Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması için Leyla Güven tarafından başlatılan açlık grevi eylemi 145. gününe girdi. Sağlıkçılar hükümete çağrı yaparak, ‘Bir an önce tecride son verin. İnsan yaşamı her şeyin önünde olmalı’ dedi
DTK Eşbaşkanı ve HDP Hakkari Milletvekili Leyla Güven’in, PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması için başlattığı açlık grevi eylemi 145. gününde. Güven’in ardından 66 cezaevinde 300’ün üzerinde tutuklunun başlatmış olduğu açlık grevi eylemleri 107. gününe girerken, 1 Mart’tan bu yana tüm cezaevlerinde yaklaşık 7 bin tutuklunun başlatmış olduğu açlık grevi eylemleri de devam ediyor. Açlık grevi eylemleri devam ederken şimdiye kadar 4’ü tutuklu olmak üzere 5 eylemci tecridi protesto etmek amacıyla yaşamına son verdi. Cezaevleriyle de sınırlı kalmayan açlık greci eylemleri dünyanın birçok yerinde yankı uyandırdı. Federe Kürdistan Bölgesi’ne bağlı Hewler’de HDP üyesi Nasır Yağız 132, Maxmur Mülteci Kampı’nda açlık grevi eylemine başlayan İştar Meclisi Koordinasyon Üyesi Fadile Tok’un eylemi, 72. gününde. Fransa’nın Strasbourg kentinde gazeteci ve siyasetçilerinde aralarında bulunduğu 14 kişinin ve Galler’de İmam Şiş’in başlattığı eylem ise 106. gününde devam ediyor. Eylemcilere destek veren bir çok kesim tarafından hükümete açlık grevlerine son vermesi yönünde çağrılar yapılmaya devam ediyor. Mezopotamya Ajansı’ndan Sadiye Eser’e konuşan sağlıkçılarda hükümete çağrı yaparak “Tecridi kaldırın insanların yaşam haklarından hepimiz sorumluyuz” dedi.
Vicdanla hareket edilmeli
SES Bakırköy Şube Yürütmesi’nden Mürsel Fırat eylemcilerin hayati riski çoktan aştığına dikkat çekere, “Açlık grevleri konusunda aslında insanın mesleki kimliğinden çok insani kimliğinin ön plana çıkması gerektiğini düşünüyorum. Aslında açlık grevinde olanların taleplerine baktığımızda taleplerinin makul olduğunu görüyoruz. Ölümler olmadan, kalıcı hasarlar olmadan bu sürecin karşılıklı diyalogla sona erdirilmesi gerekir. Eylemcilerin talepleri karşılanmalı ve sona erdirilmeli” diye konuştu.
‘Bu sürecin yakın takipçisiyiz’
Açlık grevi sorununun Türkiye’deki demokrasi ve özgürlükler sorunu olarak gördüklerini ifade eden SES Anadolu Şube Eş Başkanı Erdal Güzel de şunları söyledi: “Bu sürecin daha sağlıklı yürümesi için biz İHD, SES, TTB, THİV olarak ortak bir İzleme Heyeti oluşturduk. Adalet Bakanlığı’na başvuru yaptık. Adalet Bakanlığı’yla bu görüşmeyi yapıp cezaevlerinde ve idareyle görüşüp bu çerçevede toplumu bilgilendirme için bir raporlaşma istedik. Ama Adalet Bakanlığı’nın bize verdiği cevap olumsuzdu. ‘Kendi işleyişimiz var, bunun dışında biz kimseyi kabul etmiyoruz’ dedi. Bu Türkiye’de hukukun olmadığını, adaletin olmadığını, toplumsal denetlemenin olmadığını, her şeyin kendi merkezinde oluşturan bir yaklaşım olduğunu gösteriyor.” Güzel izleme heyetinin duruşunu sonuna kadar savunacaklarını savunarak, “Bizlerin tutumu nettir. Ta ki karşılıklı sorunlar çözülene kadar bu sürecin içerisinde olacağız” diye belirtti.
‘Müzakereyle çözülmeli’
İstanbul Tabip Odası (İTO) İnsan Hakları Komisyon Üyesi Sadık Çayan ise şunları söyledi: “Devletin adalet bakanlığının bu konuda bizimle daha fazla iletişimde olmasını ve Türk Tabipler Birliği’nin bu konudaki bütün birikiminin tüm Türkiye’deki hem sağlık kuruluşlarına hem hekimlerine cezaevi hekimliklerine hem cezaevi savcısına ulaşması için yardımcı olması gerektiğini düşünüyorum. Bu sorun bir an önce müzakere yoluyla mutlaka çözülmelidir.”
‘Bedenlerin erimesini durdurmalıyız’
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Şişli Şube Eşbaşkanı Abuzer Aslan, tecridin olduğu ortamlarda insanların sağlığı yönünde de ciddi sorunlar yaşandığını söyleyerek, “İnsanlar sosyal, siyasal ve anayasal haklarını kullanamadıkları için en son çare olarak açlık grevine bedenlerini yatırıyorlar. Biz sağlıkçıların bunu kabullenmesi mümkün değil. Sağlıkçılar olarak, insanların yaşam hakkını savunurken, insanların bedenlerini göz göre göre erimesine, yok olmasına karşı ses vermek zorundayız” dedi. Açlık grevlerine ilişkin yaşanan sessizliğe dikkat çeken Aslan, “Bu sessizliğe sağlıkçılar bir an önce sesini çıkartmalı” diye konuştu.
Eylemcilerde ciddi kas yıkımı yaşanıyor
Öcalan üzerindeki ağırlaştırılmış tecridin kaldırılması amacıyla Fransa’nın Strasbourg kentinde açlık grevine başlayan Öcalan’a Özgürlük İnisiyatifi üyesi 14 eylemcinin açlık grevi 106. gününde. Eylemcilerin sağlık durumu her geçen gün daha da ağırlaşıyor. İsviçre’den gelen bir römatoloji uzmanı eylemcilerden Gülistan İke, Dilek Öcalan, Nurgül Başaran, Yüksel Koç, Ramazan İmir ve Kardo Bokani’yi muayane etti. Yapılan kontroller ardından eylemcileri yerinde takip eden doktorlardan Fahrettin Gülşen’in verdiği bilgilere göre, özellikle kas yıkılması eylemcilerin sağlığı açısından endişe verici boyutlarda. Uzun süren açlık nedeniyle kasların eridiğini veya kas yıkımının yaşandığını söyleyen Dr. Gülşen, ayrıca birçok eylemcide buna bağlı olarak eklem iltihaplanmalarının görüldüğünü belirtti. Öte yandan açlığın etkisiyle bağırsak ve midede ciddi hasar oluştuğu öğrenildi. Eylemcilerden Yüksel Koç’ta akciğer ve karaciğer iltihaplanmasının görüldüğü bilgisini veren Dr. Gülşen, Koç’un aynı zamanda kalbinde sorun tespit edildiğini bildirdi.
Aynı aileden 3 kişi açlık grevinde
Cezaevlerinde başlatılan açlık grevi eylemleri devam ediyor. Ermenek M Tipi Kapalı Cezaevi’nde bulunan Cihan Çoban 20 Ocak, Şakran Cezaevi’nde Şehriban Çoban 15 Şubat’tan bu yana, Gebze Kapalı Kadın Cezaevi’nde olan Zana Çoban ise 1 Mart’tan bu yana açlık grevinde bulunuyor. Çocuklarının talebini sahiplenen Çoban ailesi ise yetkilileri adım atmaya davet etti. Şehriban Çoban’ın annesi Nafiye Çoban, tutukluların taleplerinin yerine getirilmesini isteyerek, “Biz varız bizler ölmedik. Erdoğan duysun, bizleri bitiremez, bilsin bizler de varız bu topraklarda” dedi. Zana Çoban’ın annesi Kesira Ümit, kızının siyasi faaliyetler yürütürken “Örgüt üyesi olmak” iddiasıyla tutuklandığını belirtti. Kürt halkının bütün dünyayı ayağa kaldırma gücünün olduğunu dile getiren Ümit, “Herkes ayağa kalkmalı bu tecridi yıkmalı, tutsaklara destek vermelidir” diye konuştu. Meryem Çoban ise 2010’da kaynı Cihan Çoban’ın “Örgüt üyesi olmak” iddiasıyla tutuklandığını ve 20 Ocak’tan bu yana açlık grevinde olduğunu aktardı. Çoban, “Kürt ve Türk anneleri el ele vermelidir. Tecrit ancak böyle kırılır. Cihan’ın 2 çocuğu ve eşi var. Biz kimsenin ölmesini istemiyoruz” dedi.
‘Kaostan çıkaracak güç Öcalan’dır’
Tecridin kaldırılması talebiyle 3 Mart’tan bu yana açlık grevinde olan HDP Milletvekili Dersim Dağ eylemini Diyarbakır’daki parti binasında sürdürüyor. Dağ, kritik evreyi aşan açlık grevi eylemlerini ve hükümetin sessizliğine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Güven’in başlattığı açlık grevi eyleminin dalga dalga yayıldığını belirten Dağ, tüm dünyanın açlık grevlerini konuştuğunu dile getirdi. Ortadoğu’daki kaosun sona ermesi için tecridin kalkması gerektiğine işaret eden Dağ, “Müzakere yolunun biran önce açılması gerekiyor. Bizler bunun için açlık grevi eylemine başladık” dedi. Dağ sonuç alıncaya kadar mücadele etmeye devam edeceklerini dile getirerek şöyle devam etti: “Kürt halkının, hatta Türkiye halklarının direnmekten ve itiraz etmekten başka şansı yok. Çözüm sürecinde az da olsa ölümler durmuş, beraber yaşamamız gerektiği ve buna bir engel olmadığı gerçekliği kabul görmeye başlamıştı. Bunun esas alınarak yeniden masaya oturulması gerekir. Sayın Öcalan ile görüşülmesini ve önerilerinin dinlenmesini istiyoruz. Bu ülkeyi kaostan çıkarabilecek tek kişi Sayın Öcalan’dır” dedi.
‘Tecrit kalkmadan özgürlük yok’
Tüm cezaevlerine 1 Mart’ta yayılan açlık grevleri sürerken, Zülküf Gezen, Ayten Beçet, Zehra Sağlam ve Medya Çınar bulundukları cezaevlerinde yaşamına son verdi. Tüm bunlar karşısında hükümetin sessizliğine tutuklu yakınlarının tepkileri devam ediyor. Şakran T-2 Nolu Cezaevi’nde 26 yıldır tutuklu bulunan Abdulbahri Yıldırım, 1 Mart’tan bu yana süresiz-dönüşümsüz açlık grevinde. Abdulbahri’nin tutukluluğunun bitmesine 4 yıl kaldığını belirten eşi Hanım Yıldırım, “Çocuklarımız özgürlük için yaşamlarını feda ediyor. Öcalan üzerindeki tecrit kalksın, halkımız üzerindeki tecrit kalksın diye açlık grevine girdiler. Biz Öcalan’ın özgür olmasını istiyoruz. O özgür olmadıkça kimse özgür olmayacak” diye konuştu.
‘Başka çare bırakmadılar’
Şakran T-4 Nolu Cezaevi’nde 26 yıldır tutuklu olan Yusuf Aydın’ın eşi Çiçek Aydın da, 53 yaşındaki eşinin gözünden, midesinden ve dizlerinden sürekli sıkıntı yaşadığını ifade etti. Eşinin sağlık sorunlarından dolayı açlık grevine başlamadığını fakat tutukluların yanında olduğunu belirten Çiçek, şöyle devam etti: “Tutuklular tecridin kaldırılması için, daha fazla insan ölmemesi için kendilerini feda etti. Tecrit son bulsun yeter artık, bu halka başka çare bırakmadılar.”
Sydney’de ‘tecrit’ protestosu
Avustralya Sydney’de, açlık grevindeki eylemcilerin talebini sahiplenmek amacıyla eylem düzenlendi. Cirqular Quay/ Custom House Meydanı’nda bir araya gelen Kürtler, açlık grevlerini selamladı. Eylemde yapılan açıklamada, Avustralya devleti ve sivil toplum örgütlerine, tecride karşı harekete geçmeleri çağrısında bulunuldu. Eylemde, “Tecrit insanlık suçudur, bu suça göz yummayın” mesajı verildi. Eylemde Avustralya kamuoyunu bilgilendirmek için bildiri de dağıtıldı.
Avrupalı heyetten önemli ziyaret
HDP’nin daveti üzerine bölge illerinde seçimi izlemek üzere gelen Almanya Yeşiller Partisi Federal milletvekilleri, Sol Parti Hamburg Grubu ve gençlik örgütleri, İsveç Sosyal Demokrat Parti milletvekilleri, İtalya AVK Derneği üyeleri ve COBAS sendikası üyeleri, İngiltere Dostluk Grubu üyeleri, Fransa Sol Parti üyeleri ve Brötanya Kürt Dostluk Derneği üyeleri, Norveç Dayanışma Grubu üyeleri, Kızıl Parti üye ve yöneticileri, İsveç Sol Parti Başkanı, milletvekilleri ve Zürih Delegasyonu üyeleri, Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması talebiyle açlık grevinde olan eylemcileri ziyaret etti. Heyet ilk olarak HDP Milletvekilleri Dersim Dağ, Tayip Temel ve Murat Sarısaç’ın HDP il binasında sürdürdüğü eylemi ziyaret etti. HDP Dış İlişkiler Komisyonu Eş Sözcüsü Feleknas Uca’nın da eşlik ettiği ziyarette, açlık grevindeki vekiller, heyet tarafından uzun süre alkışlandı. Burada açıklama yapan Temel, “Tek talebimiz; Sayın Öcalan’ın ailesi ve avukatlarıyla görüşme sağlayabilmesi, sesini topluma ulaştırabilmesidir” diye konuştu.
‘Gördüklerinizi anlatın’
Heyetten beklentilerinin olduğunu ifade eden Temel, “Türkiye’de demokratik olmayan rejimi gördünüz. Gördüğünüz manzarayı ülkenize aktarmanız bizim için yeterli. Biz direneceğiz ve mutlaka başaracağız ama sizin desteğiniz de bizim için çok önemli” diye konuştu. Açlık grevlerine dayanışma mesajları veren heyet, milletvekilleriyle toplu fotoğraf çekti. Heyet daha sonra 145 gündür açlık grevinde olan Leyla Güven’i ziyaret etti.
HABER MERKEZİ