Sri Lanka’da Anura Kumara Dissanayake ve Dullas Alahapperuma ile yarışan Başbakan Ranil Wickremesinghe yeni devlet başkanı seçildi
Halkın Devlet başkanlığı Sarayı ve Başbakanlığı basması sonrası Devlet Başkanı Gotabaya Rajapaksa’nın kaçıp istifa etmesiyle boşalan koltuğa ayaklanma sırasında başbakan olan Ranil Wickremesinghe seçildi.
Sri Lanka Parlamentosu’nda yapılan oylamada, Geçici Devlet Başkanı ve Başbakan Ranil Wickremesinghe, ülkenin yeni devlet başkanı seçildi. Ekonomik ve siyasi krizdeki ülkenin 225 üyeli parlamentosunda yapılan gizli oylamada, hükümet karşıtı protestoların ardından ülkeden kaçıp 14 Temmuz’da da elektronik postayla istifa eden 8. Devlet Başkanı Gotabaya Rajapaksa’nın yerine gelecek isim belirlendi. Ranil Wickremesinghe, 82’ye karşı 134 oyla Devlet Başkanı seçildi.
Seçimde, Ranil Wickremesinghe’nin yanı sıra muhalefetin önde gelen isimlerinden eski Bakan ve Hükümet Sözcüsü Dullas Alahapperuma ile parlamentodaki Marksist kanadın lideri Anura Kumara Dissanayake yarıştı.
Ranil Wickremesinghe, normal şartlarda görev süresi 2024’te dolması gereken Gotabaya Rajapaksa’dan geriye kalan 2 yıl boyunca görev yapacak. Ranil Wickremesinghe, 1999 ve 2005 devlet başkanı seçimlerinde de aday olmuş ancak seçilememişti.
OHAL ile yönetecek
Gotabaya Rajapaksa kaçtıktan sonra kendisini geçici başkan ilan eden Ranil Wickremesinghe 18 Temmuz 2022’de ülke genelinde olağanüstü hal (OHAL) ilan etti. Karar resmi gazete 18 Temmuz’da yayınlandı. Buna göre, kamu güvenliği, kamu düzeninin korunması, toplum hayatı için gereken malzeme ve hizmetlerin sürdürülebilmesi için bu kararın alındığı belirtildi.
Mart-Temmuz 2022 başkaldırısı
1948’de bağımsız olan Sri Lanka’da Rajapaksa ailesi, ordu-polis-yargı gücüyle ülkeyi yağmaladı. Rajapaksa ailesinden isimler başkanlık, başbakanlık ve birçok bakanlığı aralarında paylaştı.
Bu yağmayı yıllarca Tamillere karşı yürütütkleri operasyonun sis perdesi arkasında sakladılar. Tamillere karşı soykırım yaparlarken askeri-sivil bürokrasiden detsek gördüler, yolsuzlukları görmezden gelindi. Çin de Tamillere karşı 2009’da zirve yapan katliam, tehcir ve soykırıma destek olup karşılığında Bir Kuşak Bir Yol (OBOR) için dönemin Devlet Başkanı Mehinda Rajapaksa yönetiminden limanlar aldı.
Tamillere karşı soykırım “Sri Lanka Modeli” olarak alındı. Rajapaksa yönetimi ‘Sri Lanka modeli’nin AKP hükümetine de anlattı. Türkiye’nin de MGK kararlarıyla modeli aldığı ve 2014’te Cizre, Sur gibi yerlerde Sri Lanka Modeli uyguladığı kaydediliyordu.
Ve yağma sonucu Sri Lanka ekonomisi iyice bozuldu. 1948 bağımsızlığı sonrası ilk kez borçları ödeyeyemeyerek temerrüde düştü. Halk gıdaya, elektiriğe, akaryakıta erişim sorunları yaşadı. Akaryakıt bulamayanlar geçim için önemli olan balıkçılığı da yapamaz oldu. Yoksullaşma derinleşti.
Halk Mart 2022’de ayaklandı. Nisan ve Mayıs 2022’de protestolar büyüdü. Rajapaksa ailesindeki yöneticilerin ve bağlı milletvekillerinin evleri ateşe verildi.
Polis göstericilere biber gazı ile saldırdı. Sokağa çıkma yasağı ilan edildi. Sri Lanka yönetimi klişeleşmiş despot yönetimlerin dilini kullanıp gösterileri “terör eylemi” olarak nitelendirdi. Devlet Başkanı Rajapaksa, 1 Nisan 2022’de olağanüstü hal (OHAL) ilan etti. Ancak Nisan’da ve Mayısta da gösteriler durdurulamadı. OHAL 5 Nisan 2022’de gevşetildi. Protestolar durmayınca 6 Mayıs’ta yeniden OHAL ilan edildi. 9 Mayıs 2022’de Başbakan Mahinda Rajapaksa istifa etmek zorunda kaldı.
Ayaklanma Temmuz 2022’de doruğa ulaştı. Farklı kentlerden gelenler başkent Colombo’da buluştu.
Protestolar arttı Devlet Başkanlığı sarayı ve başbakanlık işgal edildi. Protestocular, 9 Temmuz 2022 günü başkanlık Sarayı’na girdi. Ranil Wickremesinghe OHAL ilan edince sonraki günlerde başbakanlık da işgal edildi.
İnsanların kaçırılmasından sorumlu
Mehinda Rajapaksa’nın kardeşi olan Gotabaya Rajapaksa’yı ordu kurtardı. Gotabaya Rajapaksa ülkeden kaçtı ve 14 Temmuz’da da elektronik postayla istifa etti.
ABD’de askeri eğitim alan Gotabaya Rajapaksa 2000’li yıllarda Tamillere karşı soykırım ve tehcir sırasında görev alan isimlerden biriydi. Mahinda Rajapaksa devlet başkanı olarak soykırımı yönetirken Gotabaya Rajapaksa 1990’lı yıllarda orduda katıldığı operasyonların tecrübesini yeni katliamlarda kullanmıştı. Gotabaya Rajapaksa, insanların beyaz arabalarla kaçırılıp kaybedilmesinin sorumlularından da biriydi. Mahinda Rajapaksa devlet başkanı olarak soykırımı yönetirken Gotabaya Rajapaksa 1990’lı yıllarda orduda katıldığı operasyonların tecrübesini yeni katliamlarda kullanmıştı. Gotabaya Rajapaksa’nın Sri Lanka’dan kaçması, on yıllardır Sri Lanka’yı yöneten Rajapaksa’nın ailesinin “hanedanlığının” sonu oldu.
‘Sri Lanka Modeli’ ve Sur, Cizre
Mahinda Rajapaksa başkanlık görevi sırasında 2008-2009’da Tamillere karşı soykırım yaptı.
ABD’de askeri eğitim alan Gotabaya Rajapaksa 2000’li yıllarda Tamillere karşı soykırım ve tehcir sırasında görev alan isimlerden biriydi. Mahinda Rajapaksa devlet başkanı olarak soykırımı yönetirken Gotabaya Rajapaksa 1990’lı yıllarda orduda katıldığı operasyonların tecrübesini yeni katliamlarda kullanmıştı.
Gotabaya Rajapaksa, insanların beyaz arabalarla kaçırılıp kaybedilmesinin sorumlularından da biriydi.
En yoğun kuşatmalar ve saldırılar 2009’da oldu. Tamil Elam Kurtuluş Kaplanları (LTTE) bahane edilerek sivil yerleşimlere saldırılar düzenlendi.
LTTE’nin geçtiği kentler kuşatıldı. En son Hint Okyanusu kıyısındaki Mullivaikal kuşatıldı. Ordu dehşet saçtı. Mullivaikal soykırımında öldürülenlerin yasının tutulmasına, kayıpların bulunması çalışmalarına dahi izin vermedi Rajapaksa ailesi ve ordu. Siviller topluca katledildi, insanlar üst üste yığılmış insan cenazeleri tarlaları sokakları doldurmuştu. Ordunun girdiği kasabalarda ölüm tarlaları oluşmuştu.
Tamil Elam Kurtuluş Kaplanları yöneticileri öldürüldü. Ordu Çin’in Bir Kuşak Bir Yol (OBOR) projesini hayata geçirmesi için yaptığı girişimlere destek verirken, Rajapaksalar Çin’e limanlar veriyordu. (sendikalar limanların Çin’e verilmesine karşı grevler örgütlüyordu.) Çin de ordunun katliamlarına destek çıkıyordu. İnsanların üst üste yığıldığı, yakıldığı vahşet ayları yaşanmıştı.
Farklı coğrafyadaki despot yönetimler, halklara karşı katliam ve soykırım uygulayan ülkeler bu soykırımı “Sri Lanka Modeli” olarak almaya çalıştı.
Mahinda Rajapaksa, AKP yönetimine de Sri Lanka Modeli’ni anlatmış, Tamilleri nasıl yok ettiğine dair anlatımlarda bulunmuştu. 2014’te Millî Güvenlik Kurulunda alınan kararların Sri Lanka modelini örnek alan kararlar olduğu kaydediliyordu. Sur ve Cizre gibi yerlerde kentlerin yok edilmesinin ‘Sri Lanka Modeli’nin uygulanması olduğu kaydedilmişti. Sri Lanka Adası’da jenosit sonrası hayatta kalan Tamilli kadın ve çocukları kamplara dolduruldu.
COLOMBO