Roboskî İçin Adalet Girişimi, 28 Aralık 2011’de 34 sivilin yaşamını yitirdiği katliamın 163. ayında Ankara’da anma düzenledi. İHD’li Tanju Gündüzalp, cezasızlık politikalarıyla yüzleşilmeden, failler yargılanmadan onurlu bir barışın mümkün olamayacağını vurguladı
Roboskî İçin Adalet Girişimi, 28 Aralık 2011’de Şirnex’in Qileban (Uludere) ilçesine bağlı Roboskî köyünde savaş uçaklarıyla düzenlenen bombardımanda katledilen 34 sivilin anısını yaşatmak ve adalet mücadelesini sürdürmek amacıyla her ay yaptığı anmalara devam ediyor. Katliamın 163’üncü ayında Ankara Sakarya Caddesi’nde açıklama yapan girişim, bir kez daha sorumluların yargılanmasını talep etti.
‘Katiller bulunsun, Roboskî bir daha asla’ yazılı pankartın taşındığı anmada konuşan İnsan Hakları Derneği (İHD) üyesi Tanju Gündüzalp, katliamın üzerinden geçen yıllara rağmen etkin bir hukuki sürecin işletilmediğini hatırlattı. Roboskî’de yaşananları sadece bir olay değil, sistematik bir cezasızlık politikasının ürünü olarak değerlendiren Gündüzalp, “Roboskî’yi unutmadık, unutmamak bir direniştir” dedi.
Ankara’ya, Roboski’ye, Suruç’a adalet
Tanju Gündüzalp, Roboskî ile sınırlı olmayan adalet taleplerini şöyle sıraladı:
“Roboski’yi unutmadık, unutmamak bir direniştir. Adalet talebimiz de Roboskî ile sınırlı değildir. Yine 20 Temmuz 2015’te Suruç’ta barış için yola çıkan 33 gencimizi, 10 Ekim 2015’te Ankara Garı’nda barış mitinginde katledilen 103 insanımızı da unutmuyoruz. 10 yıl boyunca ne Ankara Garı’nın ne de Suruç’un gerçek failleri yargılandı. Bu katliamlar, barışın sistematik şekilde nasıl hedef alındığını, cezasızlığın nasıl devlet politikasına dönüştüğünü göstermektedir”
‘Adalet arayışımızdan asla vazgeçmeyeceğiz’
Tanju Gündüzalp, geçtiğimiz günlerde yaşamını yitiren Cumartesi Anneleri’nin sembol isimlerinden Emine Ocak’ı da şu sözlerle andı:
“30 yıldır Galatasaray Meydanı’nda ‘Kayıplar bulunsun, failler yargılansın’ diye oturan Cumartesi Anneleri’nin sembol isimlerinden Emine Ocak’ı bu ay yitirdik. Tüm anneler ve kayıp aileleri ile devletin karşısına kayıpları için dikilen onurlu bir annenin vedası, bu coğrafyanın adalet ve barış talebine mezar kazılamayacağının net bir göstergesidir. 30 yıllık bu direniş, cezasızlığa karşı verilen en kararlı mücadelelerden biridir ve bu mücadele adalet arayışından asla vazgeçilmeyeceğinin de somut bir kanıtıdır.”
‘Barış için devlet kendi suçlarıyla yüzleşmeli’
Barış süreçlerinin başarısız olmasının nedenlerinden birinin de devletin kendi suçlarıyla yüzleşmemesi olduğunu belirten Tanju Gündüzalp şu sözlerle yüzleşmenin şart olduğunu vurguladı:
“Gerçek bir barış, sadece silahların susmasıyla değil, mağdurların haklarının gözetildiği, hakikatin ortaya çıkarıldığı, toplumsal onarımın sağlandığı ve geçmişle yüzleşildiği bir zeminde mümkündür ve inşa edilmelidir. Geçmiş barış süreçlerinin başarısızlığının bir nedeni de devletin işlediği suçlarla yüzleşmemesi, cezasızlık duvarını yıkmamasıydı. Roboskî failleri yargılanmadan, Cumartesi Anneleri’nin talepleri karşılanmadan, Ankara Garı ve Suruç
Tanju Gündüzalp son olarak, her ayın 28’inde Roboskî’yi anmaya, adalet arayışını sürdürmeye devam edeceklerini belirtti ve şu sözlerle konuşmasını sonlandırdı:
“Unutmadık, unutmayacağız, unutturmayacağız. Roboskî için adalet! Kayıplar için adalet! Suruç ve Ankara Garı için adalet! Barış için hakikat, tutsaklara özgürlük, hepimiz için özgürlük!”
Kaynak: MA