KHK’li Siyaset Bilimci Prof. Dr. Atilla Güney, ‘Sermayenin dini imanı ahlakı olmaz. Kürtler Batı’dan gelen sempatiye çok tamah etmemeli’ diyerek Ortadoğu’da 21’inci yüzyılın, Kürtlerin yüzyılı olacağı ancak çetrefilli ve sancılı bir süreç yaşanacağını belirtti.
Kanun Hükmünde Kararname’yle (KHK) ihraç edilen Siyaset Bilimci Atilla Güney, Türkiye’nin Kuzey ve Doğu Suriye’ye dönük saldırısı sonrası dün gerçekleşen ateşkes üzerinden bölgedeki gelişmeleri değerlendirdi. Bölgede dengelerin her an değişkenlik gösterdiğine dikkati çeken Güney, kazananın ve kaybedenin kim olduğunu belirlemenin bu sebeple zorlaştığını ifade etti.
’21. yüzyıl Kürtlerin yüzyılı olacak’
Güney, Kuzey ve Doğu Suriye’ye dönük operasyon sürecinde Batı’dan Kürtlere yönelik sempatik mesajların heyecan verici görülmemesi gerektiğini vurguladı. Bölgede sürekli değişen dengelerin yakın geçmişte yaşananların hafızalardan çabuk silinmeye yol açtığını da sözlerine ekleyen Güney, şöyle devam etti: “Bundan 10 yıl kadar önce IŞİD çetelerini Suriye topraklarına kimin soktuğunu, sonrasında onları bu coğrafyaya sokan aktörlerin terörle mücadele adı altında savaş yürüttüklerini hatırlayacak olursak söylediklerim daha da ciddi bir anlam kazanacaktır. Kürtler açısından baktığımızda, Rojava Devrimi sadece Suriye özelinde değil Ortadoğu genelinde de etnik inançsal ve yarı feodal ekonomik yapıları dönüştürmeye aday, istikrarlı bir model olarak hala önümüzde duruyor. Bu aslında sermaye yapılarını rahatsız eden bir durum. Bu haliyle istikrarsızlıktan nemalanan bütün siyasi güçler bu durumdan haz etmeyecektir. Kürtlere bugün Türkiye’nin Suriye sınırında başlattığı savaştan sonra Batı’dan gösterilen sempatiye çok tamah edilmemesi gerektiğini düşünüyorum. Sermayenin dini imanı ahlakı olmaz. Batıda Kürtlere sempati göstermeye yönelik yazılanların, mesajların çok heyecanlandırmaması gerektiğini düşünüyorum. Daha önce de belirttiğim gibi Ortadoğu’da 21’inci yüzyıl, Kürtlerin yüzyılı olacak ancak çok çetrefilli ve sancılı bir süreç yaşanacak.”
‘İktidarın içe dönük baskısı artacak’
Kuzey ve Doğu Suriye’ye saldırı girişiminin, iktidarın yönetememe krizinden çıkış yolu olduğunu ifade eden Güney, bu girişimin durdurulmasının ülke içine dönük baskı ve otoriterleşme, Kürt sorunu üzerinden şiddetlenerek artacağını dile getirdi. Güney, “Savaş denilen olgu siyaseten ekonomik krizin yönetilememesinin iz düşümleridir. Uzun dönem boyunca yazdığım yazılarda iktidarın içine düştüğü bu açmazdan ancak ya bir dış savaş ya da bir iç savaşla çıkabileceğini söylemiştim. Yine toplumu içine sokmaya çalıştığı iç ve dış savaşların iktidarın kendi sonunu getireceğini dile getirdim. Son 1 haftada yaşananlar beni doğrulamış oldu. Son gelişmeler, Türkiye’nin geri adım attığını gösteriyor ancak bu bizi çok da ümitlendirmemeli. Bu kadar hızlı değişen dengeler karşısında her an her şeyin yaşanması mümkün. Dışarıda sürdürmek istediği savaşı uzun süre sürdüremezse, tam sözlük anlamıyla gerçekleşmeyecek dahi olsa, Kürt sorunu üzerinden baskı ve otoriterleşme, hukuk devletinin askıya alınması ve çatışma ortamının içe dönük olarak şiddetlenerek yaşanacağını düşünüyorum” diye konuştu.