‘Dün arkadaşım Burhan Barut, çürük dişini çekmeye gidiyor, diş revirine! Çürük dişi çekileceğine sağlam dişi çekiliyor. Doktor hanım özür diliyor. Bu önemli bir meziyet! Ağzında tampon, tüm ağzı uyuşuk…’
Hüseyin Aykol \ İçeriden
Antalya S Tipi Cezaevi’nde tutulmakta olan kadim mahpuslardan Burhan Güneş, Adil Okay’a gönderdiği 15 Kasım 2024 tarihli mektubunda şöyle diyor: “5 Eylül 2024 tarihinde revire baş ağrısı, kas ağrısı, boğaz alerjisi, ishal vb. şikayetlerle gitmiştim. Revir doktoruna şikayetimi anlatırken benim anlatış tarzımla, gırtlak yapımla dalga geçmiş ve muayenemi yarıda bırakmıştı. Yoğun başvurularım neticesinde (ki genelde dilekçelerimiz yerlerine ulaşamıyor, insanlık hali. Bazen dilekçeler kayboluyor!) Sağlık Bakanlığı ifademi aldı. Bu ifadeyi avukata ulaştırdım. Sonra ne oldu bilmiyorum. Bu süreçten bu yana 10 kilo verdim. Henüz revire çıkarılmadım. Dilekçelerimin hiçbirine cevap alamadım.
Son iki aydır kendi ücretimle diş ipi almaya çalışıyorum. Bir diş ipi almak ne kadar zor olabilir ki? Kurum kantininde satılmıyor.
Dış Kantin servisine yazdım. “Dış Kantin kalktı. Diş revirine çıkacaksın!” denildi. Diş doktoruna çıktım. Doktor hanım “Revire dilekçe yaz görevliler alır!” dedi. Revire dilekçe yazdım. Son iki yazdır yazıyorum, hiçbir yetkili görevli bulamadım. Bugün şansım yaver gitti. Genelde son dönemler haftada 1-2 kez aramaya gelirler. Sadece personel gelir. Bugün başlarında müdür vardı! Müdür Bey’le görüştüm. Diş ipini sordum. “İdare ve Gözlem Kuruluna yaz, kurul karar verirse diş ipi alır veririz” dedi. “Ama raporum var!” dedim. “Onu da yaz!” dedi. Şimdi biri sorabilir, “İşte hemen yaz hallolur!” şeklinde ama iki yıldır buradayım, İdare ve Gözlem Kurulu’na yazdığım onlarca dilekçemden hiçbirine yanıt alamadım.
Pandemi öncesi -yani 2021 yılında- Bolu F Tipi Cezaevi’ndeyken peşin para yatırarak implant üç diş yaptırmak istedim. Orada sadece üç vida takılmıştı ve üstüne üç diş geçirilecekti. Ancak belli bir zaman sonra hastaneye götürülmediği için ve araya Pandemi girdiği için söz konusu dişler Bolu’da takılamadı. 2023 yılında buraya sevk edilince, Bolu F Tipi, implant dişleri yapan firma, ailem ve buranın reviri arasındaki yazışmalara rağmen, implant dişlerim halen takılmadı. Diş ipimi işte ağzımdaki bu vidaları temizlemek için istiyorum!
Dün arkadaşım Burhan Barut, çürük dişini çekmeye gidiyor, diş revirine! Çürük dişi çekileceğine sağlam dişi çekiliyor:) Doktor hanım özür diliyor. Bu önemli bir meziyet! Çünkü genelde yanlışı bu ülkede kabullenen insan bulmak zor. “Pazartesi gel çürüğünü de çekelim” diyor. Ağzına tamponu koyuyorlar! Ağzında tampon, tüm ağzı uyuşukken bir revir görevlisi “Burhan Güneş, senin diş meselenle ilgili… (çoğunu Burhan Barut anlamıyor, çünkü sağlam dişi çekilmiş, şok halinde! Ağzında tampon var! Ve kendi Burhan Güneş değil). Seni sevk edeceğiz” falan filan deniliyor. Tam anlamıyor. Burhan Barut üst katlarda bir yerlerde hücrede. Bugün hücresinden bağırıp anlatmaya çalışıyordu. “Beni senle karıştırdılar, konuşamıyordum, hem değilim, diyemedim, galiba sevk edecekler” dedi. Görevlilere durumu sordum. Ve bugün 15 Kasım 2024 Cuma saat 18:00. Mesai bitti. Bilgi gelmedi!
Bir şeylerin izahı olmuyorsa mizahı olur. Üç yıldır ağzımda üç demir çubuk! Üzerlerinde diş yok! Bu demirleri temizlemek için diş ipi lazım. Paramla alamıyorum. Yemek yemekte zorlanıyorum. Birileri acele ettiğimi düşünebilir, hak veririm. Bu hususla ilgili hala başvuru yapmaya devam ediyorum. Ancak şu ana dek geri dönüş yapan yok.
Şimdi burada hiçbir sosyal aktivitemiz yok. Günde 1,5 saat havalandırma. Haftada 1 saat spor! Bu 1 saat spor 45 dakikaya indirildi! Ayrıca her hafta da uygulanmıyor! Yani ayda eskiden 4 saat bir sahaya çıkartılıyorduk. Küçük, altı plastik çimden oluşan, kalesi bile olmayan bir saha! Şimdi ayda üç kereye indirildi. Süre de 45’er dakikaya indirildi. Yani ayda toplamda 2 saat 15 dakika spor yapabiliriz! Başka hiçbir aktivitemiz yok. Günün 22,5 saatini küçük ve dar bir hücrede geçiriyoruz! Yemekler iyice kötüleşti. Örneğin sulu patates yemeği diye bir yemek verilse, içinden patates çıkmıyor; türlü denilerek verilen yemekte bir adet sebze parçası çıkarsa ne ala!
Sorunlarımızı iletelim diye kapılara vurduk; hakkımızda soruşturma başlatıldı! Oh be dedik. En azından sorunlarımı anlatacak bir muhatap bulurum dedim. Savunmam alınacak! Müdür hanım geldi ifade almaya! Neden kapıya vurduğumu sordu. Ben sorunları sıralamaya başladım. “Bunları tutanağa geçemeyiz,” deyip ifade alma işlemini bitirdi:) Yine dinlenilmedik!
Hasılı bu kapılara vurmaktan 11 gün hücre cezası alanlar oldu! Benim ‘cezam’ gelmedi daha sabırsızlıkla bekliyorum. Şimdi hücrede kalanlara hücre cezası nasıl uygulanır onu anlatalım. Normalde hücreler yan yana. Hücrenin duvara bakan penceresinden seslendin mi yan hücreleri duyarsın. Hasılı hücre cezası aldın mı seni hiç kimsenin duyamayacağı bir yere götürüyorlar. Televizyonunu alıyorlar, küçük FM radyonu alıyorlar! Günlük gelen gazetelerine el konuluyor. Mektupların verilmiyor, haftada 1 saat olan spora çıkamıyorsun. Ailenle telefonla görüşmen yasaklanıyor, ailenle görüş ziyaretin yasaklanıyor! Hasılı durum bunlar.
Şimdi hücreye götürülmeden evvel “hücreye götürülmesinde, konulmasında sakınca yoktur” şeklinde doktorun raporu lazım! Şimdi Salih Gökalp ile Mehmet Zirip adlı arkadaşlarımızı bunun için revir doktoruna çıkardılar! İşte biz buna kahkaha attık! Normal hastalıklarımız için revir yok! Hücreye götürülmek için revir var. Bu arkadaşlar doktora hastalıklarını söylemişler. Ancak doktor “Bu hücre içindir. Diğer sorunlarınızla ilgilenmem!” demiş!
* * *
İzmir-Kırıklar Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde tutulmakta olan gazeteci arkadaşlarımızdan Kenan Karavil, 12 Aralık 2024 tarihli mektubunda şöyle diyor: “Beni soracak olursanız, sağlığımda öyle ciddi bir problem yok. Baş ağrısı, boyun fıtığı gibi cezaevi hastalıklarını saymazsak kalıcı bir rahatsızlığım yok denebilir. Cezaevi durumlarını zaten yakinen biliyorsunuz. Bizim-benim durumumda herhangi bir değişiklik yok. Halen tekli hücrelerde kalıyoruz. Sayımız artmaya devam ediyor. 30 kişi olduk.
Burada ‘ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası’ almış kişileri uygulanan rejimde bulunduğumuzu ve bu yüzden başka cezaevlerine sevkimizi istediğimize dair Adalet Bakanlığı’na ve başka kurumlara yazdık ama karşılığında herhangi bir ses-seda alamadık. Benim cezam dört ayın altına düştü. Yine de vaktimi okuyarak geçirmeye çalışıyorum. Zaten cezaevlerinde zaman kılıç gibidir; ona karşı yarışmazsan seni keser:) Yeni yılın tüm insanlığa, özgürlük için kalbi atanlara huzur getirmesi dileklerimle…”
* * *
Antalya S Tipi Cezaevi’nde Zaim Hişman Ali isimli bir Suriyeli Arap vatandaşı bulunuyor. Bir gün arabası Kobanê’de SMO güçleri tarafından durduruluyor ve YPG’lilere yemek götürdüğü gerekçesiyle, Türkiye’ye teslim ediliyor. Ali’ye tek celselik bir duruşmada ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilmiş.
Ortada silah yok, çatışma yok, yaralı yok, ölü yok ama onlara yemek götürdüğüne göre YPG’lidir. YPG’liyse, bölücüdür; bölücüyse hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilmesinde hiç sakınca yoktur diye düşünülmüş. Dahası Zaim Hişman Ali, 17 yaşında. Ama yaşı da 18 gösterilmiş ki, böylece kendisine ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilebilinsin diye…
Kendisi Arapça’dan başka bir dil bilmiyor. Tek celselik mahkemede de derdini anlatamamış. Cezaevinde öğrenebildiği kadar Türkçeyle derdini çevresindeki mahpuslara anlatmaya çalışmış. Onların hazırladığı dilekçelerle, konu İnsan Hakları Derneği, CİSST, Meclis İnsan Hakları Komisyonu ve DEM Parti’nin ilgili komisyonlarına iletilmiş. Şimdiye kadar sadece CİSST’ten ilgilenen olmuş. Onların hazırladığı dilekçeyle mahkemeye yapılan başvuru da anında reddedilmiş. Zaim Hişman Ali’nin durumuna yeniden dikkat çeken arkadaşları, insan hakları kurumlarına duyarlılık çağrısında bulunuyor.
* * *
İzmir-Şakran 2 nolu T Tipi Cezaevi’nde tutulmakta olan Hüseyin Güçlü, 9 Aralık 2024 tarihli kartında yeni yıl dileklerini iletmiş: “Yeni yıl gelip çattı. Ortadoğu yine kaynar kazan halinde. Ezilen halkların mücadeleleriyle geleceklerini gördükleri ve demokratik uygarlık değerlerinin galebe çaldığı bir yıl olmasını diliyorum! Murat, Fırat, Fikri ve Servet arkadaşlar da aynı duyguları paylaşıyor ve yeni yılınızı kutluyoruz!”