• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
10 Ağustos 2025 Pazar
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Manşet

Rohilat Efrîn: Artık eski günlere dönülemez

10 Ağustos 2025 Pazar - 00:00
Kategori: Manşet, Ortadoğu, Söyleşi
Rohilat Efrîn: Artık eski günlere dönülemez

YPJ Genel Komutanı Rohilat Efrîn, gazetemiz Yeni Yaşam’ın sorularını yanıtladı: 

19 Temmuz Devrimi ile toplumun kendini ayakta tutması için gerekli olan tüm kurumlarda kadın önemli bir düzeyde yer alarak rolünü oynadı. Bu bir bilinç yarattı. Bu sayede birçok kesime ilham kaynağı olmayı başardı. Şimdi de bizleri iradeleştiriyor.

Doğan Cihan

Kadın Savunma Birlikleri Genel Komutanı Rohilat Efrîn, söyleşinin bu bölümünde, Alevi Araplara, Dürzilere saldırının arka planını açıyor. Rohilat Efrîn, saldırıların sürdüğü Süveyda’da yaşayan Dürzi hakına ulaşacak bir koridorun açılması, yardımların ulaştırılması gerektiğini vurguladı. Rohilat Efrîn, silah ve entegrasyon konusundaki tartışmalara yaklaşımlarının ne olduğunu da vurguladı. Çok sayıda başlığa dair Rohilat Efrîn’in yanıtları şöyle:

  •  Dürzi liderlerin Rojava’ya insani koridor açılması çağrıları oldu. Kimler neden engelliyor?  Bu anlamda DSG ile Kuzey ve Doğu Suriye yönetiminin yapabilecekleri nelerdir?

Bizim de QSD, YPG-YPJ ve Özerk Yönetim olarak birçok girişimimiz oldu. Birçok açıklama da yapıldı. Biz de acı çeken bir halk olarak aslında Dürzi halkı ile aynı yoldayız. Nasıl ki Şengal sürecinde koridor açtık ve Şengal’de bulunan halkın çığlığına ses olduk. Bu yanlış bir şey değildi ki bize dönsün. Kobanê’ye yönelik saldırı olduğunda Bakur halkı tüm imkânlarıyla bir koridor açtı. Şimdi de Süveyda’da bulunan Dürzi halkımıza Özerk Yönetim birçok yardımda bulundu. Bundan sonra da elimizden ne gelirse gelsin yapmaya devam edeceğiz. Görüşme yaptığımız güçlerle koridorun açılması yönünde talebimiz olduğunu ilettik. Nasıl ki Rojava devrimi sürecinde her yerden insanlar geldiyse, Dürzi halkı da koridorun açılmasını ve kendisine destek verilmesini hak ediyor. Dürzi halkı bu topraklarda yaşayan esas halklardan biridir, bu topraklarda yaşama hakkı vardır. Bu görülmelidir.

  •  Bir yandan diplomasi trafiği sürüyor. Dürziler neden toplantılara dahil edilmedi? Sizlerde de Amman veya Paris toplantılarına da yansıtılmıştır; Dürzilerin talepleri nelerdir?

Dürzi halkı kendi iradesiyle yaşamak ve Özerk Yönetimle yürümek istiyor. Suriye’nin birliğine karşı değildir. Özerkliği tanınmalıdır. Böyle yaşamak ama seninle de iletişim ve birlik içinde olmak istiyorum diyor. Dürzi halkı kendi iradesi, gücü ve inancıyla var olmak istiyor. Yapılan birçok toplantıda da diğer devletler Dürzilere yönelik yardımların gönderilmesi gerektiğini ifade ettiler. Birçok açıklama da yapıldı. Şimdi Süveyda’ya yapılan saldırıların bir benzerinin bizim bölgelere de olabileceği tehlikesi var. Süveyda’da katliam yapanların tamamı SMO değil. Bedevi aşiretlerinin bölgede bulunan birçok yerde farklı örgütlemeler yaptıkları ve FEZA adı altında kentte gittikleri bilgisi var. Zihniyet aynı zihniyettir. Bizim bölgelerde de örgütlenmeler yapılıyor.

  •  ABD Suriye Özel Temsilcisi Thomas Barrack’ın federalizmin mümkün olmadığı açıklaması, tek bayrak, tek devlet, tek millet gibi çıkışları sonrası Türkiye hükümeti YPG ve YPJ’nin derhal silahsızlandırılması gerektiği açıklamaları yaptı. Hükümet basını da bunu yoğunca gündemleştirdi. Sizin değerlendirmeniz nedir bu konuda?

Suriye’yi çatışma ve kaos ortamından uzaklaştıracak olan sistem merkezi olmayan bir sistemdir ya da federasyondur. Eğer bir toplum çok renkliyse, o renkler görülmelidir. Böylesi bir dönemde merkezi olmayan sistem üzerine durulmalıdır. Bu bütün halklar için geçerlidir. Farklılıkların hakları temelinde demokrasi olmazsa tekçilik ortaya çıkar. Tek devlet, tek bayrak, tek dil anlayışı açığa çıkar. Baas rejimi yıkıldı, şu an bir değişimden bahsediyoruz. Peki, madem değişim sürecindeyiz, Suriye Arap Cumhuriyeti yerine neden Suriye Demokratik Cumhuriyeti olmasın?

Bundan kaynaklı eğer çözüm gelişmezse daha kapsamlı bir savaşın olacağı öngörülüyor. Hatta çok büyük bir iç savaş yaşanır. Şu an halklar arasında savaşlar yapılıyor. Herkes bu anlamda kendi tarafından hassas olmalıdır. Sahil ve Süveyda’daki durum tam olarak buydu. Bizim yaşadığımız kentlerde de halkları karşı karşıya getirme yaklaşımı var. Bu çok tehlikeli bir durumdur. Suriye’deki bu tabloda savunmasız yaşanmaz. QSD, YPJ olarak bu süreçte silah bırakmamız mümkün değildir. Saldırılar ve istikrarsızlık devam ediyor. Bölgemiz üzerinde tehlikeler var.  DAİŞ’in saldırıları düşünüldüğünde bile biz silahlarımızı bırakamayız. 31 Temmuz’da Derazor’a da bir bölgemize saldırı oldu ve 5 arkadaşımız şehit düştü. Bunun dışında son 8 ay içerisinde DAİŞ’in uyuyan hücrelerinin saldırısı oldu. Suriye’nin birçok kentinde, özelde kadına yönelik saldırı var. Yani bölgede yaşananlar silah bırakmayı olanaklı kılmıyor. Suriye’de güvenli bir ortam yaratılmadan, özsavunma ihtiyacı ortadan kalkmadan silahların bırakılması mümkün değildir. Şam, Halep, Hama, Humus’ta Sahil ve Süveyda’da olanlar ortada. Hergün kentlerin ortasında insanlar kaçırılıyor, öldürülüyor, işkenceye maruz kalıyor. Böylesi bir ortamda nasıl silah bırakmadan söz edebiliriz. Suriye’de güven ortamı oluşmadan, istikrar oluşturulmadan bu mümkün değildir. Biz savaşa aşık değiliz. Tüm dünya bunu bilmelidir, gerek duyulmadıkça savaşmayız.

QSD-YPJ elinde bulunan silahlar tüm Suriye’nin savunması içindir. Halkların, kültürlerin savunması içindir. Eğer 13 yıl Kuzey ve Doğu Suriye ayakları üstünde durmuşsa bu nedenledir. Ve eğer Suriye bundan sonra birlik içinde yaşayacaksa bunun garantisi QSD ve YPJ güçleridir. Bu, Suriye Ordusu içinde model olabilir.

  • 10 Mart Anlaşmasın çizdiği çerçevenin tamamlanması yönünde Şam yönetimiyle yapılan görüşmeler hangi aşamada? Tıkanma hangi noktalarda, ilerleme hangi noktalarda? Örneğin eleştirilen geçici Anayasa’yı iptal gündemde mi?

10 Mart’ta yapılan anlaşmayı kaba hatlarıyla tanımlamak gerekir. Bu anlaşma tüm Suriye halkında bir rahatlamaya neden oldu. O süreçte sahil kentlerinde gerçekleşen en büyük saldırıların durmasına vesile oldu. Geri adım attılar. O süreçten bu yana hem Şam hükümetiyle hem de arabulucu olan devletlerle birçok görüşmemiz oldu. Biz de adım atmak istiyoruz. Birçok açıklama yapıldı, suçlamalar yapıldı. Bizim parçalanmayı istediğimizi, Suriye’ye katılmak istemediğimizi söylediler. Bu doğru değildir.

Bu anlaşma demokrasi, eşitlik halkların hakları temelinde ve haklarımızın verilmesi temelinde entegre olmamızı içeren bir anlaşmaydı. Biz parçalanmak istemiyoruz. Entegre olmak, teslimiyet değildir. Entegre olmak tüm yasal ve hukuksaldır. Eğer haklardan bahsediyorsak örnek olarak belirtelim, burada onbinlerce üyesi olan bir ordu var. Bunlar tek tek gidip merkezi orduya katılamaz. Şam hükümetinin ordusu deniliyor ama ortada bir ordu yok. Tamam, gidip katılalım ama hangi orduya? Orduyu şekillendiren bizim gücümüz. Bizim gücümüz bütün Suriye’nin hizmetine girebilir ve savunma yapabilir. O zaman bizim oluşturduğumuz bu ordu tüm Suriye’yi savunabilir.

Müzakereler daha tam şeklini almış değil. Şam’da toplantı yapıldı. Birçok tartışma yapıldı. Bir yere varılamadı. Şu an Paris’te yeni bir toplantı olacağı gündemde. Bir kez daha bu konuları tartışalım. 10 mart anlaşması nasıl yürürlüğe girecek tartışalım. Bu konuda anlaşmamız gerekiyor. İki tarafın birbirini görmesi ve anlaması gerekiyor. Kürtler ve diğer tüm halklar bu anlaşma içerisinde kendilerini bulmalılar. Ama tek bir renk kabul edilemez.

Anayasada bizim olmamız gerekiyor. 10 Mart’ta anlaşma oldu. O anlaşma anayasada neden yok. Kürtler haklarıyla, varlıklarıyla kültürleriyle bu anayasa da yerini almalıdır. Bütün halklar ve inançlar yerini almalıdır. Tek renkli anayasa kabul edilemez.

Son süreçte seçimden bahsediliyor. Tüm farklılıklar yansımayacaksa, bu seçimin tüm Suriye’nin hizmetinde olduğunu söyleyebilir miyiz? Biz deyince sadece Kürt değil bütün halklar ve inançlar olmalı. Haklarıyla ve iradeyle herkes seçime katılmalıdır. Farklı yönetim modelleri var, özerk yönetim, federasyon vs. Suriye’de de bu uygulanabilmelidir. Kadının rolü ve konumu da belli olmalıdır. Biz haksızlığa, eşitsizliğe karşıyız. Dünyanın birçok ülkesinde yönetim modelleri var. Federasyon var, özerklikler var. Avrupa ülkeleri nasıl yaşıyor? Amerika nasıl yaşıyor? Tek bayrak altındadır ama her halkın hakları korunuyor. Dili kabul edilmiş. Suriye’de neden olmasın.

  •  Toplumsal Sözleşme’de eşbaşkanlık sistemi var. Kadın hakları öne çıkıyor. Kadın hakları konusunda Şam-HTŞ nerede duruyor? Yeni Suriye için kadınlar neler istiyor?

13 yıldır özerk yönetim sistemini sürdürüyoruz. Tüm kurumlarımızda kadınların ve erkeklerin belli başlı rolleri var. Bu bütün Kuzey ve Doğu Suriye toplumu içerisinde kabul edilmiş. Bu durum toplum hakikat dilini gösteriyor. Biri altta biri üste değildir, öyle bir şey yoktur. Bundan dolayı şu an karşı karşıya kaldığımız sistem, yani geçici hükümet, eşbaşkanlık, kadın-erkek eşitlği haklarına çok uzak, zahmetli bir durum olarak görüyorlar. Çok sert ve radikal bir zihniyet. Bahsettiğimiz tek renk budur. Ve biz ona karşı olduğumuzu söylüyoruz. Toplumda kadının rengi belli olmazsa o toplum, toplum olmaz. Bir daha cehalet çağına geri dönüş mümkün değildir. Ne bu dönem kaldırır bunu ne de dönemin karakteri kaldırır. Eğer bu toplum toplumsallığını kazanmak istiyorsa hem kadın hem de erkeğin rol ve misyonuyla kendini gösterebilir.

  •  Birçok ülkeden uluslar Kuzey ve Doğu Suriye’de kadınların çalışmalarını, komünleri yakından izliyor. Kadınlar 19 Temmuz 2012’den bu yana neler gerçekleştirdi?

19 Temmuz Devrimi kadın devrimi olarak adlandırıldı. Tüm dünya kadınlarına bir model oluşturarak, ilham kaynağı oldu. Bir kadın ülkesini, kentini ve topraklarını savunabilir. Bir kadın öğrenci olabilir. Kalemiyle siyaset yapabilir. Bir kadın yönetici olabilir. Bölgesini yönetebilir. 19 Temmuz Devrim’yle kadınlar gasp edilmiş haklarını yeniden aldı.  19 Temmuz Devrimi bütün renkleri görünür hale getirdi. Siyasi, örgütsel, toplumsal, savunma, kültür, diplomasi gibi alanlar toplumu ayakta tutan ve yürüten esas dayanaklardır. Bu devrim kendi içinde bu bütün ayakları geliştirdi.

Bu devrim Kuzey ve Doğu Suriye için değil, tüm dünya için bir örnek oldu. Şimdi Avrupa’dan Amerika’dan Ortadoğu’dan birçok kadın 19 Temmuz Devrim tecrübesine başvuruyor. Kadının 19 Temmuz Devrimi ile aldığı rolü kendi bulunduğu yerde inşa etmek istiyor. 19 Temmuz Devrimi sadece Kuzey ve Doğu Suriye halkları için değil, bütün kadınlar için ‘nasıl yaşamalıdır’ sorusunu ortaya çıkartmıştır. 19 Temmuz Devrimi ile toplumun kendini ayakta tutması için gerekli olan tüm kurumlarda kadın önemli bir düzeyde yer alarak rolünü oynadı. Devrim içerisinde kadın istendiği zaman savunma, istendiği zaman siyaset, nerede ihtiyaç olduysa orada olabildi. Bu bir bilinç yarattı. Bu sayede birçok kesime ilham kaynağı olmayı başardı. Şimdi de bizleri iradeleştiriyor, bunca saldırı altında canlı tutuyor. Sürekli olarak değişim ve dönüşüm içerisindeyiz.

BİTTİ

Rohilat Efrîn: Saldırı varsa özsavunma haktır

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

İslâm ve cins sorunu

Sonraki Haber

Vali ‘kesim durduruldu’ demişti, yeni görüntüler çıktı

Sonraki Haber
Vali ‘kesim durduruldu’ demişti, yeni görüntüler çıktı

Vali 'kesim durduruldu' demişti, yeni görüntüler çıktı

SON HABERLER

Vali ‘kesim durduruldu’ demişti, yeni görüntüler çıktı

Vali ‘kesim durduruldu’ demişti, yeni görüntüler çıktı

Yazar: Yeni Yaşam
10 Ağustos 2025

Rohilat Efrîn: Artık eski günlere dönülemez

Rohilat Efrîn: Artık eski günlere dönülemez

Yazar: Yeni Yaşam
10 Ağustos 2025

İslam’ın şartı gerçekten kaçtır?

İslâm ve cins sorunu

Yazar: Yeni Yaşam
10 Ağustos 2025

Jin Dergi’nin yeni sayısı yayında

Jin Dergi’nin yeni sayısı yayında

Yazar: Yeni Yaşam
10 Ağustos 2025

32 bin sayfalık gerekçeli karar olur mu?

32 bin sayfalık gerekçeli karar olur mu?

Yazar: Yeni Yaşam
10 Ağustos 2025

Ya bir yol bulacağız ya da bir yol yapacağız!

Ya bir yol bulacağız ya da bir yol yapacağız!

Yazar: Yeni Yaşam
10 Ağustos 2025

Barış bir mücadele sorunudur

Barış ve Demokratik Toplum halkların eseri olacaktır

Yazar: Yeni Yaşam
10 Ağustos 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır