Tişrîn Barajı’na yönelik Türkiye ve bağlı grupların saldırıları sürerken, yurttaşların baraj çevresinde nöbeti devam ediyor. Reqalı yurttaşlar, Tişrîn Barajı ve tüm kamu altyapısının Türkiye ve bağlı paramiliter grupların saldırılarına karşı korunması için çağrı yaptı
Rojava’da, Türkiye ve bağlı bağlı Suriye Milli Ordusu’nun (SMO) günlerdir saldırısı altında olan Tişrîn Barajı’na Cizîr, Reqa, Tebqa ve Fırat kantonlarından binlerce yurttaş yürüyüş düzenledi. Türkiye ve bağlı paramiliter grupların saldırılarına karşı Tişrîn Barajı’nı savunmayı amaçlayan yurttaşların oluşturduğu konvoy, Türkiye’ye ait SİHA’lar tarafından hedef alındı. Bu saldırıda, aralarında gazetecilerin de bulunduğu birçok kişi yaralandı ve hayatını kaybetti.
Gazeteci Rojbin Deniz, Jinnews’ten Gülistan Gülmüş’e Rojava’da yaşanan bu saldırılar ve gelişmelerle ilgili değerlendirmelerde bulunarak, Rojava’nın savunulması için dört parça Kürdistan’ın birliğinin önemine vurgu yaptı.
‘Halk geri adım atmıyor’
Tişrîn Barajı’nın hem su hem de elektrik sağladığını hatırlatan Rojbin Deniz, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Türkiye’nin bu saldırıları başlamadan önce Minbic Askeri Meclisi ile Türk devleti ve çeteleri arasında çatışmalar yaşanıyordu. Halk, Tişrîn Barajı’na doğru yürüyüşe geçerken de silah sesleri duyuluyordu. Ardından Türk devleti, ağır silahlar ve hava araçlarıyla halkın çevresini kuşattı. Halk baraja yaklaşırken yürüyüşlerine devam etti ve tam o sırada saldırılar gerçekleşti. Bu saldırılarda 6 kişi yaralandı, 1 kişi ise yaşamını yitirdi. Yaralılar arasında durumu ağır olanlar bulunuyor. Gazeteciler de yaralılar arasında. Ancak halk, yaralılarını ve şehitlerini kaldırdıktan sonra yürüyüşe devam etti. Hiç geri adım atmadan ‘Burada nöbet tutacağız’ diyorlar. Şu anda halk baraj çevresinde toplanmış, ateşler yakarak direniş ruhuyla şarkılar söylüyor ve nöbet tutuyor. Bir sonuç alana kadar buradan ayrılmayacaklarını söylüyorlar.”
‘Ne yaptılarsa bu direnişi kıramadılar’
Rojbin Deniz, saldırıların yalnızca Tişrîn ile sınırlı kalmadığını, aynı zamanda Til Temir, Eyn Îsa ve Kobanê çevresinde de gerçekleştiğini kaydetti. Rojbin Deniz, “Türk devletinin amacı, Tişrîn Barajı’nı ve çevresini işgal etmek. Bu nedenle saldırılarını sürdürüyor. Özellikle Tişrîn Barajı’nın stratejik önemi nedeniyle buradaki direniş bir aydır devam ediyor. Amaç, Fırat’ın kontrolünü ele geçirerek Kürtlerin yaşadığı bölgeleri işgal etmeyi kolaylaştırmaktı. Ancak bir aydır devam eden direniş nedeniyle bu planlarını gerçekleştiremediler. Hakan Fidan dün bir programda Kürtlere adeta kin kusarak konuştu. Bunun sebebi, buradaki direnişi kıramamaları. Türkiye’nin tüm teknik imkanlarını, çetelerini ve ordusunu kullanmasına rağmen bu direnişi aşamadılar” sözlerini kullandı.
‘Kadınların direnişteki rolü çok önemli’
Rojbin Deniz, Ortadoğu’nun şu anda üçüncü dünya savaşını yaşadığını belirterek, bu süreçte Kürtler arasında birliğin önemine dikkat çekti. PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın son görüşmesinde gönderdiği 7 maddelik mesajı hatırlatarak şunları söyledi:
“Ortadoğu’da zorlu bir savaş sürüyor. İşgalci devletler farklı çıkarlar peşinde. Kürtler ise stratejik bir bölgede bulunuyor. Geride bıraktığımız yüzyıl Kürtler için parçalanma ve kayıplar ile geçti. Ancak son yarım yüzyılda Kürtler büyük bir direniş sergiledi. Rojava bunun en önemli örneklerinden biridir. Kadınların varlıklarını kabul ettirmesi ve toplumsallaşma açısından demokratik ulus modelinin inşası burada gerçekleşti. Şu an Rojava için Rojhilat, Başur ve Bakur’da çok önemli roller üstlenmek gerekiyor. Özellikle kadınların bu süreçte çok ciddi görevler alması şart. Kadınların öncülüğünde bu sürecin aşılacağına inanıyorum. Başur’da kadın kurumları kapatıldı, Rojhilat’da ise İran rejimi kadınları bastırmak istedi. Ancak kadınlar ‘Jin, jiyan, azadî’ sloganıyla büyük bir direniş sergiledi ve birçok kişiyi bu mücadele etrafında topladı. Bakur’da ise yeni bir dönem başlıyor. DEM Parti’nin diğer siyasi partilerle yaptığı görüşmeler, Türkiye gündemi açısından çok önemli. Önder Apo’nun öncülüğünde paylaşılan 7 maddelik barış mesajı, Kürtler için büyük bir gündem oluşturdu. Kürtlerin bir araya gelmesi ve önümüzdeki yüz yılı kaybetmemesi açısından bu birlik çok önemli.”
Reqalı yurttaşlar: Barajımızı korumak için buradayız
Öte yandan baraja ulaşarak nöbete katılan Reqalı yurttaşlar, Tişrîn Barajı ve tüm kamu altyapısının Türkiye ve bağlı paramiliter grupların saldırılarına karşı korunması için çağrı yaptı.
Reqa’dan Tişrîn Barajı’na gelen Îtab El Deyf adlı yurttaş, saldırılara karşı eyleme katıldığını belirterek, “Bu barajı korumak bu bölgenin her bir ferdinin görevidir. Eğer bu baraj zarar görürse büyük bir kriz yaşanır. Saldırılara karşı durmaya ve kendimizi korumaya hazırız. Uluslararası toplum bu saldırılara karşı durmalıdır” dedi.
Mistefa Ebas adlı Reqalı yurttaş da saldırıların son bulması için eyleme katıldığını söyledi. Halkın barajda olmasına rağmen Türkiye’nin saldırılarını sürdürdüğünü söyleyen Mistefa Ebas, “Bu saldırılar bölge için büyük tehlike. Buradaki varlığımız barajı korumak, işgalci Türk devletinin yarattığı yıkımı durdurmak içindir. Tüm gücümüzle barajı korumaya ve gücümüz QSD’ye destek olmaya hazırız” diye konuştu.
Kaynak: ANHA \ JINNEWS