Bir futbol müsabakasında Baas rejim güçlerinin saldırısı sonucu 37 kişinin yaşamını yitirdiği Qamişlo Katliamı’nın üzerinden 16 yıl geçti. Yakınlarını kaybeden aileler, ‘O gün direnmeseydik, bugün Rojava olmazdı’ dedi
Nazım Daştan/Qamişlo – MA
Bir futbol müsabakasında Baas rejim güçlerinin saldırısı sonucu 37 kişinin yaşamını yitirdiği Qamişlo Katliamı’nın üzerinden 16 yıl geçti. “O gün direnmeseydik, bugün Rojava olmazdı” diyen çocuklarını kaybeden aileler, “O gün gibi direniyoruz” dedi. Kuzey ve Doğu Suriye’nin Cizîr Bölgesi Qamişlo Kantonu’nda bir futbol maçında yaşanan katliamın üzerinden 16 yıl geçti. Qamişlo Stadyumu’nda 12 Mart 2004 tarihinde oynanan maç sırasında Baas rejimi tarafından yapılan saldırılar sonucu 37 kişi katledildi, çok sayıda kişi ise yaralandı. Qamişlo’da başlayan halk isyanı tüm bölgeye yayıldı.
Rejim ateş açtı
Qamişlo’nun El Cihad ile Dêra Zor’un El-Futwa takımları arasındaki maçta çıkan olaylarda kardeşini yitiren Baran Kawi (30), Qamişlo genelinde halka büyük bir saldırının olduğunu söyledi. Siwan adındaki kardeşinin de stada maçı izlemek için gittiğini belirten Kawi, rejimin halka ateş açması sonucu kardeşinin de yaralandığını kaydetti. Rejimin saldırılarının artması üzerine halkın tüm Qamişlo’da sokaklara çıktığını ifade eden Kawi, “Kardeşim de onlar arasında yer alıyordu. Rejime bağlı güçler halka ateş açıyordu. O da sırtından mermi alıyor. Halk kendini savunmak için rejim güçlerine karşılık veriyordu. O dönemler Ferman Hastanesi vardı. Hastaneye gittiğimizde onlarca yaralı vardı. Kimi başından, kimi kolundan, kimi de ayağından yaralanmıştı. Kardeşim 13 gün boyunca o hastanede kaldı. Ardından rejim güçleri gelip ‘Onu bizim hastaneye götüreceğiz’ diyerek aldılar. Orada durumu daha da ağırlaştı. Onu alarak Halep’e götürdük, dönüş yolunda Til Temir yakınlarında yaşamını yitirdi” dedi.
Savaşa gelmişlerdi
Kawi, maça Dêra Zor’dan binlerce kişinin getirildiğini aktardı. Olaylar başladığında rejim güçlerinin Qamişloluları bir yana Dêra Zorluları da bir yana topladığını dile getiren Kawi, Dêra Zorluların ellerinde taş, sopa, bıçak ve çeşitli kesici aletlerin olduğunu belirtti. “Maça değil, savaşa gelmişlerdi” diyen Kawi, şunları söyledi: “Rejim güçleri Qamişlo halkına saldırırken, Dêra Zor’dan gelenleri sahada toplayıp korudular. Onları sahadan çıkartıp gönderdikten sonra nerede bir kişiyi görürlerse saldırıyorlardı. Halk ise bu saldırılara karşı serhildan ruhuyla ayağa kalktı. Qamişlo serhildanı Dêrik, Girkê Lêgê, Çilaxa, Tirbêspiyê, Amudê, Dirbêsiye, Serêkaniyê, Kobanê, Efrîn, Hesekê, Halep ve Şam’a kadar yayıldı. Tüm Rojava Qamişlo’ya cevap verdi. Şehit düşen kardeşim bizim için bir onurdur. Benim bir oğlum oldu, onun adını Siwan koydum. Ardılları hiç tükenmedi.”
Yine direniyoruz
Saldırılarda oğlunu yitiren 69 yaşındaki Alya Seyid Sirac, o günleri şöyle anlattı: “O günün sabahı bana çok sarıldı. Adı Ciwan’dı oğlumun. O gün misafirlerimiz vardı. Bize haber geldi. Kardeşimin oğlunun yaralandığını söylediler. Ferman Hastanesi’ne gittiğimizde oğlumu, kardeşimin oğlundan önce gördüm. Gördüğüm şeyi hiç kimse görmesin. Oğlum deli gibi titriyordu. Sabah giydiği gömleği kanlar içindeydi. Sonra kardeşimin oğlunu gördüm. Onun da iki bacağı yara içindeydi. Ben ilk defa Ferman Hastanesi’ni görüyordum. Oğlum 17 gün boyunca hastanede kaldı. Ancak kurtulamadı. 17 gün sonra şehit düştü. O günkü gibi direniş ve mücadele halindeyiz.”
Durumun şimdi farklı olduğunu ve rejimin o gücünün artık olmadığını belirten Sirac, “Eğer direnmeseydik, bizi çarmıha gererlerdi. Bu uygulamaları unutulmaz ve gizlenmez. O zaman ellerinden geliyordu, şimdi ise durumlar farklı, Kürtler artık güç sahibidir” dedi.