Cumhurbaşkanlığı tarafından hazırlanan 2020 yılı bütçesi geçen hafta Meclis’e gönderildi. Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanı Naci Ağbal tarafından kamuoyuna açıklanan bütçede, Yeni Ekonomi Programı’nda (YEP) öngörülen yüzde 5’lik büyümeye paralel olarak vergi gelirlerinde de büyük artış bekleniyor. DW Türkçe’den Aram Ekin Duran’ın haberine göre, toplamda 1 trilyon 96 milyar TL olarak hesaplanan 2020 bütçe hedeflerine göre, gelecek yıl gelir vergisinde yüzde 11,1, kurumlar vergisinde yüzde 15,5, özel tüketim vergisinde (ÖTV) yüzde 20,6, harçlarda yüzde 35,1 ve motorlu taşıtlar vergisinde (MTV) yüzde 22,5 gelir artışı olması planlanıyor. Gelecek yıl savunma ve güvenlik harcamaları için bütçeden 141,1 milyar lira ayrılırken, Merkez Bankası’ndan Hazine’ye 45,3 milyar TL’lik para aktarımı öngörülüyor. 2020 sonu bütçe açığının ise 138,9 milyar TL’yi bulacağı hesaplanıyor.
Hükümet 2019 yılında vergi gelirlerinden 757 milyar TL bekliyordu. Ancak Hazine ve Maliye Bakanlığı verilerine göre, son 9 ayda toplanan vergi miktarı yalnızca 485,3 milyar TL oldu. Yılsonuna kadar vergi gelirlerinin 600 milyar TL seviyesine ulaşması bekleniyor. Bu da 2019 için vergi geliri hedefinin yüzde 20 gerisinde kalınacağına işaret ediyor. 2020 için toplam vergi geliri hedefi ise 785 milyar TL ile rekor seviyeye çıkarıldı. Bu da, ekonomik kriz ve artan kamu harcamaları ile sıkışan hükümetin çareyi toplum üzerindeki vergi yükünü artırmakta bulduğu yorumlarına neden oluyor.
‘Vergiyi elde tutmak istiyorlar’
Bütçe hedeflerini DW Türkçe’ye değerlendiren İstanbul Kültür Üniversitesi İktisat Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sinan Alçın’a göre, Saray 2020 yılı bütçesinde vergi gelirlerini artırmaya odaklanmış gözüküyor. Alçın, “Devletin 2020 yılı bütçesinde amacının gelir adaletini sağlamaktan ziyade, olabildiğince fazla vergi geliri elde etmek olduğu görülüyor” dedi. 2019’da vergi gelirlerinin azalmasında ekonomik krizin etkili olduğunu dile getiren Alçın, “Toplam vergi gelirleri içerisinde yüzde 75’i bulan dolaylı yani tüketim vergileri ekonomideki durgunluk nedeni ile azaldı. Şirketler de bu dönemde yeni yatırım ve harcama yapmaktan kaçındı” diye konuştu.
Gelirden dev pasta
2018 yılında tahsil edilen yaklaşık 139 milyarlık gelir vergisi tutarının 129 milyarının gelir vergisi kesintilerinden oluştuğuna dikkat çeken EY (Ernst and Young) Türkiye Vergi Hizmetleri Yayın Direktörü M. Fatih Köprü’ye göre, kesinti yoluyla alınan gelir vergilerinin çok büyük bir kısmının ücretler üzerinden kesilen vergiler olması ücretliler aleyhine büyük bir adaletsizlik yaratırken, adil bir vergi sistemi oluşmasını da engelliyor. Türkiye’de çalışanlardan ücretleri daha ellerine geçmeden gelir vergisi kesintisi uygulanıyor. Örneğin 2019 için brüt 2 bin 558 TL olarak belirlenen asgari ücret, gelir vergisi, SSK primi, işsizlik sigortası ve damga vergisi gibi kesintiler sonunda net 2 bin 20 TL olarak belirlendi. Dolayısıyla kaba bir hesapla çalışanların aylık gelirinin yüzde 21’i daha ellerine geçmeden devletin kesintisine uğruyor. Fatih Köprü, yapılan her tüketim harcaması için de KDV ve ÖTV uygulandığını hatırlattı. Köprü, “Temel gıda dahil hemen her tür harcama üzerinden KDV ödeniyor. Benzin, sigara, içecekler, beyaz eşya, elektronik ürünler ve taşıtlar gibi birçok kalemde de ayrıca ÖTV ödeniyor. Yani zaten kaynakta gelir vergisi kesilmiş olan ücret üzerinden ayrıca bu dolaylı vergiler de ödenince ücretlinin ödediği toplam vergi katlanmış oluyor” diye ekledi.
EKONOMİ SERVİSİ