İsrail’in İran’a saldırısıyla başlayan gerilim sadece Ortadoğu’yu değil, dünya ekonomisini de sarstı. Petrol fiyatları fırladı, borsa düştü, döviz ve altın rekor tazeledi. Türkiye’de ise akaryakıt zamları ve enflasyon baskısı yeniden kapıya dayandı
İsrail’in İran’a yönelik saldırılarıyla alevlenen gerilim, küresel piyasalarda ani dalgalanmalara yol açtı. Brent petrolün varil fiyatı yüzde 7’den fazla artarak 73,58 dolara çıkarken, ABD ham petrolü 72,98 doları gördü. Daha sonra fiyatlar 78 dolara kadar tırmandı. Enerji uzmanları, petrol üreticisi ülkelerin sevkiyatlarda sorun yaşayabileceği endişesiyle fiyat artışlarının kalıcı hale gelebileceğini belirtti.
Altın da güvenli liman olarak yeniden öne çıktı. Saldırılar sonrası ons altın 3.466 doları gördü. Türkiye’de gram altın fiyatı ise zirveye yaklaşarak yüksek seyrini sürdürdü. Küresel çapta artan risk algısı nedeniyle yatırımcılar altın, enerji ve savunma hisselerine yönelirken teknoloji ve finans hisselerinde büyük satışlar yaşandı. ABD borsalarında Dow Jones, S&P 500 ve Nasdaq yüzde 1,5’in üzerinde değer kaybetti.
Borsa düştü, döviz zıpladı
Savaşın ilk etkilerinden biri Borsa İstanbul’da hissedildi. BIST 100 endeksi sabah saatlerinde yüzde 3,71 değer kaybederek 9.166 puana geriledi, ardından 9.065 puana kadar düştü. En sert kaybı yüzde 5,95 ile ulaşım sektörü yaşadı. Özellikle bölgedeki hava sahası kısıtlamaları ve güvenlik kaygıları havacılık hisselerinde sert satışlara yol açtı. Türk Hava Yolları hisseleri yüzde 5’ten fazla değer kaybederek 263 TL seviyesine indi.
Kur cephesinde ise rekor seviyeler test edildi. Dolar/TL kuru 39,60’a fırlarken gün içinde 39,40 civarına çekildi. Avro/TL ise 45,85 seviyesini gördü. Bu yükselişle birlikte ithalata dayalı üretim yapısı ve dışa bağımlı enerji ihtiyacı olan Türkiye ekonomisi üzerinde yeni bir kur baskısı oluştu. Ekonomistler, savaşın derinleşmesi halinde kurların kontrolsüz şekilde artabileceği uyarısında bulunuyor.
Akaryakıt zamları ve enflasyon riski
Petrol fiyatlarındaki sıçrama doğrudan akaryakıt fiyatlarına yansıdı. Benzine 1,46 TL, motorine 1,49 TL zam geldi. Mevcut kur ve vergi yükü sabit kalırsa petrol fiyatları 80 doları geçtiğinde benzin fiyatının 55 TL’ye dayanabileceği hesaplanıyor. Savaşın daha da derinleşmesi ve petrolün yeniden 2022’deki gibi 120 dolara çıkması durumunda, akaryakıt fiyatlarında yüzde 75’e varan artışlar öngörülüyor. Bu da benzinin litresinin 84,5 TL’ye kadar çıkması anlamına geliyor.
Zamlar sadece pompa fiyatlarını değil, tüm piyasayı etkiliyor. Türkiye’de taşımacılık ve üretimin büyük ölçüde akaryakıta bağımlı olması nedeniyle, akaryakıt zamları doğrudan tüketici fiyatlarına yansıyor. Merkez Bankası yıl sonu enflasyon hedefini yüzde 24’te tutarken, iktidarın OVP’deki yüzde 17,5’lik hedefi şimdiden havada kaldı. Son TÜİK verisine göre zaten yüzde 35’i aşmış olan enflasyonun, bu şoklarla daha da yükseleceği kesin.
İthalat riski, ticaret daralması
Türkiye’nin İran’la ciddi bir ticaret hacmi bulunuyor. 2024 yılı boyunca İran’dan 838 milyon dolarlık ithalat yapılırken, 945 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirildi. Doğalgaz ve petrokimya ürünleri, İran’dan yapılan ithalatın yüzde 60’ını oluşturuyor. Türkiye enerji ihtiyacının önemli bir bölümünü bu bölgeden karşılıyor. Savaş nedeniyle İran’dan yapılacak sevkiyatlarda aksama yaşanması hem enerji arzını tehlikeye sokuyor hem de maliyetleri yukarı taşıyor.
İran’dan doğalgaz ithalatı, toplam ithalatın yüzde 9,36’sını oluşturuyor. Eğer boru hattında bir güvenlik sorunu yaşanırsa ya da İran sevkiyatı durdurursa, Türkiye yeni bir enerji kriziyle karşı karşıya kalabilir. Bu durumda elektrik üretiminden sanayiye kadar geniş bir alanda maliyetler hızla yükselecek, enflasyon üzerindeki baskı daha da artacak.
Bedeli emekçiler ödeyecek
İsrail’in İran’a saldırısı bölgesel savaş tehlikesini büyütürken, ekonomik sonuçları sınırları aşıyor. Petrol fiyatlarındaki artışla birlikte tüm dünyada enerji maliyetleri yükseliyor. Türkiye gibi enerji ithalatına bağımlı ülkeler ise bu artışlardan en çok etkilenenler arasında. Akaryakıta gelen zamlar, gıda ve hizmet başta olmak üzere geniş bir alanda fiyatları yukarı çekecek. Ücretler yerinde sayarken hayat pahalılığı artacak. Bir kez daha görülüyor ki savaşların bedelini sadece canlarıyla değil tüm dünyada ceplerindeki üç kuruşu da kaybederek, sefalet ve sömürüyle de ödüyor.
HABER MERKEZİ