• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
16 Ağustos 2025 Cumartesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Yazarlar Özgür Müftüoğlu

Savaşın nedenleri sorgulanmadan barış mümkün mü?

16 Ağustos 2025 Cumartesi - 00:00
Kategori: Özgür Müftüoğlu, Yazarlar
Mesele Suriye’nin özgürleşmesi mi küresel ekonomiye entegrasyonu mu?

Otoriter rejim bir taraftan sendikal hak ve özgürlükleri ortadan kaldırarak emekçileri açlığa, yoksulluğa mahkum ederken diğer taraftan çıkarılan yasalar ve bitmek bilmeyen orman yangınlarıyla çevre kıyımı son sürat devam ediyor. Bu arada belediyelere yönelik operasyonlar CHP’li belediye başkanlarının AKP’ye transfer olmaya “ikna” edilmesi gibi farklı yöntemlerle sürerken, yargıya ilişkin şaibelerin, skandalların ardı arkası kesilmiyor. Öte yandan Suriye’de Araplar dışındaki halkların iradesini görmezden gelen; kendi halkına yaptığı katliamları aşikâr olan bir rejime entegre olunmasında ısrar eden; Kürt halkının ve diğer halkların güvenliği için varlığını sürdüren SDG’ye yönelik tehdit dili kullanan bir dış politika anlayışı izleniyor.

Bütün bu gelişmeler yaşanırken, başka bir taraftan da 40 yılı aşkın süredir devam eden savaşın sona erdirilerek barış ortamının sağlanması için müzakereler sürüyor. Saydığımız -ve sayamadığımız- tüm bu sorunların müsebbibi olan AKP/MHP iktidarının müzakerelerde devlet tarafını temsil etmesi, barış umudunu ateşleyen süreç konusunda kafaların karışmasına neden oluyor haliyle. Buna bir de AKP’nin büyük bir hayal kırıklığıyla sonuçlanan önceki barış sürecinde masayı devirmesi ve bugün gerçekleşen müzakerelerde barışı “Terörsüz Türkiye” diyerek sadece silah bırakmayla sınırlı görmesi de eklenince kafa karışıklığı daha da artıyor. TBMM’de kurulan Komisyon’un -şimdilik- büyük bir problem olmadan yürüdüğüne ilişkin haberler de iktidara yönelik güvensizliği ortadan kaldırabilmiş değil.

Meclis’te kurulan Komisyon’da ve müzakerelerin yürütüldüğü diğer platformlarda AKP/MHP iktidarının karşısında müzakereci olarak bulunanların barış sürecine ilişkin kaygılarını göz önünde bulundurduklarına ve bu kaygıları ortadan kaldırma çabası içinde olduklarına/olacaklarına şüphe yok. Ancak  “sütten ağzı yananların yoğurdu üfleyerek yemek istemesi”ni de anlayışla karşılamak gerekiyor.

Kürt halkının politik bilinci, toplumsal barışın sağlanması konusundaki samimiyeti ve siyasi temsilcilerine olan güveni tüm kaygılara rağmen en azından süreci sekteye uğratacak tavırlardan kaçınmasına olanak sağlıyor. Ancak Türkiye halklarının tümü için bunu söylemek pek mümkün değil.

Barış sürecine kökten karşı çıkan İYİ Parti ve Zafer Partisi gibi kimi ulusalcı sağ partileri ve bazı sol yapıları bir kenara bırakırsak, toplumun geniş kesimini temsil eden siyasetlerin barış sürecini az ya da çok benimsediğini söyleyebiliriz. Bunlar içinde Meclis’te milletvekili bulunanlar da zaten Meclis’te kurulan Komisyon’da doğrudan yer alıyor.

İktidarın “Terörsüz Türkiye”, Kürt ulusal hareketinin “Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı” olarak adlandırdığı sürecin bundan önceki çözüm süreçlerinden en önemli farkı belki de toplumun geniş kesimlerinin müzakerelerin en azından Meclis’teki ayağında yer alıyor olmasıdır. Toplumsal tabanının geniş olması, sürecin başarıyla sonuçlanması umudunu arttırmakla beraber süreç ilerlerken otoriter rejimin ve onun yarattığı anti demokratik ortamın değişmemesi, sürece dair kaygıları gidermek bir yana bu kaygıların daha da büyümesine yol açıyor.

Barışa karşı olmayanların sürece ilişkin en önemli endişesi “AKP’nin süreci, otoriter rejimi güçlendirmek ve kalıcılaştırmak için kullanacağı” varsayımına dayanıyor. Bu nedenle demokrasi ve hukukun üstünlüğü konusunda ilerleme olmadan barış sürecinin de başarılı olamayacağını düşünüyorlar. Demokrasi olmadan savaşa neden olan koşulların ortadan kaldırılamayacağı aşikârdır! Dolayısıyla demokrasi olmadan barışın olamayacağı varsayımı yanlış olmamakla birlikte göz ardı edilmemesi gereken bir başka gerçek de şudur: 100 yılı aşkın süredir devletin müesses nizamı haline getirilmiş -etnik kökenine, dinine, mezhebine göre halkları ayrıştıran birbirine düşmanlaştıran- politikaların neden olduğu savaş ortamında, halklar arasında düşmanlıklara son vermeden demokrasiyi sağlayacak bir mücadelenin koşullarını oluşturmak imkansızdır!

Bugün demokrasi olmadan barışın sağlanamayacağını söyleyenlerin önemli bir kısmı, süreci AKP’nin “Terörsüz Türkiye” söylemiyle de empoze etmeye çalıştığı gibi, silahların bırakılmasından ibaret görmektedir. Bu nedenle süreci sorgularken sıkça AKP/MHP iktidarına “Dün terörist, vatan haini dediklerinizle bugün neden barışıyorsunuz?” sorusunu yöneltmektedir. Oysa barışı gerçekten isteyenlerin barışı değil, savaşa neden olan politikaları sorgulaması ve muktedirlere “Bu toprakların kadim halklarından olan Kürt halkını, neden en temel insani haklarını ve eşit yurttaş olmayı talep ettikleri için yıllardır terörist, vatan haini olarak suçladınız?” sorusunu sormaları gerekir. Bu soru ve ardından gelecek soruların aydınlatacağı gerçekler, milliyetçi kesimlerin ve özellikle CHP’nin üzerinde önemle durduğu “şehit yakınlarının barış sürecine ikna edilmesi” için de yol gösterici olacaktır.

Bu arada akıldan çıkarılmaması gereken gerçek, birlikte yaşayan halklar arasında ezen-ezilen ilişkisinin ve bunun beslediği ayrımcılığın olduğu toplumlarda ne barışın ne de demokrasinin, hukukun, adaletin tesis edilebileceğidir. Bu nedenle içinde bulunduğumuz sürece ilişkin yaşanan kafa karışıklığı anlaşılır olmakla birlikte, olan bitenlere dair doğru bir tutum belirlemek için doğru sorularla yola çıkmak gerekir.

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

Sanatta içerik ve biçim

Sonraki Haber

Tarihsel kırılmalar ve siyasal zemin

Sonraki Haber
ABD seçim sonuçları ve  kötülüğün ardına kadar açılan kapıları

Tarihsel kırılmalar ve siyasal zemin

SON HABERLER

Azizoğlu: Musa Anter Kürt gazeteciliğinin ruhudur

Azizoğlu: Musa Anter Kürt gazeteciliğinin ruhudur

Yazar: Yeni Yaşam
16 Ağustos 2025

Suriye’de cihatçı unsurlar yeni ordu olarak yapılandırılıyor

Suriye’de cihatçı unsurlar yeni ordu olarak yapılandırılıyor

Yazar: Yeni Yaşam
16 Ağustos 2025

ABD seçim sonuçları ve  kötülüğün ardına kadar açılan kapıları

Tarihsel kırılmalar ve siyasal zemin

Yazar: Yeni Yaşam
16 Ağustos 2025

Mesele Suriye’nin özgürleşmesi mi küresel ekonomiye entegrasyonu mu?

Savaşın nedenleri sorgulanmadan barış mümkün mü?

Yazar: Yeni Yaşam
16 Ağustos 2025

Sanatta içerik ve biçim

Sanatta içerik ve biçim

Yazar: Yeni Yaşam
16 Ağustos 2025

Hakikatin ruhu, yolda birlik, tarihi sorumluluklarımız (2)

Makbul yurttaşın sonu: Özgür ve komünal yurttaşın zamanı

Yazar: Yeni Yaşam
16 Ağustos 2025

Trump ve Putin Alaska’da bir araya geldi

Trump ve Putin Alaska’da bir araya geldi

Yazar: Yeni Yaşam
15 Ağustos 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır