Ev baskınıyla gözaltına alınan ve 4 gün boyunca sistematik işkenceye maruz kalan Şahin ailesi hakkında açılan davanın ilk duruşması görüldü. Aile işkenceye maruz kaldıklarını söylerken, Dilan Şahin ise düşük yaptığını ifade etti.
Van’ın merkez İpekyolu ilçesine bağlı Yalımelez Mahallesi’nde 12 Temmuz 2018 tarihinde yapılan ev baskınında sistematik olarak işkence ve kötü muameleye maruz kalan Ayfer Şahin, Abdullah Şahin, Abdulbaki Şahin, Ayhan Şahin, Fettullah Şahin, Şehriban Mamuk, ve Dilan Şahin hakkında açılan davanın ilk duruşması Van 5’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. “Örgüt üyesi olmak”, “Kamu görevlisine hakaret etmek” ve “Görevi yaptırmamak için direnmek” iddiasıyla açılan davanın ilk duruşmasına; tutuklu aile bireyleri ile tutuksuz yargılanan Dilan Şahin katıldı.
‘İşkenceden dolayı bebeğimi düşürdüm’
Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) avukatlarının da katıldığı duruşmada savunma yapan Dilan Şahin, emniyette verdiği ifadesini işkence altında verdiğini söyleyerek, yapılan sistematik işkenceden dolayı karnındaki bebeğini bir hafta sonra düşürdüğünü belirtti. Evlerine bulundukları iddia edilen 2 HPG’liyi görmediğini fakat polislerin baskıyla kendisine bu durumu kabul ettirdiğini ifade etti. Şahin, “Hayatımda görmediğim 2 kişi gösterip ‘Bunları göstereceksin’ dediler. Savcılığa götürülürken polisler tarafından tehdit edildim. ‘Savcılıkta bunları söylemesen seni emniyete geri götürürüz, aynı şeyleri tekrar yaparız’ tehdidinde bulundular. Ben de ifademi öyle verdim” diye konuştu.
‘Çocuklarımın yanında bana işkence yaptılar’
Evlerinde HPG’lilerin kalmadığını ifade eden tutuklu yargılanan anne Ayfer Şahin, “Evimizin etrafı orman. O sırada bir ses geldi. Ben pencereden baktığımda polislerin araçla evimizin etrafında olan tel örgüleri yıkarak geçtiğini gördüm. O an polisler bize seslenerek hakaret içeren sözlerle dışarıya çıkmamızı istediler. Ellerimiz kafamızın üstünde dışarıya çıktık. Polisin söylediği gibi onlar bizim evimize girmediler. Dışarıda saçlarımı çekip, çocuklarıma işkence ettiler. Bir çocuğumun kafasına onlarca dikiş atıldı. 8 yaşındaki çocuğumun gözleri önünde bizlere işkence yapıldı. Şuan oğlum konuşmakta zorlanıyor. Suçlamaların hiçbirini kabul etmiyor ve tahliyemi talep ediyorum” dedi.
‘Merdivenden düştü’ ifadeleri yalan’
Baba Abdullah Şahin de işkence gördüğünü ve polislerin “Merdivenden düştü” ifadelerinin yalan olduğunu söyledi. Yönetilen suçlamaları kabul etmeyen Şahin tahliye talep etti. Diğer aile bireyleri de o gün yaşanan işkenceyi mahkeme heyetine anlattı.
İki kişi tahliye edildi
Avukat savunmalarının ardından karar veren mahkeme heyeti, Şehriban Mamuk ve Abdulbaki Şahin hakkında tahliye kararı verirken, diğer aile bireylerinin ise tutukluğuna devam kararı verildi. Bir sonraki duruşma 6 Aralık’ta görülecek.
Ne olmuştu?
14 Temmuz 2018 tarihinde Yalımerez Mahallesi Eres Sokak’ta bir eve operasyon düzenlenmiş, çıkan çatışmada 2 kişi yaşamını yitirmişti. Yaralanan 3 polisten biri de kaldırıldığı hastanede yaşamını yitirmişti. Çatışmanın ardından gözaltına alınan aynı aileden 2’si çocuk 8 kişi gözaltı ve sonrasında götürüldükleri cezaevinde yoğun işkencelere maruz kalmıştı. Van Barosu ve Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD), aile bireyleriyle görüşerek işkenceyi raporlaştırmış ve kamuoyuna duyurmuştu. Raporda, aile fertlerinden 16 yaşındaki F. Şahin’in kafasının kırıldığı, 15 polisin kendisini dövdüğü, Çocuk Şube’de gözaltında kalmasına rağmen Çocuk Şube dışından bazı kişilerin sürekli gelerek kendisini sorgulayıp darp ettiği aktarılmıştı.
Şahin ailesinin avukatları, “Görevi kötüye kullanmak” nedeniyle 66 polis hakkında suç duyurusunda bulunmuştu. Suç duyurusunu kabul eden Cumhuriyet Başsavcılığı, Van Valiliği’ne yazı göndererek, 66 polis hakkında soruşturma izni istemiş, Valilik ise bu talebi reddetmişti. Valilik, uygulanan işkence için “rutin kolluk kuvvetlerinin kanunların kendilerine verdiği yetkiye dayanarak kademeli, orantılı güç kullandığını” belirterek soruşturmaya izin vermemişti.
Valiliğin soruşturmaya izin vermemesi üzerine Şahin ailesi avukatları, Erzurum İstinaf Mahkemesi’ne başvurmuştu.
MA