• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
8 Haziran 2025 Pazar
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Yazarlar Hüseyin Bul

R.M.N: Irkçılık ve nefret öldürür

21 Kasım 2023 Salı - 00:00
Kategori: Hüseyin Bul, Yazarlar
Sus!

Irkçılık için her zaman bir bahane vardır. Bazen bir travma, bazen bir sendrom ve ekseriyetle başkasına/türe olan tahammülsüzlüğü besleyen kültürel tembelliğin doğurduğu faşist bir bakış. Farklı hallerde tezahürünün altında toplumsal önyargılar olmasının yanında korku faktörünü de unutmamak lazım. Ülkesine göç etmek zorunda kalan herhangi bir yabancının -ırkı hiç önemli değil- yarın kapısına dayanacağını düşünür, işini elinden alacağını düşünür. Mesleği niteliğinin hiçbir önemi yoktur. Sınıfında hızlı/ ağır öğrenen bir öğrencinin kendini zora düşüreceğini düşünür. Kendi gibi düşünmeyen, sorgulayan, araştıran bireylerin bin bir hileyle oturduğu koltuğu/mevkiyi/makamı sallayacaklarını düşünür. Eril penceresinde kadın, lubunya, gey, lezbiyen ve feminist fark etmez, ötekidir. Ötekiye tahsis edilense, az oksijen, düşük iş gücü, az maaş/ücret ve mümkünse göz önünde olmaması; kendinden uzak olması; erk alanına girmemesi/müdahale etmemesi.

Önyargı iki tarafa da zarar verir

Bu girizgâhı geçen yıl 75. Cannes Film Festivali’nde Altın Palmiye’ye aday olan ancak eli boş dönen Cristian Mungiu’nun R.M.N filminden dolayı yaptım. Film, ırkçılık, önyargı ve göçmenlik konularına eğiliyor. Filmin birkaç ayağı var; din her zaman çoğunluğun/gücün hizmetinde olmuştur. Önyargının etkisi tek taraflı değildir; karşı tarafa olduğu gibi kendine de zarar verir. Kadına şiddetin coğrafyası erkektir.

Matthias Almanya’daki mezbaha işinden ayrılıp Romanya’daki köyüne dönmek zorunda kalır. Köyde eşi ve çocuğu vardır. Eşi çocuğuyla ilgili bir rahatsızlığının olduğunu, acele gelmesi gerektiğini söylediği sahne filmin ana izleğini oluşturuyor. Başka ülkeye çalışmak için gitmiştir, çalıştığı halde işyeri amiri/şefi bunu küçümser, hakir görür ve ırkçı ifadeler kullanarak aşağılar. Buna tepkisi işine mal olmuştur. Köyüne döndüğünde işler hiç de iç açıcı değildir. Artık ne işi vardır ne de mutlu bir evliliği. Üzerine bir de hasta bir babası… En kötüsü de yaşadığı bir olaydan dolayı artık konuşmayan bir oğlu. Rudi (Mark Blenyes) her gün tek başına ormanın içinden geçerek okula giderken gördüğü bir manzaradan dolayı konuşamaz. Gördüğünün ne olduğunu yönetmen bize göstermez. Bu da merak ve gizemi artırarak gergin bir atmosfer yaratır.

Filmin ilk yarısında bu karanlık ve gergin atmosferi hissetmek biraz zor olsa da film ilerledikçe Matthias’ın eski sevgilisine yakınlaşması, karısının bunu bilmesi, çocuğa destek olayım diyerek tek başına okula gitmeye zorlaması, babasının tek başına kalamayacak derecede hastalığının ilerlemesi ve neredeyse çevre ülkelerden her milletin olduğu köye iki yabancının gelmesiyle işler çığırından çıkar.

Hiçbir zaman kabahati kendinde aramayan güruh

Köyün tek fırınında çalıştıracak işçi bulamayan işletmeci çareyi ilan vermekte bulur. Ancak yöre insanı pek ilgi göstermez işin bu pozisyonuna. Çünkü teklif edilen asgari ücrettir. Çalışmaktansa yardımlarla hayatını idame ettirme daha cazip gelir köydekilere. Dışarıdan komisyoncuların aracılığıyla Sri Lanka’lı iki kişinin işi kabul etmesiyle çalışan sayısı belli bir rakamı geçtiği için işletme Avrupa Birliği’nden destek almayı hak eder.

Kozmopolit köydekilerin başka renkte ve başka dilde konuşanlara tavrı nettir; köyü terk etmelerini isterler. İlk önce işlerini ellerinden aldıklarını söylerler ancak işin rengi başkadır. Başkalarına tahammülleri yoktur. Müslüman olup olmadıklarını bilmedikleri bu iki Sri Lanka’lıyı kiliseden bile kovarlar. Fırının çıkardığı ekmeklere dokundukları için ekmek almazlar.

Ortadoğu, Ukrayna ve İsrail-Filistin savaşlarından dolayı neredeyse dünyanın bütün ülkelerinde göçmenlere karşı olan hoşgörüsüzlüğü küçük bir köy üzerinden anlatan yönetmenin toplumsal şiddetin faşizan boyutlardaki hezeyanlarına odaklanıyor. Klu Klux Klan üyelerinin kafalarına geçirdikleri şapka/örtü/kukuletalarla kendilerini saklayarak ortalığı yakıp yıkan ırkçılara göndermede bulunduğu sahnenin gece çekilmesi ise kurt puslu havayı sever niteliğinde.

Erkek cumhuriyeti

Filmin ilk sahnesindeki mezbaha görüntülerini tarafsız izleyen biri için insan türünün nasıl soğukkanlı bir varlık olduğunu görebilir. Mezbaha sahnesiyle köyde domuzun boğazlandığı sahne yan yana koyulduğunda bireysel ve toplumsal eylemlerin yanlılığına çok güzel bir örnek. İnsan olarak başka türe olan hıncımız/bağımlılığımızı özetlerken nasıl da bu gezegeni yavaş yavaş tek tipleştirip bitirdiğimizi görebiliyoruz.

Filmin kadın erkek ilişkisine eğildiği can alıcı sahnelerinden biri hiç şüphesiz ki iki Sri Lanka’lıyı nefret saldırıları sonucu evine almak zorunda kalan Csilla’nın (Judith State) sevgilisi Matthias’ın (Marin Grigore) sorduğu soruya verdiği cevap ve filmin final sahnesidir. Kadına şiddetin coğrafyası yoktur, bu konuda tek coğrafya vardır; erkek cumhuriyeti.

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

Hollanda’ya kadın başbakan mı geliyor?

Sonraki Haber

73 fermanla yolu birleşen kadınlar ve Kobanê

Sonraki Haber
Yazarlar

73 fermanla yolu birleşen kadınlar ve Kobanê

SON HABERLER

Barış bir mücadele sorunudur

Kürt siyaseti oyun kurucudur

Yazar: Yeni Yaşam
8 Haziran 2025

Sevk-sürgün rüzgarı yeniden esiyor

Barış adımları beklentisi sonbahara ertelendi

Yazar: Yeni Yaşam
8 Haziran 2025

Çığlık amacına ulaşmıştır!

Çığlık amacına ulaşmıştır!

Yazar: Yeni Yaşam
8 Haziran 2025

Göral: Yeni bir hat oluşturulmalı

Göral: Yeni bir hat oluşturulmalı

Yazar: Yeni Yaşam
8 Haziran 2025

Jin Dergi’nin yeni sayısı yayında

Jin Dergi’nin yeni sayısı yayında

Yazar: Yeni Yaşam
8 Haziran 2025

DEM Parti, DBP ve KNK’den 1 Mayıs mesajı

DEM Parti’den bayram ziyaretleri: Gündem süreç

Yazar: Yeni Yaşam
7 Haziran 2025

Abdullah Öcalan’ın ‘Özgürlük Sosyolojisi’ Arjantin’de okuyucu ile buluştu

Abdullah Öcalan’ın ‘Özgürlük Sosyolojisi’ Arjantin’de okuyucu ile buluştu

Yazar: Yeni Yaşam
7 Haziran 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır