• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
11 Mayıs 2025 Pazar
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Kadın

Rüya Kurtuluş: Barışı katledilen kadınlara borçluyuz

11 Mayıs 2025 Pazar - 00:00
Kategori: Kadın, Manşet, Söyleşi
Rüya Kurtuluş: Barışı katledilen kadınlara borçluyuz

 Kadın Savunması’ndan Rüya Kurtuluş:

Barışın kadınlar için neden büyük bir kazanım olacağını savaşı daha yoğun yaşayan ve benden çok daha iyi anlatacak kadınlar var, biliyorum. Barış, biraz da bu mücadelede katledilen, özgürlükleri elinden alınan kadınlara bütün kadınlar olarak borcumuz

Nesli Şahiner

Türkiye ve Kürdistan’da hakları, yaşamları ve özgürlükleri için mücadele veren kadınlar, bu topraklarda barışı inşa etmekte kararlı. Mücadele ile kazandıkları her haklarının gasp edilmesinin, evlerden şiddetin yükselmesinin, her gün en az 3 kadının katledilmesinin, yoksulluğun derinleşmesinin, kayyımlarla kadına dair ne varsa hedef alınmasının, üniformalı şiddetin cezasız bırakıldığının… ve daha pek çok saldırının savaş politikalarıyla yükseltildiğini, genişletildiğini çok iyi biliyorlar.

‘Kadınlar Barışı Konuşuyor’ dizimizin bugünkü konuğu Kadın Savunması’ndan Rüya Kurtuluş. ‘Barışa İhtiyacım Var Kadın İnsiyatifi’nde de yer alan Rüya Kurtuluş, barışın kadınlar için önemini ve çalışmalarını anlattı.

  •   Türkiye’de kadına, çocuğa, eğitime, sağlığa ve birçok alandaki gelişmeye harcanması gereken bütçe savaş politikalarına gidiyor. Bir kadın olarak nasıl değerlendiriyorsunuz bu durumu?

Bir örnekle anlatayım: Nüfusu 100 binin üzerinde olan ve kadınlar için sığınak açma zorunluluğu bulunan ilçelerdeki kurumlarla yapılan görüşmelerde en çok sığınak için bütçe olmadığı yanıtını duyuyoruz. Oysa bu ülkede her gün kadınlar öldürülüyor. Adeta bir savaş! Ama kadın sığınma evlerine bütçe yok, kadın danışma merkezlerine bütçe yok. Öte yandan 2025 yılında savunma bakanlığının bütçesi “rekor artış” haberleriyle duyuruldu. İki katından fazla arttı bu yıl savaş bütçesi. Neredeyse bütçedeki en büyük kalem olan, dikkatinizi çekerim en kitlesel kamu hizmeti çünkü, eğitim bütçesine yaklaştı savaş bütçesi. Genelde hep “savaşa değil eğitime bütçe” sloganıyla anlatılır bu sorun. Belki de çok ezbere bir söz haline gelmiş durumda ve kendini anlatmıyor. Ama ortada gerçekten ülke hazinesinin kamusal haklara ayrılması yerine savaş hazırlıklarına ayrılması sorunu var.

Düşünsenize bu ülkede kadınlar için koruyucu sağlık hizmetlerinin çoğu paralı. Mesela rahim ağzı kanserini önleyici bir aşı olan HPV aşısını devlet karşılamıyor, paralı! Ama nereye harcandığını kalem kalem bilmediğimiz ve yıl içerisinde de ek yapılan bir savaş bütçesi var. Sorun sadece bunlarla bitmiyor. O büyük bütçe bize silahı eline alınca kadınların üzerinde her türlü şiddeti kendine hak gören üniformalı erkek şiddeti, yerinden edilme, Kürt halkının üzerine yağan bomba, Ankara Garı’nda patlayan IŞİD bombası olarak geri dönüyor. Benim çocukluğumda duyduğum bir söz vardı. “Ödediğiniz vergiler size yol, su, elektrik olarak geri dönecek.” Şimdi yok zaten böyle bir söz, yollar, su, elektrik fahiş fiyatlı zaten. Ama ödediğimiz vergiler geceleri bizi taciz eden bekçi, o vergiyle beslenen cihatçı olarak geri dönüyor. Ve biz kadınlar için en önemlisi savaş politikalarına bu kadar kaynak ayrılması savaşın, şiddetin olağanlaştırılması, güvenlik propagandalarıyla hayatlarımızın, bedenlerimizin daha fazla kontrol atlına alınması anlamına geliyor.

  •  Tüm bu bilgilerin ışığında Türkiye’de güçlü bir savaş karşıtlığı örmek mümkün mü?

 Tabii ki mümkün. Aslında yakın tarihte çok güçlü bir savaş karşıtı hareket deneyimimiz de var; başka bir dönem ama Irak’taki savaşa karşı oluşan geniş birliktelik AKP iktidarına geri adım attırabilmişti. Bugün yakın coğrafyamızda; Ukrayna’da, Filistin’de, Suriye’de emperyalist politikalar ekseninde yürütülen savaşları ve bunların halka etkisini görüyoruz. Bu savaşların sona ermesini ve halkların kendi geleceklerini kendilerinin belirleyebilmesini istiyoruz.

Tabi biz burada Kürt sorununun demokratik çözümü ekseninde bir savaş karşıtlığından söz ediyoruz. On yıllardır süren bu savaşın bizden aldıklarını; sadece ekonomik anlamda değil, demokrasi, hak ve özgürlükler, kadınların yaşamlarında nelere mal olduğu anlamında da anlayabildiğimizde ve anlatabildiğimizde, birlikte, eşit haklarla ve özgür yaşamanın bu ülkede yaşayan herkesin iyiliğine olduğunu hayal edebildiğimizde ve ettirebildiğimizde bu mümkün. Türkiye, nüfusunun büyük çoğunluğu kentlerde olan, ezilen halkların farklı kimlikleriyle bir arada yaşadığı bir ülke artık. Devletin ırkçı, güvenlikçi politikalarının altında sürdürülmeye çalışılan yaşamlar var. Biz dışlanan, harcanabilir görülen o yaşamların birlikte mücadelesini örebiliriz. Çünkü barış havadaki kuştan, topraktaki karıncaya ve bu coğrafyada yaşayan herkese iyi gelecek.

  •  Barışın sağlanması kadınların hayatına nasıl yansır, özellikle de erkek şiddetinin azalmasına etki eder mi?

 Erkek şiddeti, erkelere kadınların karşısında güç ve avantajlar sağlayan patriyarkal sistemin ürünü. Dolayısıyla barış otomatik olarak demokrasi getirmeyeceği gibi otomatik olarak erkek şiddetini de bitirmeyecek elbette. Öte yandan erkek şiddetinin kaynağı patriyarka ama bu sistemi taşıyan kurumlar var, politikalar var. Devletler ve militarist, dinci, savaş yanlısı politikalar bunların başında geliyor. Bu politikalara, bu iktidarlara karşı mücadelemizde önemli bir kazanımdır barış. Patriyarkaya karşı mücadeledemizi güçlendirir.

Türkiye’de barış deyince Kürt sorununun demokrasi ve eşitlik temelinde çözümünü anlamamız gerektiğini düşünüyorum. Bunun biz kadınlar için önemini bildiğimizden barış mücadelesi feminist mücadelenin hep en önemli gündemlerinden biri oldu. Barış, kadınların bedenini savaş ganimeti olarak gören barbarlığı durdurur. Takip ettiğimiz davalardan, üstü örtülmeye çalışılan haberlerden biliyoruz. Kürt illerinde özellikle genç kadınlara yönelen erkek şiddetinin failleri korucu, özel harekatçı, üniformasından güç alan erkekler. Bu durum büyük şehirlerde bu militarist, ırkçı propaganda altında her türlü şiddet aracına erişebilen çeteleşmeler olarak hayatımıza yansıyor.

Bugün ülkede herkes kayyumları konuşuyor. Biz bugün İstanbul’da kadın temsiliyetinin en yüksek olduğu Şişli’de belediye meclisinin kapatılmasını konuşuyoruz, kadın kazanımlarının ortadan kaldırılması tehdidine karşı mücadele ediyoruz. Kürt kadınları bunu yıllardır yaşıyor, kayyumlara karşı mücadele ediyoruz hep beraber. Barış kadınları erkek şiddetine karşı koruyucu önleyici mekanizmaların, kadına yönelik şiddete karşı kurumların kayyum marifetiyle kapatılmasını engeller.

Az önce bahsettik, mesela bütçenin kadınların daha eşit ve şiddetsiz yaşamaları için harcanmasını barış koşullarında sağlamamız daha mümkündür. Ne vakit yoksulluktan, işsizlikten bahsedersek bize ülke güvenliğinden bahsedenlere sormak lazım; bu kadar güvenlik naraları atıyorsunuz, peki biz kadınlar neden güvende değiliz? Neden en çok, en güvenli sayılan evlerimizde öldürülüyoruz? LGBTİ+’ların varlığını suç sayan yasa tasarıları öneriliyor. Soruyoruz; LGBTİ+’lar bu nefret politikaları altında bu ülkede nasıl güvende olacak. Bu “güvenlik” bizim güvenliğimiz değil, bir avuç egemenin ve sermayenin güvenliği.

Sokağa çıkıyoruz, siyasete katılıyoruz, haklarımızı savunuyoruz “terörist” ilan ediliyoruz. Çünkü savaş koşullarında her şeyi “terör” saymak daha kolaydır. Barış otomatik olarak demokrasi getirmez ama demokratik hak ve özgürlükler için alan açar, bunları güçlendirir. Barış ve demokrasi mücadelesi birbirine içkindir.

Barışın kadınlar için neden büyük bir kazanım olacağını savaşı daha yoğun yaşayan ve benden çok daha iyi anlatacak kadınlar var, biliyorum. Barış, biraz da bu mücadelede katledilen, özgürlükleri elinden alınan kadınlara bütün kadınlar olarak borcumuz.

  • 22 Şubat’ta bir çalıştay yaptınız ve “Barışa İhtiyacım var” inisiyatifini kurdunuz? Çalışmayı katılım ve içerik olarak nasıl değerlendiriyorsunuz?

 Barışa İhtiyacım Var Kadın İnisiyatifi 22 Şubat’ta İstanbul’da yapılan çalıştayla kuruldu. Biz bu çalıştayda “Savaş ekonomisi, kadın emeği ve yoksullaştırma politikaları”, “Barış mücadelesiyle kadın mücadelesinin birlikte yürümesine neden ihtiyacımız var?” ve “Kadınlar nasıl bir barışı istiyor? Barışı nasıl inşa edebiliriz?” başlıkları altında çeşitli tartışmalar yaptık. Çalıştayın sonucunda şu an gelişen sürece seyirci kalmamayı, Kürt sorununun demokratik çözümü ekseninde bir barışı inşa etmeyi, bunu ülkenin içinde olduğu durumdan ve toplumdan kopuk bir tartışma olarak yapmamak gerektiğini konuştuk. Barış için mücadele etmek isteyen bütün kadınların katılımına açık bir inisiyatif oluşturduk.

Aslında bu mücadele yeni değil. Güncel olarak 31 Mart yerel seçimleri sonrası başlayan kayyum dalgasına karşı feministler olarak hemen harekete geçtik. Kayyum atanan ve kayyum tehdidi altındaki yerlerde kadın kazanımlarına, eşbaşkanlığa, halkın iradesine sahip çıkmak için ziyaretler, eylemler yaptık. Ki kayyuma karşı mücadele bununla başlamamıştı. Tarihsel olarak 90’lı yılların başındaki “Arkadaşıma Dokunma” kampanyasından “Barış için Kadın Girişimi”ne uzanan mücadele deneyimlerimiz ve tabii ki daha fazlası mevcut. Bütün bu birikimi de sahiplenerek, farklı kesimlerden kadınları bir araya getiren ve biz kadınlar barışa neden ihtiyaç duyuyoruz, bunu anlatmayı, barışı toplumsallaştırmayı hedefleyen bir kadın inisiyatifi ortaya çıkardık. Birlikte barış mücadelesini yükselteceğimize inanıyorum

  •  İnisiyatifin bundan sonraki adımları nasıl olacak, hangi çalışmalar yapılacak?

 Barışa İhtiyacım Var Kadın İnisiyatifi bir mücadele birikimine dayansa da yolun çok başında ve ülkedeki birçok meseleye karşı da aktif mücadele içinde olan kadınların bir araya geldiği bir inisiyatif. Hareketli bir dönemin içinde adımlar atmaya çalışıyoruz. Ve barışın toplumsallaşması pek çok soruyu, kaygıyı ve farklılığı içinde barındırıyor. Öncelikle barışın sadece silahların bırakılmasından ibaret olmadığını; barışa neden ihtiyacımız olduğunu demokrasi, kayyum, yoksulluk gibi eksenlerde topluma anlatabilecek buluşmalar, propaganda çalışmaları yapmayı hedefliyoruz.

  •  Barışa dair kadınlara mesajınız ne olur?

Gülten Akın “Savaşı beklerken” şiirinde şöyle diyor;

“Nergisten ben sorumluydum, ışgından ve çocuklardan

Yanlış mı belledim, insan sorumluluktur.”

Biz kadınlar sorumluluk nedir iyi biliriz. Savaşların acısını, şiddetini farklı biçimlerde, farklı bölgelerde bedenlerimizde taşıdık. Bu bedenler defalarca savaşı durdurmak için kalkan oldu, acı çekti, savaştı, direndi. Yaşamlarımıza dair her kararın tek bir adamın ve ondan güç alan adamların iktidarına bırakılmaya çalışıldığı ve buna karşı güçlü bir halk itirazının olduğu bu günlerde barışı da demokrasiyi de özgürlüğü de eşitliği de mücadelemizle kazanabiliriz. Barış mücadelemizi birlikte güçlendirelim.

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

Yüksek güvenlikliler güneşe uzak

Sonraki Haber

Mezopotamya havzasına siyasi müdahale

Sonraki Haber
Yaşamın özgürlüğüdür derdimiz, kararımız

Mezopotamya havzasına siyasi müdahale

SON HABERLER

Kartal: Halklar için yeni bir milat 

Kartal: Halklar için yeni bir milat 

Yazar: Yeni Yaşam
11 Mayıs 2025

Birinci turda aday çıkarmama meselesi

12’nci Kongre’ye selam olsun!

Yazar: Yeni Yaşam
11 Mayıs 2025

Yaşamın özgürlüğüdür derdimiz, kararımız

Mezopotamya havzasına siyasi müdahale

Yazar: Yeni Yaşam
11 Mayıs 2025

Rüya Kurtuluş: Barışı katledilen kadınlara borçluyuz

Rüya Kurtuluş: Barışı katledilen kadınlara borçluyuz

Yazar: Yeni Yaşam
11 Mayıs 2025

Sevk-sürgün rüzgarı yeniden esiyor

Yüksek güvenlikliler güneşe uzak

Yazar: Yeni Yaşam
11 Mayıs 2025

Jin Dergi’nin yeni sayısı yayında

Jin Dergi’nin yeni sayısı yayında

Yazar: Yeni Yaşam
11 Mayıs 2025

Barış bir mücadele sorunudur

PKK barışın kongresini yaptı

Yazar: Yeni Yaşam
11 Mayıs 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır