Yasal düzenlemelerle süper yetkiler verilen valiler, Kürtçe’ye dair her türlü etkinliği yasaklıyor.En son Van’da konseri yasaklanan sanatçı Mem Ararat, ‘Sanatın yasaklandığı bir ülkede huzur nasıl olur ki?’ diye sordu.
Neğşirvan Güner/İstanbul
Kürt müziğinin son yıllardaki parlayan ismi Mem Ararat’ın 31 Temmuz’da Van’da düzenlemeyi planladığı konser, valilik tarafından ‘etkinlik yasakları’ gerekçesiyle yasaklandı. Mem Ararat’ın sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda valiliğin 21 Kasım 2016’dan bu yana her 15 günde bir çıkarttığı eylem ve etkinlik yasağı kapsamında konserin engellendiği öğrenildi. Ancak söz konusu kararda yasağın açık hava etkinliklerinde geçerli olduğu belirtilmesine rağmen kapalı bir salonda yapılması düşünülen konserin hangi gerekçeyle engellendiği anlaşılamadı. Kararı gazetemize değerlendiren Mem Ararat, devletin kendi yasalarına uymadığını belirtti. Van Valiliği’nin kararının anlaşılmaz olduğunun altını çizen Mem Ararat, “Başka sanatçıların konser yapması yasal ama bize gelince yasak diyorlar” dedi.
Bir ay önce Mardin’in Nusaybin ilçesinde de konser için izin talebinde bulunduklarını, resmi bir yanıt verilmediğini ancak sözlü olarak yasaklama kararının iletildiğini söyleyen Ararat, “Bunun gibi sayısız durum ile karşı karşıya kalıyoruz. Avukatıma bu karara nasıl itiraz edebiliriz diye sordum. Avukat ‘Bir valinin keyfi de olsa engelleme hakkı var’ dedi. Yeni bir yasa var ki sinirlense bile vali konseri yasaklama hakkına sahip. Buna itiraz bile edemiyoruz. Çok üzgünüm, biraz da öfkeliyim. Keşke bu hale gelmeseydi bu ülke. Ben şarkı söylüyorum, müzik yapıyorum. Sanatın yasaklandığı bir ülkede huzur nasıl olur ki? Kalkınma, ilerleme nasıl olur ki? Barış, kardeşlik nasıl olur? Gerçekten anlam veremiyorum” ifadelerini kullandı.
‘Kürde kötü muamele’
Haziran ayında Van’da düzenlenmesi beklenirken, yine valilik kararıyla yasaklanan GezginFest etkinliğinde de kendi isminin katılımcı sanatçılar içinden çıkarıldığını anımsatan Ararat, şöyle konuştu: “Bütün organizasyonlar için söylüyorum bunu; Kürt sanatçılara çok kötü muamele ediliyor. Buna Kürt kurumların düzenlediği organizasyonlar da dahil. Bu konuda çok kırgın olduğumu içtenlikle ifade etmek istiyorum. Kürt sanatçılara nasıl muamele edildiğine keşke siz de şahit olsanız. Bir Kürt müzisyenin herkese cevap verme zorunluluğu varmış gibi davranıyorlar. GezginFest’te durum böyleydi. Bütün sorumluluk festivali düzenleyenlerde. Biz müzisyen arkadaşlarla birlikte bir karar aldık. Bizim işimize saygı duymayan hiç kimse ile çalışmayacağız.”
‘Sayısız engel görüyoruz’
Yasakların sanatsal çalışmalarına nasıl etki ettiğini de değerlendiren Ararat, “Bir Kürt sanatçı olarak aslında bu yasaklara biraz alışığız. Yıllardır sayısız konserimiz engellendi. Ama bu işin bir ekonomisi var. Albüm yaptığınızda 40- 50 bin lira masraf yapıyorsunuz. Bu işin sürdürülebilirliği için. Bir yandan konser yasaklarlar, diğer yandan da bu organizasyonların yaptığı saygısızlıklar. Ama bir yandan da herkes yeni albüm bekler, yeni şarkı bekler. Biz fotosentez yapmıyoruz ki. Bu konuda en çok Kürt sanatçılar etkileniyor. Telif konusunda da büyük sıkıntılarımız var. Mesela ana akım medya Kürtçe müzik yapan hiç bir sanatçıya yer vermiyor. Hatta Kürtçe olan hiç bir şeye yer vermiyorlar. Aslında bu işi yapmamamız için ellerinden geleni yapıyorlar. Ve sayısız engellerle karşılaşıyoruz” dedi.
‘Kürt’ ve ‘Kürdistan’ realitesinin de bu yasakçı zihniyetten payına düşeni aldığını vurgulayan Mem Ararat, “Kişiye göre Türkiye’de uygulanan yasalar var. Başbakan gelip Diyarbakır’da Kürdistan der, Cumhurbaşkanı gelip Kürdistan der, bir şey olmaz. Mesela ben Kürdistan dersem bana dava açarlar. Kürdistan bir gerçekliktir” ifadelerini kullandı.
‘Yasak normalleşmeye engel’
Tüm bunlara rağmen şarkı söylemeye devam edeceklerini ve doğru bildikleri yolda yürüyeceklerini vurgulayan Mem Ararat, şunları ekledi: “Tekrardan söylemek istiyorum, gerçekten çok üzgünüm. Nitekim çok ciddi bir talep de vardı. Bize yapılan kötülüktü bu. O konsere gelecek herkese yapılan bir kötülük. Konserleri yasaklamak normal yaşamın devam etmesine engeldir. Yaşam burada hiçbir zaman normale dönmüyor. Sürekli bir kaos ve savaş hali söz konusu.”