Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi, DAİŞ’in Reqa’da yaptıklarını anlatan bir müze açtı. Sergilenen fotoğraflar ve infaz aletleri o dönemin halk üzerindeki etkisini anlatırken, müze aynı zamanda özgürlüğün nasıl kazanıldığını da belgeliyor
Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi Kültür ve Tarih Kurulu tarafından Reqa’da, DAİŞ’in bölge halkına ve özellikle kadınlara uyguladığı vahşeti gözler önüne sermek için bir müze açıldı. Gerçek belgeler ve fotoğraflarla hazırlanan müze, DAİŞ’in 5 yıllık işgali sırasında yaşanan insan hakları ihlallerini belgeleyerek, toplumsal hafızayı canlı tutmayı amaçlıyor.
‘Halkın yaşadıkları belgelenmeli’
Kültür ve Tarih Kurulu Eşbaşkanı Senferans Şerif, “Bu müze, halkın direnişini, yaşadığı acıları ve DAİŞ’in sistematik ihlallerini gelecek nesillere aktarmak için açıldı. Bölge halkı için o dönem yeniden doğuş öncesindeki karanlık bir çağdı” dedi.
Belgeleri halk topladı
Senferans Şerif, müzenin açılışına yaklaşık bir buçuk yıl süren titiz bir hazırlık süreci sonucunda ulaşıldığını belirtti. Bu süreçte, o döneme tanıklık eden halktan belgeler, fotoğraflar ve objeler toplandığını aktaran Senferans Şerif, “Amaç, o dönemde yaşananları mümkün olduğunca sahici ve doğrudan kaynaklardan aktarmaktı” diye belirtti.
DAİŞ’e karşı verilen mücadele de anlatılıyor
Müzede yalnızca DAİŞ’in işlediği suçlar değil, aynı zamanda halkın ve Demokratik Suriye Güçleri ile Kadın Savunma Birlikleri’nin (YPJ) direnişi ve özgürlük mücadelesinin de belgelendiğini söyleyen Senferans Şerif, “Rakka halkı bu terör örgütüne karşı büyük bir direniş sergiledi. Kadınlar ve gençler öncülük etti. Bugün özgürlükle tanıştılar, bu kolay olmadı” diye konuştu.
Bölümler ve içerikleri
Senferans Şerif müzenin bölümlerini şu şekilde anlattı:
Fotoğraf ve Tanıklıklar Bölümü: Bu bölümde, DAİŞ’in uyguladığı infaz yöntemleri, zorla çocuk asker kullanımı, beyin yıkama teknikleri ve halka uygulanan işkence belgelenmiş.
Gerçek fotoğraflarda çocukların intihar eylemlerine zorlandığı, halka açık infazlar yapıldığı, kafa, el ve ayak kesmeler gibi korkunç sahneler görülüyor. Ayrıca binlerce kişinin kaybolduğu, zorla kaçırıldığı veya öldürüldüğüne dair belgeler yer alıyor. Bazı fotoğraflarda DAİŞ’in halka açık infazlara sahne olan ‘Naim Meydanı’ yerel halkın deyimiyle “Cehennem Meydanı” da gösteriliyor.
- Fiziksel objeler ve heykeller bölümü: Bu bölümde DAİŞ’in kullandığı kesici aletler (kılıç, bıçak, pala vs.), idam sehpası benzeri nesneler ve bazı heykeller yer alıyor. Özellikle meydanda yapılan infazları temsil eden minyatür modeller dikkat çekiyor. Naim Meydanı’nın küçük bir modeli, meydandaki infazlara tanıklık eden nesnelerle birlikte sergileniyor.
- Evraklar ve emirler bölümü: Bu kısımda, DAİŞ’in kendi iç yazışmaları, idam ve ceza kararları, patlayıcı döşeme emirleri, zorla ‘tövbe kursları’, eğitim sisteminin kaldırılmasına dair kararlar gibi yüzlerce resmi belge yer alıyor. Belgeler, DAİŞ’in nasıl organize olduğunu ve sistematik olarak bölgeleri nasıl yönettiğini ortaya koyuyor.
- Kadınlara yönelik ihlaller bölümü: Kadınlara yönelik şiddet bu müzede özel bir bölümle ele alınmış. Tamamen siyah kıyafetli ve zincirlenmiş bir kadın heykeli, DAİŞ’in kadınları nasıl baskı altına aldığını temsil ediyor. Ayrıca Ezidi kadınların köle pazarlarında satıldığını gösteren gerçek fotoğraflar da yer alıyor.
- Kadınlar o dönemde en büyük bedeli ödedi. Taşlanarak öldürmeler, zorla evlendirmeler, köleleştirme olayları sıkça yaşandı. Bu bölüm, kadınların çilesini simgeler.”
‘O karanlık günler dönebilir’
Senferans Şerif, müzenin aynı zamanda gelecekte benzer bir karanlık dönemin yaşanmaması için topluma bir uyarı niteliğinde olduğunu vurgulayarak şunları söyledi:
“Bölge, DAİŞ’den arındırılmış olsa da hâlâ zaman zaman bazı hücrelerin hareketliliği gözlemleniyor. Bu nedenle halk uyanık olmalı.”
Senferans Şerif, konuşmasının sonunda kadınlara şu çağrıda bulundu:
“Kadınlar devrimin öncüsüydü. Bugün özgürlüklerini ve haklarını kazandılar. Artık lider pozisyonundalar. Bu kazanımları korumak ve yeniden kaybetmemek onların sorumluluğunda.”
Kaynak: NûJINHA