzluk ve nüfuzu kötüye kullanma iddiaları nedeniyle savcılığın soruşturma başlattığı belirtiliyor. Savcılık, Altyapı Bakanı Joao Galamba ve çevre ajansı APA’nın başkanı Nuno Lacasta’nın söz konusu soruşturmada resmen şüpheli olduğunu açıkladı. Başbakanlıktan istifa eden Costa’nın Özel Kalem Müdürü Vitor Escaria ve yolsuzluklardan birinin yaşandığı belirtilen Sines kasabasının Belediye Başkanı Nuno Mascarenhas dahil beş kişi ise gözaltına alındı.
Romano madeni
Soruşturma, Romano (Montalegre) ve Barroso (Boticas – Villa Real bölgesinde) madenlerindeki lityum arama imtiyazlarını, Sines’teki (Setubal bölgesi) hidrojen enerjisi üretim tesisi projesini ve 2014 yılında geliştirilen “veri merkezi” inşaat projesini içeriyor. Montalegre’nin sosyalist belediye başkanı, belediyenin Lusorecursos şirketinin projesine karşı olduğunu hatırlatarak, “Romano madenindeki aramaların durdurulması için mahkemeye idari dava ve ihtiyati tedbir başvurusunda bulunacağız” dedi.
Covas do Barroso madeni
Barroso’da maden açmaya çalışan İngiltere merkezli Savannah Resources Plc adlı şirketin WEB sitesinde, “Portekiz’in çevre düzenleme kurumu ile Savannah’ın projeye ilişkin çevresel etki değerlendirmesi çalışmasını değerlendiriyor” ifadeleri yolsuzluğun ana noktasına işaret ediyor. WEB sitesinde, “Barroso Lityum Projesi’nin sorumlu bir şekilde geliştirilmesi ve işletilmesi, Savannah ve Portekiz’i, 2050 yılına kadar karbon nötrlüğü hedefine doğru ilerleyen Avrupa’nın enerji geçişini desteklemek üzere kurulan, Avrupa’nın hızla büyüyen lityum pil değer zincirinin ayrılmaz bir parçası haline getirecek. Proje her yıl yaklaşık 500 bin elektrikli araç aküsü paketine yetecek kadar lityum üretecek” vurguları dikkat çekiyor.
UNESCO’nun dünya mirası bölge
Portekiz’in kuzeyinde 262 kişinin yaşadığı yaklaşık 30 km2 büyüklüğünde olan Covas do Barroso uzun süredir lityum madencilerinin hedefinde olan doğa harikası bir bölge. Soruşturmaya neden olan bölgede son yıllarda birçok direniş yaşandı. Geçen yaz binlerce kişi Portekiz ve Avrupa’nın birçok bölgesinden Covas’a geldiler ve haftalarca kamp kurarak yürüyüşler yaptılar. Covas do Barroso halkının projeyi kabul etmesi mümkün görülmüyor. 3 yıldır süren mücadelelerde farkındalık çok yüksek. Yapılan etkinliklerde “Su hayattır”, “Covas do Barroso Dünya Tarım Mirası madene hayır diyor” gibi pankartlar madenin nelere yol açacağını çok iyi bildiklerini ortaya koyuyor.
Her şey yok edilecek
31 Mayıs’ta Portekiz Çevre Ajansı’nın her iki maden için “Çevresel etki değerlendirmesi olumlu” olarak duyurmuş olması hiç kimseyi ikna etmediği gibi bu olumlu kararın nasıl alındığı konusunda birçok iddianın ortaya atıldığı belirtiliyor. Yapılan iddiaların Başbakan’ı istifaya, Bakan hakkında soruşturma açılmasına kadar ilerlemesi yolsuzluğu açığa çıkarıyor. Covas’ı Savunma Derneği Başkanı Nelson Gomes, “Kirliliği nasıl temizleyeceğinizi anlamıyoruz, burada ormanları yok etmeniz, çevreyi yok etmeniz, su yollarını yok etmeniz, burada yaşayan halkların hayatlarını yok etmeniz gerekiyor” sorusuna bir yanıt alamazken dernek olarak süreci mahkemeye taşımaya hazırlanıyorlar.
Avrupa’da lityum madenciliği!
Madenciliğin terk edildiği iddiası yapılan Avrupa’da “yenilenebilir enerji” bağlamında adeta bir madencilik patlaması yaşanmakta. Portekiz’in kuzeyindeki dağlarda, ülkenin en büyük ikinci şehri Porto’nun yaklaşık iki saat kuzeydoğusunda UNESCO tarafından Dünya Tarım Mirası olarak ilan edilmiş çok önemli tarım alanları yer almakta. Buradaki Covas do Barroso köyünde Avrupa’nın en zengin lityum yataklarından birinin bulunduğu belirtilerek madencilik operasyonu başlatılmış durumda. Covas köyü, Avrupa genelinde 2030 yılına kadar açılması beklenen yaklaşık 50 yeni madenden sadece birisi ve Portekiz’de yine aynı bölgede ikinci maden alanı ise Romano köyü.
Almanya’dan Sırbistan’a!
Almanya’da ise Vulcan Energy Resources, tuzlu sudan lityum üretmek için maden projesi gündemde. Copperstone Resources şirketi İsveç’te, Adriatic Metals ise Bosna’da NTE madenciliğine girişirken Finlandiya’dan Yunanistan’a kadar tüm Avrupa coğrafyasında yeni madenler kapıda beklemektedir. Dünya maden devi Rio Tinto’nun Sırbistan’daki lityum projesine karşı 2021 yılında büyük kitlesel eylemler yapılmış ve proje askıya alınmıştı. Ancak şirket, madenin aynı noktasında kapasite düşürerek madeni açabilmek için çalışmalarını aralıksız sürdürmekte.
225 milyon yeni araba tüketimi!
Avrupa’da 2030 yılından itibaren karbon yakıtlı araçların üretiminin durdurulacağı yönünde kararlar alındı. Avrupa Birliği’nde (AB) 2021 yılı sonu itibariyle bin kişiye düşen otomobil sayısı 560’tır. AB’yi oluşturan ülkelerin toplam nüfusu ise 1 Ocak 2023’te 448 milyon 400 bin olarak sayılmıştır. Yani bu durumda ortalama 225 milyon adet içten yanmalı otomobil üretimi durdurulacak ve bu süreçte halkın bu araçları elektrikli araçlarla değiştirmeleri için indirimler, teşvikler ve dolaylı baskılar uygulanacaktır. Bu da kısa bir süreçte sadece AB ülkelerinde 225 milyon adet elektrikli araç üretilmesi beklenirken ortaya çıkacak akü ihtiyacı büyük bir doğa yağması, toprak kaybı ve suların zehirlenmesi anlamına gelmekte.
Ekolojik etki araştırmaları yok
Lityumun kaya formunda ekstraksiyonu havayı, suyu ve toprağı zehirler. Lityum 150 mineralden, kilden, çok sayıda tuzlu sudan ve deniz suyundan çıkarılır ve kaya formunda elde edilen lityum gibi aynı olumsuz etkilere sahiptir. Lityum yer kabuğunda ve deniz suyunda çeşitli mineral bileşikleri ve tuzlarda çok düşük konsantrasyonlarda yaygın olarak dağılır. Lityum, reaktifliği nedeniyle doğada hiçbir zaman element formunda bulunmaz, ancak 100’den fazla farklı mineral bileşiğin içinde bulunmaktadır. Ekonomik olarak işletilmeye uygun yataklar nispeten nadirdir ve iki geniş kategoriye ayrılır: Sert kaya (killer dahil) ve tuzlu sular.
Su dengesi yok oluyor
2018’den itibaren yapılan yayınlarda lityum madenciliğinde su dengesiyle ilgili olumsuz etkinin oluştuğu güçlü bir şekilde vurgulanıyor. Lityum madenciliği endüstrisinin çevre üzerindeki etkileri; su akışları, toprak bileşimi ve biyolojik çeşitlilik üzerinde belirgin biçimde gözlenmekte. Lityum yataklarının yakınındaki ekosistemlerin özelliği son derece kırılgan olmaları ve ekosistemin hayvancılık ve kırsal nüfuslar için hayati öneme sahip olduğu bir besin zincirine bağlı alanlar olarak nitelenmektedir. Biriken atık veya drenaj sızıntıları toprak bileşiminde, azalan su tablasında ve aynı zamanda toprağın tuzluluğunda artışa yol açmaktadır.
Hidrolik kayıt tutulmamış
Tuzlu su madenciliğinde potansiyel olarak birbirine fiziksel bağlanabilen iki farklı akiferden yani tuzlu su ve tatlı suyun incelenmesi gerektiği vurgulanmakta. Salamuraya doğru akan veya hareket eden tatlı suyun hacmi, tuzlu su pompalama sırasında veya madencilik yapılmadığında farklı olduğundan hidrolojik verilerin yokluğunda aşırı su çıkarımının meydana gelip gelmediği belirlenemez. Lityum Üçgeni olarak nitelenen Şili, Arjantin ve Bolivya’ya da hidrolojik kayıtlar mevcut değil.
Sularda radikal azalma
Örneğin lagün alanında veya akarsu akışında bir azalma, su kıtlığının doğrudan bir göstergesi olarak kabul edilmekte. Salar de Atacama’daki lagünlerin yüzey alanı 1985-2020 döneminde kışın yarı yarıya azaldığı kayıtlanırken Lityum Üçgeni için yüzey suyu eğilimleri hakkında başka niceliksel bilgi mevcut değil. Doğrudan gözlem kuyularında madencilik öncesi 1986 yılı 2015 yılına kadar su tablasında radikal bir azalma olduğu belirlenmiş durumda.
Flamingolarda üreme düştü
Su seviyelerindeki azalma aynı zamanda flora ve faunadaki değişikliklerden de anlaşılabiliyor. Flamingolar, sulak alanları kullandıkları peyzaj ölçeği nedeniyle çevresel zararın güçlü bir göstergesi olarak kabul ediliyor. Salar de Atacama’da James ve And flamingolarının popülasyonlarında sırasıyla yüzde 10 ve yüzde 12’lik bir azalma rapor edilmiş. 2017-2019’da flamingolarda üreme azalırken popülasyon büyüklüğünü korumak için gereken minimum 1.000 yavru sayısına ise ulaşılamamış.
Büyük bir paradoks!
Atacama’da mikrobiyal yaşamı inceleyen Şilili biyolog Cristina Dorador, “San Pedro de Atacama ve diğer küçük kasabalar kuruyor” ifadeleri bölgede yaşananları ortaya koyarken bölge halkı ise yıllardır ölüm havuzlarına karşı mücadele yürütüyor. Darador, Şili’de yaşananın bir paradoks olduğunu ve “Bir tarafta karbondan arındırmayı, iklim değişikliğini hafifletmeyi ve biyolojik çeşitlilik kaybını konuşuyoruz, diğer tarafta ise iklim değişikliğini destekleyen elektrikli mobiliteye güç sağlamak için çevreyi sömürüyoruz” sözleri yaşanan sürecin büyük bir paradoksa dönüştüğünü gösteriyor.